Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/2790
Karar No: 2017/5037
Karar Tarihi: 13.06.2017

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/2790 Esas 2017/5037 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2017/2790 E.  ,  2017/5037 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 22.09.2004 gününde verilen dilekçe ile vasiyetnamenin iptal ve tenkis talebi üzerine yapılan muhakeme sonunda; vasiyetnamenin iptali taleplerin kabulüne dair verilen 16.03.215 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili duruşmasız olarak davalılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 05.04.2016 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Av. ... ile karşı taraf temyiz eden davalı vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    KA R A R
    Dava vasiyetnamenin iptali ikinci kademede tenkis talebine ilişkindir.
    Davacılar vekili, muris ... davacı müvekkillerinden ...ile ..."in kızkardeşleri , davacı ..."in de kızı , davalı ...... de eşi olduğunu , muris ... 09/05/2002 tarihinde çocuksuz olarak vefat ettiğini, davalının... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2004/161 Esas sayılı dosyasında vasiyetnamenin tenfizi talebi ile dava açtığını , müvekkillerinin de bu şekilde yapılan vasiyetnameden haberdar olduklarını, iptali talep edilen vasiyetnamenin Amerika Birleşik Devletleri ... Eyaleti Denver Bölgesi"nde görev yapan USAF - ABD Hava Kuvvetleri Yetkilisi .... tarafından onaylanmış 7 Aralık 2007 günlü vasiyetname olduğunu, bu vasiyetname ile murisin gerek Türkiye"de gerekse Amerika Birleşik Devletleri"ndeki menkul - gayrimenkul malları ile tüm maddi değerlerini davalıya bıraktığını, vasiyetnamenin Türk Medeni Yasası"nın öngördüğü şekilde ve yetkili makamlarca yapılmadığını ve onaylanmadığını, ayrıca vasiyetnamenin murisin el yazısı ile hazırlanmadığı gerekçesi ile şekil şartını da taşımadığını, noterlikçe düzenleme şeklinde yapılmadığını, murisin vasiyetnamenin hazırlandığı tarihlerde kanser hastalığının en ağır dönemlerini yaşamakta olduğunu ve kemoterapi tedavisi gördüğünü, çok yakın ölüm korkusu ve kullanmakta olduğu ilaçlar ile uygulanan tedavilerin yan etkileri nedeni ile vasiyetnamenin düzenlenmesi için gerekli temyiz kudretinden ve ayırt etme gücünden yoksun olduğunu, murisin vasiyet alacaklısı davalı eşi tarafından yönlendirilerek psikolojik baskı altında bu vasiyetnameyi yapması için zorlandığını belirterek vasiyetnamenin iptaline , vasiyetnamenin iptaline yönelik talebin reddi halinde aynı vasiyetnamenin davacı müvekkillerinin saklı paylarını aşan kısmı bakımından tenkisine davacıların saklı paylarını aşan ve vasiyetten yararlanan davalının uhdesinde bulunan , bulunacak tereke kısmının davacı müvekkillerine iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili vasiyeti iptal davası açma hakkının davacının tasarrufu , iptal sebebini ve kendisinden hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl geçmekle düşeceğini, dava konusu vasiyetin 07/12/2001 tarihli olup , miras bırakanın 09/05/2002 "de vefat ettiğini, vasiyetnameden başından beri haberdar olan davacıların müvekkili ve muris arasındaki evliliğin Amerika"da gerçekleşmesi ve Türkiye"deki ilgili nüfus müdürlüğüne zamanında bildirilmemesi nedeni ile o tarihlerde müvekkilinin henüz nüfus kayıtlarında murisin eşi olarak görünmemesini fırsat bilerek alelacele veraset ilamı aldıklarını, murisin babas... kalan gayrimenkullerin hemen hemen tümünde müvekkilini dışarıda bırakarak kendi üzerilerine intikal yaptırdıklarını, bu olayda davacıların kötü niyetlerini açıkça ortaya koymakta olduğunu, bahsedilen intikallerin tarihlerinin 28 Mart 2003 olduğunu, bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, öncelikle bu sebepten davanın reddedilmesi gerektiğini , dava konusu vasiyetin her türlü şekil şartına uygun olarak tanzim edildiğini, vasiyetnamenin Birleşik Devletler 10 Sayılı Kanunu"nun 1044a.bölümündeki yetkiye dayanarak düzenlendiğini, vasiyetname tarihinde murisin henüz kemoterapi tedavisi görmediğini, bu tedaviden sonra dahi murisin bilincinin ve temyiz kudretinin yerinde olduğunu, tanıklarında İzmir 12 Asliye Hukuk Mahkemesi dosyasındaki beyanlarında, murisin akıl sağlığının son ana kadar yerinde olduğunu belirttiklerini, eğer davacıların iddiaları doğru olsa idi murisin Türkiye"de olduğu dönemde ve kendi ailesinin yanındayken bir başka deyişle var olduğu iddia edilen psikolojik baskı kalktığı an ilgili vasiyeti iptal ettirmeleri gerektiğini, belirterek haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece vasiyetnamenin iptali talebinin reddine, tenkis isteminin kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmü davacılar vekili ve davalı vekili temyiz etmiştir
    Mahkeme zorunlu nedenlerle kararını gerekçesi ile birlikte yazmadan, yalnız hüküm sonucunu tefhim etmekle yetinebilir. Bu halde de tefhim edilen hüküm sonucunun açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde duruşma tutanağına geçirilmesi ve okunması gerekir. (HUMK. 318/2,388 maddesi son fıkra) Bu şekilde, tefhim edilen hüküm sonucuna kısa karar denir. Kısa karar hüküm fıkrası niteliğinde olduğu için kısa kararın tefhimi ile hüküm hukuki varlık kazanır. Diğer yandan mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı HUMK"nun 388. maddesinde de belirtilmiştir.Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında birer birer duraksamaya yer bırakmayacak biçimde gösterilmesi gerekir. Aynı kural HUMK"nun 389. maddesinde de benimsenmiştir. Keza HUMK"nun 381. maddesinde (kararın tefhimi en az 388. maddesi hükmünde belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçilerek okunması suretiyle olur.) düzenlenmesine yer verilmiştir.
    Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği olup, aksi halin yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratacağında kuşku yoktur. Bir başka ifadeyle kamu düzeni ve barışın tehlikeye düşeceği açıktır. (..... H. M. Usuli adlı eseri, 2001 baskılı sh. 2952, 2953)
    Somut olayda mahkemece Murisin terekesine dahil... ili... İlçe ... Mah , 448 ada, 5 parselde kayıtlı taşınmaz ile ... İli, ... İlçesi, ... Mah . 27353 ada, 11 parsel , ... İli ... İlçesi... Mah 7560 ada, 6 nolu parsel, ... İli ... İlçesi ...Mah 967 parsel , ... İli ... İlçesi ...Mah. 6018 ada, 12 parselde 1 nolu daire, ... İli .... İlçesi ...Mah 6018 ada 12 parselde iki nolu daire , ... İli... İlçesi ... Mah 23515 ada, 1 parsel ,... İli... İlçesi .... Mah. 23090 ada, 2 ve 1 nolu parsellerde muris .... hisselerinin tapusunun iptali ile bu hissenin 6 pay kabul edilerek , 3 payının ..."e , 1er"den 3 payının da ....,. ve birleşen dosya davacısı .... adına tapuya tespit ve tesciline karar verilmiştir. Ancak dosya içerisinde bulunan tapu kayıtlarından 6018 ada 12 parsel sayılı taşınmazın murisi babası ... adına kayıtlı olduğu, 448 ada 5 parsel sayılı taşınmazın verasete iştirak şeklinde murisin babası ... ve dava dışı üçüncü kişiler adına kayıtlı olduğu, 7560 ada 6 parsel 26 nolu bağımsız bölümün davacılar ... ve ... adına elbirliği mülkiyeti şeklinde kayıtlı olduğu, 27353 ada 11 parsel sayılı taşınmazın 127/15704 hissesinin davacılar ......ve ... adına elbirliği mülkiyeti şeklinde kayıtlı olduğu, 967 parsel sayılı taşınmazın davacılar Şaziye, ... ve ... adına elbirliği mülkiyeti şeklinde kayıtlı olduğu, 23490 ada 1 parsel sayılı taşınmazda 24999/608540 hissenin davacılar ., .... ve ... adına elbirliği mülkiyeti şeklinde kayıtlı olduğu, 23490 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 10389/161400 hissesinin davacılar ... adına elbirliği mülkiyeti şeklinde kayıtlı olduğu 23515 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının ise imar sebebiyle kapatılmış olduğu anlaşılmıştır. Yukarıda bahsedildiği gibi mahkmece muris ... hisselerinin tapusunun iptaline karar verilmiştir. Ancak tapu kayıtlarının incelenmesinde murisin tapuda üzerine intikal eden bir hissesi bulunmamaktadır. Mahkemece ... hisseleri belirlenerek hangi oranda tapunun iptal edileceği açık ve infaza elverişli şekilde belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ :Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 1480 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalıya, 1480 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacılara verilmesine istek halinde peşin yatıranlara temyiz harcının yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
    13.06.2017 tarihinde oy birliği ile karar verildi.












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi