
Esas No: 2017/2247
Karar No: 2019/10287
Karar Tarihi: 07.11.2019
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2017/2247 Esas 2019/10287 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davalıların sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın çarpması sonucu müvekkilinin 6 yaşındaki kızı ..."in hayatını kaybettiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacı anne ... için 125.000 TL maddi tazminatın sigorta şirketi poliçe limiti dahilinde ve temerrüt tarihinden itibaren sorumlu olmak üzere her iki davalıdan, 75.000 TL manevi tazminatın davalı ..."tan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, dairemizin ilgili bozma ilamına uyulmasına karar verilerek, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile 11.197,73 TL "nin Davalı ..."tan 13/07/2008 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı ... şirketinin 16/02/2010 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, 15.000,00 TL manevi tazminatın 13/07/2008 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."tan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında takdir olunan manevi tazminatın az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
3-Mahkemece verilen 02.05.2012 tarih 2010/117 Esas 2012/274 Karar sayılı ilamı ile davacının davası kısmen kabul edilmiş ve davalılar lehine 5.000,00 TL vekalet ücetinin davacıdan alınıp davalılara ödenmesine karar verilmiş ve hüküm bu hali ile anılan davalılar tarafından temyiz edilmeyerek bu husus kesinleşmiştir. Son olarak verilen 22.12.2016 tarihli karar da ise bu kez davalılar lehine 11.854,00TL vekalet ücreti hükmedilerek davacı lehine oluşan kazanılmış hak ilkesi ihlal edilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 07/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.