11. Hukuk Dairesi 2015/12301 E. , 2017/323 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 31/03/2015 tarih ve 2012/6-2015/309 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkil kurumun çaylarının marka tescilli ve Markalar Kanununun 4128 sayılı yasa ile iptalinden sonra 556 sayılı KHK ile koruma altına alındığını, davalı firmanın müvekkil kurumun marka tescilli 1000 gr"lık ...çayını aynı isimle "... ....", 1000 gr"lık ... .... Çayını "... Çayı" ve ...çayını" ... ..." çayı olarak piyasaya sürerek haksız rekabette bulunduğunu, bu sebeple hem maddi ve hem manevi olarak telafisi imkansız olacak şekilde zarara uğrattığını, müvekkili kurumun uğramış olduğunu iddia ederek zarara karşılık olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 7.000 TL maddi, 5.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesini ve ayrıca tecavüz teşkil edecek şekilde üretilen çaylar hakkında toplatma kararı verilmesini talep etmiştir, 19.01.2015 havale tarihli ıslah dilekçesi ile, 7.000 TL açmış oldukları maddi tazminat miktarını 11.003,39 TL artırdıklarını ve sonuç olarak 18.003,39 TL maddi tazminat miktarına karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalılar vekili, müvekkilinin ... markasını uzun süredir kullanmakla birlikte ... ilinde faaliyet gösteren tüm üreticilerin de bildiği gibi müvekkilinin sahibi olduğu markaların ... tarafından da bilinmekte olduğunu, davacı tarafın müvekkilinin var olan durumuna uzun süre boyunca ses çıkartmadığını, ancak marka değeri ile birlikte satış hacmi de büyüyünce müvekkilinin pazar payının büyümesini engellemek ve bu başarıdan kazanç sağlamak amacıyla işbu davayı açtıklarını, ... çay markasının bilinen, tanınan, sıklıkla üretilen ve satışı yapılan ürünlere sahip olduğunu, bu nedenle davacının iş bu davayı açmakta kötü niyetinin bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme kararına, davalılar tarafından kullanılan ... ..., ... ..., ... ... markalarının davacı adına tescilli ... ... çayı, ... Çayı,...çayı, ... .. ... Çayı,... Çayı, ... ... Çayı markalarından doğan haklara 556 sayılı KHK 9/1-b ve 61-a kapsamında aykırılık oluşturduğu ve bu markaların haklarına tecavüz ettiği,
haksız rekabet oluşturduğu, davalının kullandığı çay ambalajlarının tasarımının davacı adına tescilli tasarımlara 554 sayılı KHK kapsamında tecavüz etmediği, davalılar tarafından kullanılan ... Çay, ... Çay ..., ... ..., markalarının davacı adına tescilli 89367 Lüks ... Çayı, 89419 sayılı ... Çayı, 151379 sayılı...Çayı, 151576 sayılı...Çayı, 2006 63481 sayılı ... .. ... Çayı, 89365 sayılı ... Çayı, 89360 sayılı ... ... Çayı ile haksız rekabet oluşturduğu, bilirkişi raporuna göre davalının "... ...", "... Çayı" ve ".. ..." çayı biçimindeki markalarının ambalaj ve kullanım biçimine göre kullanmasının iltibas yaratması nedeniyle davacının...Çayı, ... ... Çayı ve ...Çayı" marka hakkına tecavüz oluşturduğu, davalının kullanmış olduğu çay markaları ile davacıya ait...Çayı, ... ... Çayı ve ...Çayı markalarının karıştırılma ihtimali bulunduğundan bu ambalajların davacı adına tescilli marka ile haksız rekabet yarattığının anlaşıldığı, her ne kadar bilirkişi raporlarında maddi tazminat hususunda net bir hesaplama yapılmamış ise de, uğranılan zarar miktarı tam olarak ispat edilemediğinden, alınan ek bilirkişi heyet raporunda belirtilen net satış ve davalının kar oranı dikkate alınarak davacının maddi tazminat talebinin 18.003,39 TL olarak taktir edildiği, davacının manevi tazminat davası yönünden ise kısmen kabul ve kısmen reddiyle taktiren 3.000 TL manevi tazminata karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, haksız rekabetten kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olmasına rağmen hüküm tarihinde geçerli AAÜT uyarınca davanın Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi sıfatıyla görülmüş olması sebebiyle 2.200,00 TL olarak vekalet ücreti takdiri gerekirken, hüküm fıkrasının 6’ncı bendinde 2.160,40 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine şeklinde hüküm tesisi doğru görülmemiş ancak yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının hüküm fıkrasının altıncı bendindeki 2.160,40 TL vekalet ücretinin 2.200,00 TL olarak düzeltilip, kararının bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 18/01/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.