
Esas No: 2015/14667
Karar No: 2017/5349
Karar Tarihi: 20.06.2017
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/14667 Esas 2017/5349 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 05.11.2010 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne kısmen de karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 18.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi talebine ilişkindir.
Davacılar vekili, İli, .. İlçesi, 27 ada 8 parsel, 142 ada 11 parsel, 181 ada 51 parsel sayılı taşınmazlardaki ortaklığın mümkünse aynen taksim, değilse satış sureti ile giderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili de, dava konusu taşınmazlarda ortaklığın mümkünse aynen taksim, değilse satış sureti ile giderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme, 27 ada 8 parselde yargılama sırasında kat mülkiyetine geçildiğinden konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 142 ada 11 parsel, 181 ada 51 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Öte yandan, 6100 sayılı HMK"nın "Hükmün kapsamı" başlıklı 297/2. maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Anılan yasa maddesine göre, hükmün infaza elverişli olarak kurulması gerekir.
Somut olaya gelince; 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/283 Esas, 2013/93 sayılı kararı ile dava konusu 142 ada 11 parsel sayılı taşınmazdaki 2 adet yapı, kuyu ve 12 adet zeytin ağacının davalı paydaşlardan ..."a ait olduğu tespit edilmiş ve karar kesinleşmiştir. Hüküm sonucunda "satış bedelinin taraflara tapu kaydındaki payları oranında ve mirasçılık belgesindeki payları oranında ve 11 parselde satış bedelinin 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/283 Esas - 2013/93 Karar sayılı kararı da nazara alınarak orantılama yapılmak suretiyle dağıtılmasına" ifadesi yer almakta ise de; bir başka mahkeme ilamına atıf yapılmak suretiyle kurulan hükmün infazı mümkün değildir.
Yukarıda değinilen ilkeler de gözetilerek, infaza elverişli karar verilmesi gerekirken, yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün, BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 20.06.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.