14. Hukuk Dairesi 2017/2286 E. , 2017/5249 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 21.05.2012 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18.11.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, İİK’nın 121. maddesi uyarınca alınan yetki belgesine dayalı olarak açılan ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin davalı ...’den alacaklı olduğunu, Balıkesir 1. İcra Müdürlüğü’nün 2010/866 Esas sayılı dosyasıyla takip yaptıklarını, borçluya ait Havran Büyükdere Köyü 2712 parsel sayılı taşınmaza haciz koydurduklarını, Balıkesir 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nden yetki belgesi aldıklarını belirterek, ortaklığın satış yoluyla giderilmesini talep etmiştir.
Davalı ... tarafından verilen cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın müşterek mülkiyete konu olduğunu, davalı borçlunun alacaklısı tarafından dava açılamayacağını, kendisi tarafından yapılan iyileştirmeler nedeniyle değerinin iki kat arttığını ve satılması halinde davalı borçlunun sebepsiz zenginleşeceğini, yaptığı masrafların hesaplanmasını, aynen taksimi mümkün olmasına rağmen satılmasında davacının hukuki yararının olmadığını, davanın reddini, mahkeme aksi kanaatte ise aynen taksim suretiyle ortaklığın giderilmesini talep etmiştir.
Davalı ... tarafından verilen cevap dilekçesinde; borçlu olanın kendisi olduğunu, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiştir.
1-5578 sayılı Kanunla değiştirilen 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8. maddesi gereğince bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinin mirasa konu olmaları ve üzerlerinde her ne sebeple gerçekleşmiş olursa olsun birlikte mülkiyetin mevcut olması durumunda bu arazilerin ifraz edilemeyeceği, payların 3. şahıslara satılamayacağı, devredilemeyeceği hükmü mevcutken, 5403 sayılı Kanunun 8. maddesinde 30.04.2014 tarihli ve 6537 sayılı Kanunun 4. maddesi ile yapılan ve 15.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren değişiklikle "Tarım arazileri Bakanlıkça belirlenen büyüklüklerin altında ifraz edilemez, hisselendirilemez. Hazine taşınmazlarının satış işlemleri hariç olmak üzere pay ve paydaş adedi artırılamaz...." şeklinde düzenleme yapıldığından artık asgari tarımsal arazi büyüklüklerinin altındaki arazilerde de payın üçüncü şahıslara satışı ve devri mümkün hale gelmiştir.
Bu durum kanun değişikliğinden kaynaklandığından usuli kazanılmış hak da oluşturmaz.
Somut uyuşmazlıkta; dosya içerisindeki tapu kayıtlarına göre borçlu (davalı), dava konusu taşınmazda paylı malik durumundadır. Yukarıda bahsedilen yasal değişiklik sonunda alacaklı (davacı) tarafından borçlunun haczedilen payının doğrudan icra yolu ile satışı mümkün hale geldiğinden alacaklının (davacı) İcra ve İflas Kanununun 121. maddesi gereğince yetki alarak dava konusu taşınmaz yönünden ortaklığın giderilmesi davası açmasında hukuki yararı kalmamıştır.
Mahkemece, dava konusu 2712 parsel sayılı taşınmaz yönünden hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
2-Davacı alacaklı HSBC Bank A.Ş.’nin yargılama sırasında payını Girişim Varlık Şirketi’ne devrettiği ancak gerekçeli kararda ....’nin yer aldığı anlaşıldığından, HMK"nın 125/2. maddesi uyarınca devralan Girişim Varlık Şirketi’nin davada taraf olarak gösterilmesi gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenler ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 19.06.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.