17. Hukuk Dairesi 2017/1037 E. , 2019/10285 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasında yapılan yargılama sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili tarafından konut sigorta poliçesi ile sigortalanan ..."e ait dairenin, 28.11.2011 tarihinde kiracı davalının sebebiyet verdiği yangında hasara uğradığını, müvekkilinin sigortalısı ...’a 6.281,00 TL tazminat ödediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 6.281,00 TL’nin 18/01/2012 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, konut paket sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Somut olayda davacı Konut Paket Sigorta Poliçesi gereğince sigorta şemsiyesi altına aldığı dairede yangın sonucunda oluşan zararı sigortalısına ödediğini ileri sürerek rücuen tazminat isteminde bulunmuştur.
Mahkemece yangının çıkması ile ilgili olarak davalının da kusuru bulunduğu kabul edilmiş, BK 58.madde hükmü gereği,kusursuz sorumluluğun kusur sorumluluğuna göre öncelikli dikkate alınması gerektiğini belirterek, davacı tarafından açılan davanın ispatlanamamış olması sebebiyle davanın reddine karar verilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 69. (818 s. BK 58.) maddesinde düzenlenen bina ve yapı eseri malikinin sorumluluğu, kusursuz sorumluluk türü olan özen (olağan sebep) sorumluluğudur. 6098 sayılı TBK"nun 69/1. maddesinde "Bir bina veya imal olunan herhangi bir şeyin maliki, o şeyin fena yapılmasından yahut muhafazadaki kusurundan dolayı mesul olur" denilmektedir. Bina veya yapı eseri malikinin sorumluluğu, yapı eserinin yapımındaki bozukluğa veya bakımındaki eksikliğe dayanmaktadır. Sorumluluğun doğmasında, yapılıştaki bozukluk-bakım eksikliği ayrımının bir önemi bulunmamaktadır. Zira, malikin sorumlu olması için bakım eksikliği veya yapılıştaki bozukluktan herhangi birinin varlığı yeterli görülmektedir. Her iki olasılıkta da yalnızca malikin sorumluluğu söz konusu olmaktadır.
Bina veya yapı eseri malikinin sorumlu tutulabilmesi için; yapım bozukluğu veya bakım eksikliğinden zararın doğması, yapım bozukluğu veya bakım eksikliği ile zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması yeterlidir. Bina veya yapı eseri malikinin sorumluluğu bakımından bulunması zorunlu unsur olan illiyet bağı yönünden ise, bu bağın kesilmesine yol açacak sebeplerin somut olayda gerçekleşmemiş olması gereklidir. İlliyet bağını kesen sebepler ise; mücbir sebep, zarar görenin ya da üçüncü kişinin ağır kusurudur. Zarar, aradaki illiyet bağını kesecek derecede bir mücbir sebepten, zarar görenin ya da üçüncü bir kişinin kusurundan doğmuş ise yapı malikinin sorumluluğu sözkonusu olmaz (bu yönde, HGK"nun 29.11.2017 tarih, 2017/3-439 Esas ve 2017/1463 Karar sayılı ilamı).
6098 sayılı TBK. Madde 49 (818 sayılı BK."nun 41.) maddesine göre; kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. 6098 sayılı TBK. madde 316 (818 sayılı BK’nun 256. maddesi) göre; kiracı, kiralananı, sözleşmeye uygun olarak özenle kullanmakla, 365. maddesine göre de, kiracı, kiralananın bakımını gereği gibi sağlamakla yükümlüdür. Kiracı da kusurundan sorumludur
Dosya içinde mevcut olan itfaiye görevlilerince hazırlanmış yangın raporunda evin mutfağında set üstü ocağın üstünde yemeğin ısıtılmak üzere unutulmuş olması neticesinde yangının çıktığı tahmin edildiği belirlenmiştir.
Yine eksper raporunda inceleme sonucunda, mutfak bölümünde bulunan elektirikli aletlerinde, elektrik tesisatında herhangi bir kavrulma, kablolarda tomurcuklanma izine rastlanmadığı, yoğun yanmanın bulaşık makinesi ve set üstü ocak kısmında olduğu, muhtemelen kiracının daire mutfak bölümünde altını kapatmadan çıktığı pişer durumdaki yemeğin yanması sonucu yangının çıktığı kanaatine varıldığı, kesin bir tespit yapılamadığı rapor edilmiştir.
Olay ve görgü tespit tutanağında,yangının mutfak giriş kapısının hemen sağ yanında köşede bulunan bulaşık makinesi ve onun üzerindeki ocakta başladığı, bu bölümde yanık, is ve duman olduğu, bulaşık makinesi içinde bulaşıkların ve ocağın üzerinde tencerelerin olduğu; yangının muhtemelen elektrik kontağından başladığı belirlenmiştir.
Mahkemece, inşaat mühendisi,elektrik mühendisi ve itfaiye amirinden oluşan bilirkişi heyetinden alınan 08/07/2013 tarihli rapora göre,söz konusu dairenin elektrik tesisatında topraklama hattının bulunmadığı, binanın elektrik panosunda kaçak akım rölesinin olmadığı, evin mutfağında set üstü manyetolu çakmaklı ocak kullanıldığı, kullanılan LPG tüpünün dedantörünün açık olması ve düğmesinde arıza olabileceği, ocağın fişi prize takılı olduğundan, manyetolu çakmağın zamanla kendi kendine devreye girmesi sonucu ocağı yakarak set üstü ocağın üzerinde bulunan yemek dolu tencereleri yoğun ısıtması ile yangının oluşmaya başladığı ve V şeklinde oluşarak set üzerindeki aspiratörü tutuşturmasıyla diğer eşyalara sirayet etmesi sonucu maddi hasar oluştuğu,yangının set üstü ocaktan kaynaklanma ihtimalinin ön planda olduğu, gerek set üstü gerekse bulaşık makinesi devresindeki hatalardan oluşacak sızıntı akımını kesecek artık akım rölesi (kaçak akım rölesi) olmayışı gerekse aynı hat üzerinde, bulaşık makinesi, aspiratör beslemesi tesisatın güvensiz olması nedeniyle yangında tesisatın kusur oranı %60 oranında, kullanıcının gerekli güvenlik tedbirlerini almayışı, izah edilen tedbirleri almayışı nedeniyle %40 oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir.
Dosya içerisinde bulunan raporlar ışığında dava dışı sigortalı malik ile davalı kiracının birlikte kusurlu oldukları anlaşılmaktadır. Mahkemece 08/07/2013 tarihli rapora göre değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 07/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.