17. Hukuk Dairesi 2017/3833 E. , 2019/10387 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmiş, davalı ... vekilince de duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 05.11.2019 Salı günü davacı vekili Av. ... ile davalı ... vekili Av. ... ve davalılar ... ... vekili Av. ... geldiler. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlu ...’ın borcu nedeniyle başlatılan icra takibinin sonuçsuz kaldığını, davalı borçlu adına kayıtlı taşınmazın alacaklılarından mal kaçırma amaçlı olarak, önce davalı eş ...’a, onun tarafından da diğer davalı ...’a devredildiğini, belirterek, tasarrufların iptalini talep etmiştir.
Davalılar ... ve ... vekili, dava konusu taşınmazın paylaşmalı mal ayrılığı sözleşmesi gereği davalı ...’a devredildiğini, diğer davalı ...’a yapılan satışın da gerçek olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, davalılarla hiç bir ilişkisi olmadığını, davalı tarafın borçlarını ödemek için taşınmazı satacağını belirtmesi üzerine, kar getirebilecek bir ticaret olması nedeniyle, tapuya güvenerek taşınmazı devraldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
... anadolu 16. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın kısmen kabulü ile, davalı ... yönünden davanın reddine, davalılar ... ve ... yönünden kabulüne, davalı ..."ın borçlu ... ile birlikte, (5) no"lu taşınmazın bilirkişi raporu ile belirlenen 600.000,00 TL değeri ile sınırlı olmak ve bu tutarı aşmamak üzere, davacının, ... 23.İcra Müdürlüğünün 2014/9246 sayılı takip dosyasındaki borç ve ferilerinden sorumlu tutulmasına ve davacı vekiline, davalı ... yönünden takip ve haciz talep etme yetkisi tanınmasına karar verilmiş, ... Anadolu 16. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 15/12/2016 tarihli 2014/216 E-2016/457 K sayılı kararı aleyhine, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuş, ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ... Anadolu 16. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2014/216 E-2016/457 K sayılı kararının düzeltilerek esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına, davanın kabulü ile dava konusu Tuğlacı başı Mh., 836 ada, 90 parselde, 74/2400 arsa paylı 3. kat, 5 nolu dairenin 329.000,00 TL bedel ile davalı ... tarafından diğer davalı ..."a satımı şeklinde gerçekleşen 21/03/2014 tarih ve 8440 yevmiye nolu tasarruf ile aynı taşınmazın 450.000,00 TL bedel ile davalı ... tarafından diğer davalı ..."e satımı şeklinde gerçekleşen 04/04/2014 tarih ve 10146 yevmiye nolu tasarrufun ... 23. İcra Müdürlüğü"nün 2014/9246 sayılı icra dosyasındaki asıl alacak ile fer"ileri ile sınırlı olmak üzere iptaline karar verilmiş, bu karar davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1- 6100 sayılı HMK. daki yeni düzenleme ile getirilen istinaf kanun yolu, ilk derece mahkemesi ile temyiz incelemesi arasında, ikinci derece bir denetim mekanizması ve kanun yoludur.
İstinaf kanun yolu uygulamasında, ilk derece mahkemesi kararından sonra, karar ilk olarak istinaf denetimine tâbi tutulmakta, istinaf denetiminden sonra temyiz yolu açıksa temyize başvurulmaktadır. Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçmesiyle yargılama üç aşamalı hale gelmiştir. Önce İlk Derece Mahkemesinde ilk derece yargılaması yapılarak karar verilmekte, ardından Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf incelemesi ile vakıa ve hukukilik denetimi yapılmakta, son olarak da Yargıtay’da temyiz incelemesine gidilmektedir.
Yeni sistemde temyiz edilen karar İlk Derece Mahkemesinin kararı değil, Bölge Adliye Mahkemesinin kararıdır. Artık İlk Derece Mahkemesi kararının doğrudan temyiz edilmesi mümkün değildir. İlk Derece Mahkemesi"nin kararına karşı istinaf başvurusunda bulunulmaması halinde karar kesinleşmektedir.
6100 sayılı HMK"nın yargılama sitemine göre İlk Derece Mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. Bölge Adliye Mahkemesi, istinaf başvurusu üzerine tarafın istinaf başvurusunun usulden/esastan reddine karar verebilir veya İlk Derece Mahkemesi kararını kaldırarak yeniden hüküm kurabilir. Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeni karar verilmesi halinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır.
Taraflardan birisinin İlk Derece Mahkemesi" nin kararına karşı istinaf başvurusunda bulunmaması halinde kamu düzenine aykırılık yok ise diğer taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşacaktır. Karşı tarafın istinafı üzerine de Bölge Adliye Mahkemesince ilk derece mahkemesince verilen kararın değiştirilmemesi halinde, istinaf etmeyenin temyize başvurması usulü müktesep hak ilkesine takılacaktır. Zira istinaf mahkemesinin denetiminden geçmeyen bir kararın temyiz incelemesi söz konusu olmaz ve olmamalıdır. Dolayısıyla tarafların istinaf incelemesinin kapsamı dışında bıraktığı hususlar kendiliğinden temyiz incelemesinin de kapsamı dışında bırakılmış sayılır.
Kural olarak İlk Derece Mahkemesi" nin kararına karşı istinaf başvurusunda bulunmayan tarafın Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyiz hakkı bulunmamaktadır. Ancak ilk kararı istinaf etmeyen taraf Bölge Adliye Mahkemesi tarafından İlk Derece Mahkemesinin kararı kaldırılarak yeni bir karar verilmesi halinde bu yeni kararı temyiz edebilecektir. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi halinde Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup, İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, davalılar ... ve ... yönünden davanın kabulüne ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararını adı geçen davalılar istinaf etmemiş, ancak Bölge Adliye Mahkemesinin davacı tarafın istinaf başvurusunu kabulüne ilişkin kararına karşı (davalı 4. kişi ... yönünden de davanın kabulüne dair) davalı 4. kişi ... ve davalılar ... ve ... tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yukarıda açıklandığı üzere davalılar ... ve ... tarafından İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunda bulunulmadığından davacı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Bölge Adliye Mahkemesi tarafından davacının istinaf başvurusu kabul edildiğinden (davalı ... yönünden de davanın kabulüne karar verildiğinden), başka bir deyişle davalı ... yönünden yeni bir karar verildiğinden davalılar ... ve ...’ın Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyiz hakkı bulunmamaktadır. Aksi düşünce istinaf başvurusunda bulunmayan tarafa ilk derece mahkemesi kararını istinaf kanun yolunu atlayarak temyiz etme hakkı tanımış olur ki bu durum 6100 sayılı HMK ile hayata geçirilen üç kademeli yargılama sistemini iki yargılama sistemine dönüştürür ve istinafın devre dışı bırakılmasına yol açar.
Bu açıklamalar ışığında, İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmeyen davalılar ... ve ...’ın, Bölge Adliye Mahkemesinin davacının istinaf başvurusunun esastan kabulüne ilişkin kararını temyiz hakkı olmadığı anlaşıldığından, davalılar ... ve ...’ın temyiz isteminin REDDİNE,
2-Davalı ... vekilinin temyizine ilişkin yapılan incelemede; İlk derece mahkemesince verilen karara yönelik olarak davacı vekilince yapılan istinaf başvurusu üzerine, HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesi"nce esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi, davacı vekilinin 30.12.2014 tarihli cevap dilekçesi içeriği ve davalı ... tanığı ...’ın beyanları dikkate alındığında İİK’nun 280. madde kapsamında davalı ...’in, davalı borçlu ...’ın mali durumunu bildiğinin anlaşılmasına göre, usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda 1 ve 2 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalılar ... ve ... vekili ile davalı ... vekilinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının ilk derece Mahkemesine, dairemiz karar örneğinin ise Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 2.037,00 TL vekalet ücretinin davalı ..."den alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine ve aşağıda dökümü yazılı 20.489,00 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına 11/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.