Abaküs Yazılım
İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2017/1173
Karar No: 2022/341
Karar Tarihi: 11.05.2022

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1173 Esas 2022/341 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1173 Esas
KARAR NO : 2022/341
DAVA : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 29/12/2017
KARAR TARİHİ : 11/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 05.11.2017 tarihinde sürücüsü ... 'nin sevk ve idaresindeki ... plakalı otomobiliyle seyir halindeyken aracın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu özel güvenlik kulübesine çarpması sonucunda kulübe yanında bulunan yaya ... ile ... 'a çarptığını ve yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkili ... 'ın geçirdiği trafik kazası sonucu tedavi gördüğünü ve gördüğü tedavi nedeniyle sakat kaldığını, davalı sigorta şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesine göre mesul olduğu tazminat tutarını ödemesi için 07.12.2017 tarihinde başvuruda bulunulduğunu, ancak başvuruya cevap verilmediğini ve ödeme yapılmadığını beyanla şimdilik 200,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; sigorta şirketine yapılan başvuruda tazminatı değerlendirmeye yeterli belgelerinde eklenmesi gerektiğini, Karayolları Trafik Kanunun madde 97 kapsamında başvuru yapıldığından bahsedilemeyeceğini, dava şartının yerine getirilmediğini, ... plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde 10.10.2017-10.10.2018 tarihleri arasında Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limitleri, poliçe vadesi , sigortalısının sürücünün kusuru, kusur oranı ve maddi zararlarla sınırlı olduğunu, kazanın oluş şekli ve davacının iddia ettiği gibi uğramış olduğu cismani zararın bahse konu bu kaza nedeniyle olup olmadığının tespitinin yapılması gerektiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; 05/11/2017 tarihli trafik kazasından kaynaklı iş göremezliğe dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı sigorta şirketine yazı yazılarak poliçe ve hasar dosyası celp edilmiştir.
SGK'ya yazı yazılarak davacıya davaya konu trafik kazası nedeni ile ödeme yapılıp yapılmadığına ilişkin kurum kayıtları ve araç tescil kaydı celp edilmiştir.
Tedavi evraklarının celbine müteakip davacıya ait maluliyet raporu dosyamız arasına alınmıştır.
... Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2018/ ... esas sayılı ceza dava dosyası Uyap üzerinden celp ve tetkik edilmiştir.
Dosya kapsamına alınan ... Adli Tıp Kurumu ... İhtisas Kurulunun 22/06/2020- ... Karar numaralı raporunda özetle; "...Mevcut belgelere göre;
Salih oğlu, 1964 doğumlu ... ’ın 05/11/2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları hakkında yönetmeliği dikkate alındığında;
I. Kas-İskelet Sistemi, Alt ekstremite uzunluk farklılıkları alt ekstremite özür oranı %5(beş) olup Tablo3.2’ye göre;
1. Kişinin Tüm Vücut Engellilik Oranının %3 (yüzdeüç) olduğu,
2. İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği..." yönünde oy birliği ile mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Dosya kapsamına alınan ... Adli Tıp Kurumu ... İhtisas Kurulunun 24/03/2021- ... Karar numaralı raporunda özetle; "... Mevcut belgelere göre;
1-Salih oğlu 1964 doğumlu ... ’ın 05/11/2017 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanması nedeniyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak:
Gr 1 XII (20e......0)A %3
E cetveline göre %3.3 (yüzdeüçnoktaüç) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı,
2-İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği..." yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan 30/11/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
"...Kusur yönünden teknik değerlendirme:
Dava dosyası kapsamındaki tüm bilgi ve belgeler, kolluk görevlileri tarafından hazırlanan trafik kazası tespit tutanağındaki ilk tespitler, kaza yeri krokisindeki tespitler, aracın ve yayanın krokideki konumları, nöbet kulübesinin konumu, ... Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Soruşturma No : 2018/ ..., Esas No:2018/ ... , İddianame No : 2018/ ... kapsamındaki tespitleri tarafların beyanları, davacı vekillinin tüm beyanları, davalı vekilinin itirazları, tutanaklar, raporlar ve diğer tüm veriler teknik olarak birlikte değerlendirildiğinde; olayın yukarıdaki
“Olayın oluş şekli” kısmında anlatıldığı şekilde meydana geldiği anlaşılmış olup, gereken dikkatini yola vermeyen, mahal şartlarını ve yol özelliklerini de dikkate alarak şeridinde kalacak ve tedbir alabilecek şekilde seyrine özen göstermeyen, sevk ve idare hatası sonucu sola yönelen ve yaya kaldırımı üzerindeki nöbet kulübesine ve kulübe yanındaki yayaya çarpan dava dışı sürücünün %100 oranında kusurlu olduğu, davacı yayanın kusursuz olduğu anlaşılmış olup, kusur gerekçeleri aşağıdaki şekilde ayrıntılı olarak açıklanmıştır.
Mevcut verilere göre;
1) Davalı tarafa sigortalı araç sürücüsü dava dışı ... ... yönetimindeki ... plaka sayılı ... marka otomobil ile yerleşim yerinde gece vakti aydınlatma bulunan mahalde tek yönlü ... Caddesini takiben seyir halinde iken gereken dikkatini yola vermediği, mahal şartlarını ve yol özelliklerini de dikkate alarak şeridinde kalacak ve tedbir alabilecek şekilde seyrine özen göstermediği, sevk ve idare hatası sonucu kontrolsüz şekilde sola yönelerek yaya kaldırımı üzerindeki nöbet kulübesine ve kulübe yanındaki yayaya çarptığı ve 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 47/d(Karayolları ndan faydalananlar, Trafik güvenliğ i ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen diğ er kural, yasak, zorunluluk veya yükümlülüklere uymak zorundadı rlar.)
84/f (Doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yapma) maddelerini ihlal ettiği anlaşılmış olup, dikkatsiz ve özensiz davranışlarından dolayı olayda %100 (Yüzde yüz) oranında kusurludur.
2) Davacı ... ’ın yol dışındaki nöbet kulübesi yanında bulunduğu sırada yol dışı kalan aracın yaya kaldırımında çarpmasına maruz kaldığı olayda, olayı önlemek bakımından alabileceği herhangi bir önlemi bulunmadığından, kusursuzdur.
IV) Tazminat yönünden değerlendirme:
Sigorta poliçesinin düzenlenme tarihi 01.06 2015 tarihinden sonrasına aittir.
Anayasa Mahkemesinin 2019/40 sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunun 90.maddesine ilişkin verilen iptal kararından sonra verilen Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2019/3292 E sayılı emsal kararında özetle; "...Bu durumda mahkemece, ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellere göre (devre başı ödemeli belirli rant yöntemi, % 1,8 teknik faizle) tazminat hesabının yapılmasına ilişkin olarak KTK'nun 90. maddesinde yapılan değişikliğin Anayasa Mahkemesince iptal edildiği, Dairemiz Yargıtay’da uygulama birliğinin sağlanması yönünde tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınması için içtihat geliştirdiği ancak hesaplamalarda progresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen (işleyecek) devredeki gelirlerin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi suretiyle tazminatın hesaplanması için bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi için yerel mahkeme kararının bozulması gerekmiştir..." demekte olup, buna göre de 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren poliçe genel şartlarında ki hesap ilkelerinin uygulanma imkanı da ortadan kalkmıştır.
Her ne kadar 7327 sayı ve 09.06.2021 tarihli Kanunun 18.maddesi ile Karayolları Trafik Kanunun 90.maddesinde: "..c) Sürekli sakatlık tazminatı, ulusal doğum ve ölüm istatistikleri kullanılarak hazırlanan hayat tablosu, zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında yüzde 2’yi geçmemek üzere belirlenen iskonto oranı ve sürekli sakatlık oranı esas alınarak hayat anüiteleri ile genel kabul görmüş aktüerya kurallarına uygun olarak, hesaplanır.." şeklinde düzenleme yapılmış ise de;
Anılan yasal düzenlemeden sonra verilen Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 2021/14963 E, 2021/2953 K ve 14.06.2021 tarihli kararında özetle; ".... Anayasa Mahkemesi'nin 17.07.2020 tarih- 2019/40-2020/40 sayılı iptal kararı da gözetilerek, tazminat hesaplamalarında 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS Genel Şartları'ndaki düzenlemelerin değil Borçlar Kanunu ve Karayolları Trafik Kanunu düzenlemelerinin esas alınması, hesaplamaların TRH 2010 Tablosuna göre ve progresif rant yöntemiyle yapılması ilkeleri Dairemizce benimsendiğinden, tazminat hesap biçimine ilişkin temyiz itirazlarının yerinde görülmemesine göre, davalı vekilinin diğer tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir...." demektedir. Bu durumda;
Nihai takdir ve değerlendirme Sayın Mahkemeye ait olmak üzere işbu kazanın 09.06.2021 tarihli yasal düzenlemeden önce meydana gelmiş olması ve yasal düzenlemeden sonra verilen Yargıtay kararı dikkate alınarak; Hak sahiplerinin bakiye ömür süreleri TRH 2010 yaşam tablosuna göre, bilinmeyen dönem kazançlar ise Yargıtay kararlarındaki gibi %10 artış ve iskonto esasına(progresif rant yöntemine) göre belirlenerek hesaplama yapılacaktır.
1)Sorumluluk durumu
Kusur değerlendirmesinde davalı tarafından sigortalanan araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu belirlenmiş olmakla işbu raporda davalının %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre hesaplama yapılarak takdire sunulacaktır.
2)Geçici ve sürekli iş gücü kaybı zararına ilişkin tespitler
A)Davacının geçici iş göremezlik durumu
a)Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporda davacının iyileşme süresinin 9 ay olduğu belirlenmiştir. Bu durumda;
b)Davacının 9 aylık geçici iş göremezlik dönemindeki maddi zararı %100 malul gibi hesaplanarak takdire sunulacaktır.
c)Davacının sürekli iş göremezlik dönemindeki maddi zararı; geçici iş göremezlik süresinin bittiği tarihten itibaren maluliyetiyle orantılı olarak hesaplanacaktır.
B)Davacının sürekli işgücü kaybı ve maluliyet durumu
a)Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporda; 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre davacının maluliyet oranı %3,3 olarak belirlenmiştir.
b)Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporda; 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre tüm vücut engel oranının %3 olduğu belirlenmiştir.
c)Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2021/2772 ve 2020/11750 E. sayılı kararlarında özetle;".. Maluliyete ilişkin alınacak raporların 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğüne, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine, 01.09.2013 tarihinden sonra Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine, 01.06.2015- 20.02.2019 tarihleri arasında ise Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekir...." demektedir. Bu durumda;
d)Sayın Mahkemenin 15.09.2021 tarihli ara kararında hesaplamanın ATK 2.İhtisas Kurulunun 02.07.2020 tarihli Özürlülük Ölçütü Yönetmelik Hükümlerine göre düzenlenen maluliyet tespitlerinin esas alınmasına karar verilmiş olmakla işbu raporda Adli Tıp Kurumu tarafından 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre düzenlenen 02.07.2020 tarihli raporda belirlenen %3 maluliyet oranına göre hesaplama yapılacaktır.
C)Davacının yaşı ve bakiye ömür süresi
a)05.01.1964 doğumlu davacı, 05.11.2017 olay tarihinde, 53 yıl, 10 ay, 0 günlük olup, 54 yaşında kabul edilerek, TRH 2010 yaşam tablosuna göre muhtemel bakiye ömrü (22)yıl ve muhtemelen (76)yaşına kadar yaşayacaktır.
b)Yargıtay’ın bu konuda yerleşmiş içtihatlarında aktif çalışma yaşı sonu 60 olarak kabul edilmekte olup buna göre kazalının aktif çalışma hayatının (60)yaşına kadar süreceği kabul olunarak, olay tarihinden (60) yaşına kadar bakiye aktif hayat süresi (60-54)= 6 yıl ve pasif devresi (76-60)=16 yıldır.
D)Kazanç durumu ile bilinen dönem kazanç tespiti
a)Dava dosyasında davacının asgari ücretin üzerinde kazanç sağladığını gösterir Yargıtay kararlarına uygun yazılı bir belge bulunmadığından zorunlu olarak hesaplamalar yasal asgari ücretlere göre yapılacaktır. Buna göre;
b)Kazalının 05.11.2017–05.11.2021 tarihleri arası 4 yıllık bilinen dönemdeki net kazançları aşağıdaki gibidir;
¸
E)Bilinmeyen dönem kazanç tespiti
Davacının işlemiş ve bilinen devredeki net kazançları yukarıdaki esaslara göre belirlenmiş olup, herhangi bir artış ve iskontoya tabi tutulmaksızın aynen esas alınacaktır. Ancak;
a)İşleyecek ve bilinmeyen bakiye devre sonuna kadar geçecek süre içinde Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarında belirtilen hususlar nazara alınarak her yıl için ayrı ayrı %10 artış ve %10 iskontolama esasına göre hesaplama yapılacaktır. Bu duruma göre,
b)Kazalının işleyecek devre başındaki net bir yıllık geliri ise;
2.825,90 x 12 Ay = 33.910,80 TL. olup, anılan tutar işleyecek aktif devre maddi zarar hesabına esas alınacaktır. Diğer yandan;
c)Davacı aktif devre sonunda pasif dönemde de emsallerine göre daha fazla efor sarf ederek hayatını idame ettireceğinden Yargıtay’ın bu konudaki kararları dikkate alınarak pasif dönem zarar hesabına da asgari geçim indirimi dikkate alınmaksızın belirlenen net asgari ücretin yıllık tutarı olan (2.557,59 x 12 )= 30.691,08 TL. esas alınacaktır. Buna göre;
F)Geçici ve sürekli iş gücü kaybı nedeniyle maddi zarar hesabı
A-Kazalının geçici iş göremezlik dönemindeki maddi zararı:
a) 9 Aylık geçici iş göremezlik dönemindeki maddi zararı
14.063,14 TL x 100% mal x 100% kusur = 14.063,14 TL
b) Rücuya tabi SGK ödemelerinin tenzili = - 3.354,93 TL
c) Kazalının bakiye maddi zararı = 10.708,21 TL
B-Kazalının sürekli(kalıcı) iş göremezlik dönemindeki maddi zararı:
a) 39 Aylık işlemiş iskontosuz aktif devre maddi zararı
88.625,59 TL x 3,0% mal x 100% kusur = 2.658,77 TL
b) 18 Yıllık işleyecek iskontolu aktif ve pasif devre maddi zararı
558.878,88 TL x 3,0% mal x 100% kusur = + 16.766,37 TL
c) Kazalının sürekli iş göremezlik dönemindeki maddi zarar toplamı = 19.425,14 TL
3)Davalıların sorumluluk kapsamı ve temerrüt tarihi:
a)05.11.2017 kaza tarihinde geçerli olan tarifeye göre davalı sigorta şirketinin zorunlu trafik sigorta poliçesine istinaden sorumluluk üst limiti 330.000,00 TL.dır. Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2014/16455 ile 2013/2073 E sayılı kararlarında açıkça geçici iş göremezlik zararının zorunlu trafik sigorta poliçesi kapsamında ve sakatlık teminatı limitine dahil olduğu belirtilmektedir. Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2015/7731 E. sayılı başka bir kararında ise geçici iş göremezlik zararının zorunlu trafik sigorta poliçesi kapsamında, tedavi gideri klozundan talep edilebileceği belirtilmektedir. Bu durumda;
Davacının yukarıda belirlenen geçici ve sürekli iş gücü kaybı zararları poliçe limiti içindedir.
b)Karayolları Trafik Kanunun 99.maddesinde; “... Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar...” demektedir. Bu durumda;
Davacı tarafından davalıya 07.12.2017 tarihinde başvuruda bulunulmuş ve davalı tarafından maluliyete ilişkin rapor talep edilmiştir.
Kaza 05.11.2017 tarihinde meydana gelmiş olup, ATK tarafından iyileşme süresi 9 ay olarak belirlenmiştir. Bu durumda da başvuru davacının daha iyileşme süresi bitmeden yapılmıştır.
Kazalının iyileşmesi son bulmadan sakatlık oranının ve buna bağlı olarak tazminat tutarının belirlenerek ödenmesi mümkün olmadığından başvuru 99.maddeye uygun düşmemektedir. Bu durumda da davalı sigorta şirketi bakımından en erken temerrüt 29.12.2017 dava tarihinde gerçekleşmiş olacaktır. Sayın Mahkemece aksi kanaate varılarak başvuru tarihine göre temerrüt tarihinin belirleneceğinin kabulü halinde ise başvuru tarihinden 8 iş günü sonrasına göre temerrüt 19.12.2017 tarihinde gerçekleşmiş olacaktır.
c)Kazaya karışan sigortalı aracın kullanım şekli hususi gözükmektedir.
S o n u ç:
Yukarıda Sayın Mahkemeye takdim edilen açıklamalar çerçevesinde, hukuki değerlendirme, takdir ve karar Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, tarafımıza verilen görev çerçevesinde; 05/11/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında;
A)Davalı tarafa sigortalı ... plaka sayılı ... marka otomobil sürücüsü ... ... ’nin %100 (Yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu,
B)Davacı yaya ... ’ın kusursuz olduğu,
C)Davalının %10 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre bu olay sonucu yaralanarak malul kalan davacı ... 'ın ;
a)Geçici iş göremezlik dönemindeki maddi zararının = 10.708,21 TL,
b)Sürekli iş göremezlik dönemine ait
%3 maluliyet oranı ile ilgili maddi zararının = 19.425,14 TL. olduğu,
c)Davacının yukarıda belirlenen maddi zararlarının zorunlu trafik sigorta poliçesindeki limitin içinde kaldığı,
d)Karayolları Trafik Kanunun 99.maddesine göre temerrüdün sigorta şirketi bakımından en erken 29.12.2017 dava tarihinde gerçekleşmiş olacağı,
e)Sigortalı aracın kullanım şeklinin hususi gözüktüğü " şeklinde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan 31/12/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; "...Kazanç durumu ile bilinen dönem kazanç tespiti:
a-dava dosyasında davacının asgari ücretin üzerinde kazanç sağladığını gösterir Yargıtay kararlarına uygun yazılı bir belge bulunmadığından zorunlu olarak hesaplamalar yasal asgari ücretlere göre yapılacaktır. Buna göre;
Bilinmeyen dönem kazanç tespiti:
Davacının işlemiş ve bilinen devredeki net kazançları yukarıdaki esaslara göre belirlenmiş olup, herhangi bir artış ve iskontoya tabu tutulmaksızın aynen esasa alınacaktır. Ancak;
a-İşleyecek ve bilinmeyen bakiye devre sonuna kadar geçecek süre içinde Yargıtay'ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarında belirtilen hususlar nazara alınarak her yıl için ayrı ayrı %10 artış ve %10 iskontolama esasına göre hesaplama yapılacaktır. Bu duruma göre;
b-Kazalının işleyecek devre başındaki net bir yıllık geliri ise;
4.253,40 x 12 Ay= 51.040,80 TL olup, anılan tutar işleyecek aktif devre maddi zarar hesabına esas alınacaktır. Diğer yandan;
C-Davacı aktif devre sonunda pasif dönemde de emsallerine göre daha fazla efor sarf ederek hayatını idame ettireceğinden Yargıtay'ın bu konudaki kararları dikkate alınarak pasif dönem zarar hesabına da net asgari ücretin yıllık tutarı olan (4.253,40 TL x 12 ) = 51.040,80 TL esas alınacaktır. Buna göre;
Davalıların sorumluluk kapsamı ve temerrüt tarihi:
a)05.11.2O17 kaza tarihinde geçerli olan tarifeye gdre davalı sigorta girketinin zorunlu trafik sigorta poliçesine istinaden sorumluluk üst limiti 330.000,00 Tl.dir.
Yargrtay ... Hukuk Dairesinin 2014/ ... ile 2013/ ... E sayılı kararlarında açıkça geçici iş göremezlik zararının zorunlu trafik sigorta poliçesi kapsamında ve sakatlık teminatı limitine dahil olduğu belirtilmektedir. Yargıtay ... Hukuk Dairesi'nin 2015/ ... Esas sayılı başka bir kararında ise geçici iş göremezlik zararının zorunlu trafik sigorta poliçesi kapsamında tedavi gideri klozundan talep edilebileceği belirtilmektedir. Bu durumda;
Davacının yukarıda belirlenen geçici ve sürekli iş gücü kaybı zararları poliçe limiti içindedir.
b)Karayolları Trafik Kanunun 99.maddesinde; ".... Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar..."demektedir. Bu durumda;
Davacı tarafından davalıya 07.12.2017 tarihinde başvuruda bulunulmuş ve davalı tarafından maluliyete ilişkin rapor talep edilmiştir.
c)Kazaya karışan sigortalı aracın kullanım şekli hususi gözükmektedir.
SONUÇ: Delillerin ve hukuki durumlann takdiri Sayrn Mahkemeye ait olmak üzere 05.11.2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalının %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre davacı ... Ceylan'ın;
a-Geçici iş göremezlik dönemindeki maddi zararının = 10.708,21 TL
b-Sürekli iş göremezlik dönemine ait %3 maluliyet oranı ile ilgili maddi zararının = 30.142,29 TL olduğu,
c-Davacının yukarıda belirlenen maddi zararlarının zorunlu trafik sigorta poliçesindeki limitin içinde kaldığı,
d-Karayolları Trafik Kanununun 99.maddesine göre temerrüdün sigorta şirketi bakımından en erken 29.12.2017 dava tarihinde gerçekleşmiş olacağı,
e-Sigortalı aracın kullanım şeklinin hususi gözüktüğü..." şeklinde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Davacı vekili 03/12/2021 tarihli talep arttırım dilekçesi ile; 200,00 TL maddi tazminat-geçici ve sürekli iş gücü kaybı tazminat talebini 29.933,35 TL arttırarak 30.133,35 TL'nin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili 06/01/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile; 30.133,35 TL maddi tazminat-geçici ve sürekli iş gücü kaybı tazminatını 10.717,15TL arttırarak 40.850,50 TL'nin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Huzurdaki davada; 05/11/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasından kaynaklı iş göremezliğe dayalı maddi tazminat istemi ileri sürülmüş olup somut olaydaki uyuşmazlığın; davacının yaya olarak bulunduğu sırada gerçekleşen trafik kazası nedeni ile davacının iş göremezliğe uğrayıp uğramadığı, davalıya sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olup olmadığı, dava/ talep arttırım ve ıslah sureti ile talep edilen maddi tazminatın davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilip verilemeyeceği hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
Huzurdaki davada ileri sürülen talepler kapsamında tatbiki gereken 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde; “İşletenlerin, bu Kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları'nın A-1. maddesi de; “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” şeklinde ifade edilmiştir.
Davalı sigorta şirketi tarafından Karayolları Trafik Kanununun 97. maddesine uygun şekilde başvurunun yerine getirilmediği, bu nedenle dava şartı yokluğundan davanın reddi gerektiği savunulmuş ise de 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 97. maddesinde 6704 sayılı Kanun'un 5. maddesiyle değişiklik yapılarak, zarar görenin, dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği düzenlenmiş, aynı değişiklikle Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar görenin dava açabileceği veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabileceği belirtilmiştir. 6704 sayılı Kanun'un 26/04/2016 tarihli, 29695 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanması ile yayım tarihi olan 26/04/2016 tarihinden itibaren KTK'nın 97. maddesinde yapılan değişiklik yürürlüğe girmiştir. Somut uyuşmazlıkta ise dava tarihi itibari ile 2918 sayılı KTK'nın 97. maddesinde yapılan değişiklik yürürlükte olup dava tarihinden önce davalı tarafa 08/12/2017 tarihinde yapılan başvurunun eksik evrak nedeniyle karşılanamadığı anlaşılmaktadır. Eksik olduğu bildirilen kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelikte belirlenen kriterleri sağlayan maluliyet oranını gösterir sağlık kurulu raporunun alınması için geçecek süre nazara alındığında KTK'nın 97. maddesinde öngörülen 15 günlük cevap süresinin mâkul olmayacak şekilde aşılması sonucu doğacağı gibi verilen cevabın talebi karşılamadığı da anlaşıldığından KTK'nın 97. maddesine göre başvuru yapıldığının ancak başvurunun sonuçsuz kaldığının kabulü gerekmiştir.
Somut olayda davalı sigorta şirketinin ZMSS ile sigortaladığı aracın, dava dışı sürücü idaresinde iken 05/11/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan yönetmelik hükümlerinden (Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik) yararlanılarak yapılan inceleme neticesinde İstanbul Adli Tıp Kurumu marifeti ile düzenlenen rapor kapsamında, kaza sırasında yaya olan davacının %3 oranında meslekte kazanma gücünden kaybettiği, iyileşme süresinin 9 ay olduğu tespit edilmiş olup raporun ayrıntılı, gerekçeli ve dosya kapsamına uygun olması nedeni ile itibar edilir olduğu kanaatine varılmıştır. Ayrıntılı, gerekçeli ve dosya kapsamına uygun tanzim edilmekle mahkememizce itibar edilir bulunan kusur raporu içeriği, kaza tespit tutanağı (KTT) ve celp edilen ceza dava dosyasındaki maddi tespitler ışığında; somut olayda dikkatini yola vermeyen, mahâl şartlarını ve yol özelliklerini de dikkate alarak şeridinde kalacak ve tedbir alabilecek şekilde seyrine özen göstermeyen, sevk ve idare hatası sonucu sola yönelen ve yaya kaldırımı üzerindeki nöbet kulübesine ve kulübe yanındaki davacı yayaya çarpan dava dışı sigortalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu, davacı yayanın kusursuz olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Anılı tespitlerin KTT, ceza dosyası ve mahkememiz dosya kapsamı ile çelişmediği anlaşılmakla, usul ekonomisi ilkesi ışığında kusur yönünden yeniden inceleme yapılması yoluna gidilmemiştir.
Yargılama sırasında Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarihli, 2019/40 esas ve 2020/40 karar sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu'nun 90. maddesinin birinci cümlesinin; “...Bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir.” bölümünde yer alan “...Ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi, ikinci cümlesinde yer alan “...Ve genel şartlarda...” ibaresinin, b) Kanun’un 92. maddesinin (i) bendi “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” ibaresinin, Anayasa’nın 5., 13., 17., 35. ve 48. maddelerine aykırı olduğundan oy çokluğu ile iptallerine karar vermiş olup aktüerya raporlarına ilişkin olarak genel şartlar ile getirilen 1,8 teknik faizin ve bu genel şartlarla belirlenen vergilendirilmiş belgeli gelir, olmadığı takdirde asgari ücretin kazanç olarak nazara alınacağı düzenlemesinin anılı iptal kararı neticesinde tatbiki mümkün görülmediğinden Yargıtay nezdinde uygulama birliğinin sağlanması yönünde tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınması için içtihat geliştirilmesi nedeniyle, TRH 2010 tablosunun esas alınması ancak hesaplamalarda pregresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen (işleyecek) devredeki gelirlerin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi suretiyle hesaplama yapılması gerektiği anlaşılmıştır. (Emsal ilam: Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/15277 esas, 2022/4707 karar sayılı ilamı.) Ayrıca gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması gerekmekte olup gerçek zararın belirlenmesi bakımından karar tarihine en yakın tarihlerdeki ölçütlerin kullanılması gerekmektedir. Asgari ücret, kamu düzeni ile ilgili olup bu durumun re’sen göz önünde tutulması zorunludur. (Emsal ilam: Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/5972 esas, 2021/7876 karar sayılı ilamı.) Dolayısıyla asgari ücret artışlarının re'sen dikkate alınması gerekmekle son tarihli aktüerya raporu alınmış olup davalı lehine usuli kazanılmış hakkın oluştuğundan bahsedilemeyeceği anlaşılmıştır.
Anılı kriterlere uygun olarak ayrıntılı, gerekçeli ve dosya kapsamına uygun hazırlanmakla itibar edilir bulunan son tarihli aktüerya raporu kapsamında davacı yanın geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının 10.708,21-TL, sürekli iş göremezlik dönemine ait maddi zararının 30.142,29-TL olarak hesaplandığı, davalı sigorta şirketinin ZMSS sorumluluk şartları gereğince dava kapsamındaki sorumluluğunun neticeten 40.850,50-TL olduğu sonucuna varılmıştır.
Huzurdaki dava belirsiz alacak davası olarak ikame edilmiş olup davacı taraf, alacağını tam ve kesin olarak belirlenmesinden sonra HMK'nın 107. maddesine dayalı olarak bir kez alacağını artırabilmek hakkını haizdir. Ayrıca davasını HMK'nın 176 ve devamı maddelerine göre bir kez de ıslah etmek hakkını haiz olmakla (Emsal ilam: Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/2319 esas, 2021/9051 karar sayılı ilamı.) talep arttırım dilekçesi ve devamında ibraz edilen ıslah dilekçesi ile talep edilen 40.850,50-TL tazminat bedelinin tahsiline dair hüküm kurulması gerekmiştir.
Son olarak temerrüt tarihinin tespiti ile faiz istemi yönünden değerlendirme yapılmış olup 2918 sayılı KTK’nın 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.b. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğünün bulunduğu, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrütün gerçekleşeceği, davalı sigorta şirketi yönünden dosya kapsamında başvuru itibari (08/12/2017) ile temerrüt tarihinin 19/12/2017 olarak tespit edildiği, kazaya neden olan aracın hususi kullanım vasfında olması nedeni ile yasal faize hükmedilmesi ve zararın tamamı için temerrüt tarihinin esas alınması gerektiği ( Emsal ilam:Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2020/1750 esas, 2020/4456 karar sayılı ilamı) anlaşılmakla; davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
Geçici iş göremezlikten kaynaklı 10.708,21-TL ile sürekli iş göremezlikten kaynaklı 30.142,29-TL olmak üzere toplam 40.850,50-TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 19/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2- Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 2.790,50 TL karar-ilam harcından, davacı tarafça peşin yatırılan (31,40 TL peşin harç, 37,00 TL ıslah harcı ve 105,00 TL tamamlama harcı olmak üzere) 173,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.617,10 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine'ye gelir kaydedilmesine,
3-Dava tam kabul ile sonuçlandığından, davacı tarafça yapılan 3.436,75 TL yargılama giderinin, davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4- Davalı tarafça yapılan 60,00 TL yargılama giderinin davalının üzerinde bırakılmasına,
5- Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 6.110,57 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
6- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle ... merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
7-Davacı tarafça yatırılan 31,40 TL peşin harç, 31,40 TL başvuru harcı, 37,00 TL ıslah harcı ve 105,00 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 204,80 TL 'nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle ... Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.11/05/2022

Katip ...
e-imzalıdır

Hakim ...
e-imzalıdır



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi