MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten öldürmeye teşebbüs, kasten yaralama, hakaret
HÜKÜM : 1-Sanık ... hakkında;
- Mehmet"e yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçundan TCK"nun 81, 35, 29, 62, 53. maddeleri uyarınca 2 yıl 9 ay 10 gün hapis cezası,
- Sadrettin ve Mehmet"e yönelik hakaret suçlarından CMK"nun 223/2-e maddesi uyarınca ayrı ayrı beraat,
- Sadrettin"e yönelik kasten yaralamaya teşebbüs suçundan TCK"nun 25/1 maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığına,
2-Sanık ... hakkında; - Muhammet"e yönelik kasten yaralamaya teşebbüs suçundan TCK"nun 86/2, 86/3-e, 35, 62. maddeleri uyarınca 3 ay 22 gün hapis cezası, CMK"nun 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına,
- Muhammet"e yönelik hakaret suçundan TCK"nun 125/1-4, 62, 52/2 maddeleri uyarınca 1.740 TL adli para cezası, CMUK"nun 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına,


1-Sanık ... hakkında kasten yaralamaya teşebbüs ve hakaret suçlarından verilen 5271 sayılı CMK’nun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlar itiraz yasa yoluna tabi olduğundan inceleme dışı bırakılmıştır.
.

2-Sanık ... müdafii ile katılan ... vekilinin temyiz dilekçelerinin kapsamı dikkate alındığında, sanık ..."in katılanlar Sadrettin ve Mehmet"e yönelik hakaret ve ayrıca katılan ..."e yönelik kasten yaralama suçlarından kurulan hükümlere ilişkin temyiz talebi bulunmadığından, bu hükümler yönünden görüş bildiren tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiş ve buna bağlı olarak sanık ..."nın katılan ..."a yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçundan kurulan mahmumiyet hükmüyle sınırlı olarak yarılan incelemede,
3-Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın katılanı kasten öldürmeye teşebbüs suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, tahrikin varlığına ve takdire ilişkin cezayı azaltıcı sebeplerin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmediğinden, sanık müdafiinin eylemin meşru müdafaa sınırlarında kaldığına, suç vasfına, katılan vekilinin haksız tahrik bulunmadığına yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre, olay günü sanığın Mehmet Akif Ersoy Caddesi üzerinde yürüdüğü esnada karşılaştığı katılandan alacağını talep ettiği, katılanın buna kızarak yerden aldığı mermer parçası ile sanığa vurmak istediği ancak tanık ..."ın engel olduğu, ayrıca katılanın sanığa sinkaflı sözlerle hakarette bulunduğu, akabinde sanığın arkasını dönerek olay yerinden ayrılacağı sırada katılanın kardeşi Sadrettin"in de olay yerine gelerek sanığa sinkaflı sözlerle hakaret etmeye başladığı ve vurmaya çalıştığı, ancak tanık ..."ın engel olduğu, bu sırada katılanın tekrar sanığa saldırması üzerine sanığın biri derin olmak üzere dört bıçak darbesiyle katılanın göğüs bölgesine vurarak sol akciğer alt kısmında minimal hemotoraksa ve yaşamını tehlikeye sokan bir duruma neden olacak şekilde yaraladığı anlaşılan olayda;
A-Teşebbüs nedeniyle 9 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası öngören 5237 sayılı TCK"nun 35. maddesi ile yapılan uygulama sırasında, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı birlikte gözetilerek makul bir ceza tayini yerine yazılı şekilde 10 yıl hapis cezasına hükmolunması suretiyle eksik ceza tayini,
B-TCK"nun 29. maddesinin uygulanması sırasında katılandan kaynaklanan tahrik oluşturan söz ve davranışların ulaştığı boyuta göre asgari orana yakın indirim yapılmasının yeterli olduğu gözetilmeden, 2/3 oranında indirim tatbiki suretiyle eksik ceza tayini,
C-24.11.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı Kararı ile 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin iptal edilen bölümleri doğrultusunda sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

Yasaya aykırı olup, sanık müdafii ile katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak BOZULMASINA, 18/10/2017 gününde oybirliği ile karar verildi.