17. Hukuk Dairesi 2016/15568 E. , 2019/10189 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; davalıların sürücüsü, işleteni ve trafik sigortacısı olduğu aracın davacıların murisinin sevk ve idaresindeki araca çarpması neticesinde davacıların murisinin vefat ettiğini, davacıların destekten yoksun kaldıklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi tazminatı ile Nuray için 15.000,00 TL, ... için 15.000,00 TL, Fatma için 10.000,00 TL, İsmail için 10.000,00 TL olmak üzere toplam 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden başlayarak işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini davacı ... için 93.646,79 TL, ... için 3.561,76 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı ... vekili;müteveffanın ölümü ile kaza arasında illiyet bağı olmadığını,kazada kusurun müteveffada olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... şirketi vekili; davalı sürücünün idarenideki aracın müvekkili nezdinde trafik sigortasının olduğunu sorumluluğun sigortalının kusur oranında poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, ilgili kurumlar tarafından ödemelerin tazminat hesabında mahsubu gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı Otokoç Otomotiv Tic. Ve San. A.Ş vekili; araç kiralama işi ile iştigal eden müvekkilinin, aracı ucun süreli araç kiralama sözleşmesi ile dava dışı koç sistem bilgi ve iletişim hizmetleri A.Ş"ye kiralandığını, sürücünün ise bu şirketin çalışanı olduğunu, bu nedenle davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, maddi ve manevi tazminat talebinin açıklanmadığını, ceza dosyasının beklenilmesini, talebin fahiş olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma,toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının davalı Otokoç Otomotiv Ticaret ve Sanayi A.Ş. karşı açtığı maddi manevi tazminat davanın reddine, davacı ..."ın açtığı diğer davalılara karşı açtığı maddi tazminatının kabulü ile 93.646,79 TL maddi tazminatın 08/06/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile beraber ilgili davalılardan alınarak davacıya verilmesine, davacı ... Çakar"ın açmış olduğu maddi tazminatının kabulü ile 3.561,76 TL maddi tazminatın 08/06/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile beraber ilgili davalılardan alınarak davacıya verilmesine, davacı ..."ın manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 15.000,00 TL manevi tazminatın 08/06/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile beraber davalılardan ..."den alınarak davacıya verilmesine, davalı Alianz Sigorta A.Ş. açılan davanın reddine, davacı ... Çakar"ın manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 7.500,00 TLmanevi tazminatın 08/06/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile beraber davalılardan ..."den alınarak davacıya verilmesine, davalı Alianz Sigorta A.Ş. açılan davanın reddine, davacı ..."ün manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 7.500,00 TLmanevi tazminatın 08/06/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile beraber davalılardan ..."den alınarak davacıya verilmesine, davalı Alianz Sigorta A.Ş. açılan davanın reddine, davacı ..."ın manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 7.500,00 TL manevi tazminatın 08/06/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile beraber davalılardan ..."den alınarak davacıya verilmesine, davalı Alianz Sigorta A.Ş. açılan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde,dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacılar vekilinin aşağıdaki (2),(3) ve (4) nolu bentler dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
../..
-3-
2016/15568
2019/10189
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
10.04.1992 gün 7/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, hakimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olmasını öngörmektedir. Kısa kararda hükmedilen bir yükümlülüğün gerekçeli kararda hüküm altına alınmamış olmasının, hükmün gerekçe kısmında kabul edildiği bildirilen bir yükümlülüğün, hüküm fıkrasında karar altına alınmayışının çelişki teşkil etmediğini söylemek mümkün değildir. Yargı erkinin görev ve yetkisi, Anayasa ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak, keza İBK"nın bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir. Tefhim edilen hüküm başka, gerekçeli karardaki hüküm başka ise, bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır. Öyle ki İBK ile bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde başka bir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir.
Diğer taraftan 1086 sayılı HUMK"nun 381-389. maddelerinde (6100 sayılı HMK"nun 294-297. maddeleri), hükmün tefhimi, nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. HUMK’nun 388. maddesinde (HMK"nun 297/II maddesi); hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu açıklanmıştır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalı ve tereddüt yaratıcı olmamalıdır.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
Somut uyuşmazlıkta; yerel mahkemenin kısa kararı ile gerekçeli kararının hüküm fıkrası birbiriyle uyumludur. Ne var ki; yerel mahkemece, hükmün maddi tazminata yönelik kısmında “ilgili davalılardan alınarak” şeklinde hüküm tesis edildiği görülmektedir. Hükmün bu haliyle infazda tereddüt yaratacak nitelikte olduğu açıktır.
Bu durumda mahkemece, taraflara yükletilen ödevlerin ve bahsedilen hakların hiçbir kuşku ve tereddüt gerektirmeyecek şekilde çok açık ve icra (infaz) edilebilir nitelikte hüküm kurulmak üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
3-Kabule göre; Murisin evli ve çocuklu olması durumunda desteğe ve eşe 2 şer pay, çocuklara 1 pay verilerek gelirin paylaştırılması gerekmektedir. Bu durumda çocuklar herhangi bir okulda okumuyor yada okuma ihtimalleri yoksa erkekler için 18 yaş, kız çocuklar için 22 yaş, yüksek okul okumaları yada okuma ihtimalleri olması durumunda 25 yaşına gelince destekten çıkarılarak, çıkan çocuğun payı diğer paydaşlara dağıtılacaktır. Çocukların tamamı destekten çıktığı tarih itibarı ile desteğin gelirinin yarısı desteğe yarısı ise eşe paylaştırılarak hesaplama yapılması uygun olacaktır.
Hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda müteveffanın eşine gelirinin %40 ve %45 oranlarında destek olacağını, çocuğu ...’e ise 18 yaşını ikmale kadar %15 oranında destek olacağı kabul edilmiş, bunun neticesinde, eş Nuray için 93.646,79 TL, çocuğu ... için 3.561,76 TL tazminat hesaplanmıştır. Somut olayda; eşe %40, desteğe %40 ve çocuğuna %20 şeklinde pay ayrıldıktan sonra çocuğu desteklikten çıktıktan sonra sağa kalan eşe %50, desteğe %50 olacak şekilde pay dağıtımına gidilmelidir. O halde, yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda destek tazminatı hesaplanarak davacıların alacağı tazminat miktarlarının belirlenmesi gerekirken yanlış ilkeler benimseyen, denetime açık olmayan, yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
4-Kabule göre; karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin AAÜT"nin 13/1. maddesinde "Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin İkinci Kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.", yine 10/4 maddesine göre "Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından vekalet ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir.", 10/2 maddesine göre de "Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez."
Mahkemece, yukarıda bahsedilen yasal düzenlemeler karşısında maddi ve manevi tazminat hükümleri yönünden tek vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmadığı gibi, reddedilen manevi tazminat yönünden hükmolunan vekalet ücretinin, kabul edilen manevi tazminat üzerinden hesaplanan vekalet ücretinin üzerinde olamayacağı dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamıştır.
5-Bozma sebep ve şekline göre davalı ... vekilinin manevi tazminata yönelik sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin ve davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (5) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin manevi tazminata yönelik sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına (2), (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalı ..."e geri verilmesine, 05/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.