
Esas No: 2015/12473
Karar No: 2017/435
Karar Tarihi: 23.01.2017
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/12473 Esas 2017/435 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Taraflar arasında görülen davada tarih ve 2014/380-2015/332 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin ipotek işlemi tarihinde 80 yaşında, hasta, hukuki işlemlerin anlam ve sonucunu ayırt edemeyecek kadar yaşlı olduğunu, ayrıca okuma ve yazmasının da bulunmadığını, ipotek konusunda da hiçbir surette bilgi verilmediğini, hassas davranması gereken Tapu Sicil Müdürlüğü ve davalının bunu göz ardı ettiğini ileri sürerek ipotek tesis işleminin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, ipotek tesis işleminin hukuka uygun olduğunu, işleme vakıf olduklarına dair davacı ve tanıkların imzalarının olduğunu, resmi belgenin aksinin tanıkla ispat edilemeyeceğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, ipotek borçlusu davacı ..."in ipotek tesis işlemi hakkında açıkça bilgilendirilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne ipotek tesis işleminin iptaline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, ipotek tesisi işleminin iptaline ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacı vekili, müvekkilinin ipotek akdi tesis edilirken yaşlılık nedeniyle medeni hakları kullanma ehliyeti bulunmadığını, işlemin anlam ve sonuçlarını ayırt edemeyecek durumda bulunduğunu iddia etmiştir.
Davranışlarının, eylem ve işlemlerinin sebep ve sonuçlarını anlayabilme, değerlendirebilme ve ayırdedebilme kudreti (gücü) bulunmayan bir kimsenin kendi iradesi ile hak kurabilme, borç (yükümlülük) altına girebilme ehliyetinden söz edilemez. Nitekim Türk Medeni Kanunun 9. maddesinde fiil ehliyetine sahip olan kimsenin, kendi fiilleriyle hak edinebileceği vc borç altına girebileceği düzenlenmiştir. Anılan Yasa"nın 10. maddesine göre, ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan her ergin kişinin fiil ehliyeti vardır. Medeni Kanunu"nun 15. maddesinde de ifade edildiği üzere, ayırdım gücü bulunmayan kimsenin geçerli bir iradesinin bulunmaması nedeniyle, kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, yapacağı işlemlere sonuç bağlanamayacağından karşı tarafın iyi niyetli olması o işlemi geçerli kılmaz (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı 11.6.1941 tarih 4/21).
Bu durumda, öncelikle davacının sözleşme tarihi itibariyle fiil ehliyetine sahip olup olmadığı hususları araştırılıp; fiil ehliyetinin bulunması halinde ise diğer irade bozukluğu hallerinin tartışılıp değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken mahkemece yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş kararın temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın anılan taraf yararına BOZULMASINA, 23/01/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.