MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 09/07/2015 tarih ve 2013/420-2015/340 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi dahili davalı ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; davalı ..."ın davadışı ...."ı yaralaması neticesinde tedavi masraflarının poliçe kapsamında müvekkili tarafından karşılandığını, fatura miktarının 10.378,55 TL olduğunu ve... Hastanesi"ne ödendiğini ileri sürerek ödediği tedavi giderlerinin rücuen davalıdan tahsilini amacıyla başlattığı icra takibine davalının itirazının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalıya tebligat yapılmış ancak davalı duruşmaya katılmamış ve cevap dilekçesi de sunmamıştır.
Dahili davalı olarak davaya katılan davalı SGK Başkanlığı vekili; davacı vekilinin poliçe kapsamında yaptığı ödemelerin ... kapsamı dışında olduğunu, kendisine husumet yöneltilmesinin haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalının davadışı sigortalı ..."ı yaralaması neticesinde oluşan tedavi giderinin alınan doktor raporuna göre SUT kapsamında kalmadığı ve SGK"nın sorumlu olmadığı, bu sebeple davalının itirazının haksız olup davalının davacının ödediği tedavi giderini ödemekle yükümlü olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile...25. (... 5. icra) İcra Müdürlüğü"nün 2012/6690 Esas sayılı dosyasında davalının itirazının iptaline, takibin devamına karar verilmiştir.
Kararı, dahili davalı ... temyiz etmiştir.
Dava, sağlık sigortası kapsamında yapılan ödemelerin yaralama eyleminin faili olan davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir. Davacı, dava dilekçesinde davasını davalı ..."a yöneltmiş, ancak mahkemenin 06.05.2014 tarihli ara kararı üzerine Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığını da davaya dahil etmiştir. Ancak gerek 1086 sayılı HUMK gerekse 6100 sayılı HMK’da dahili davalı başlığı altında bir müessese düzenlenmemiş, zorunlu dava arkadaşlığı dışında mevcut davaya başkasının ithaline imkan tanınmamıştır. Mahkemenin bu yöndeki ara kararı hatalı olmakla beraber bu ara karardan dönülmemiş ve yargılamaya devam edilmiştir. Her ne kadar dahili davalı olarak ... lehinde yada aleyhinde bir hüküm kurulmamış ise de, hükmün gerekçesinde ... yönünden de değerlendirme yapılmış ve tedavi giderlerinden sorumlu olmadığına .
kanaat getirilmiş, ara karar ile davaya dahil edildiği gerekçesiyle lehine vekalet ücreti de takdir edilmemiştir. O halde dahili davalı sıfatıyla davada yer alsa da hakkında hukuki değerlendirmeler yapılan ve sorumlu olmadığına kanaat getirilen ... davada kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan, vekil tarafından sarf edilen emek ve mesainin nazara alınarak lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle vekalet ücretine hükmedilmemiş olması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dahili davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün dahili davalı ... yararına BOZULMASINA, 18/01/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.