17. Hukuk Dairesi 2017/2828 E. , 2019/10433 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili; davalılardan ..."in sevk ve idaresindeki, kamyonun direksiyon hakimiyetini kaybederek devrilip sürüklenmeye başlaması sonucu karşı şeride geçerek davacıların desteği ..."nun kullandığı, davalı ... şirketi nezdinde ... poliçesi ile sigortalı bulunan tırla çarpışması neticesinde 14/04/2007 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, müvekkillerinden ...’nun eşi, diğer müvekkillerinin babaları olan ...’nun vefat ettiğini, ..."nun davalılardan ... Ltd. Şti."de çalışmakta olduğu, yine davalılardan ..."in kullandığı aracın davalılardan ... A.Ş. tarafından işletildiğini, davacıların mütevefanın desteğinden yoksun kaldığını, bu elim ölüm nedeni ile büyük bir üzüntü ve elem duyduklarını beyanla fazlaya dair haklarını saklı tutarak, her bir müvekkili için 1.000,00 TL olmak üzere için şimdilik 6.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının ve 2.500,00 TL cenaze giderinin ve davacı eş ... için 25.000,00 TL, diğer davacıların her biri için ayrı ayrı 15.000,00 TL olmak üzere toplam 115.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı ... Ltd.Şti. vekili;müteveffa ..."nun işvereni olduğunu, kazada ..."nun bir kusuru bulunmadığını tüm kusurun davalılardan ..."e ait olduğunu, illiyet bağının kesildiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... Şirketi vekili ;davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... San.A.Ş. vekili; kazaya karışan ...’in kullandığı araç ile müvekkilinin hukuki ve fiili bir bağının bulunmadığını, ..."in kendi nam ve hesabına taşımacılık işi yaptığını, sadece müvekkili şirkete ait malları kendi nam ve hesabına taşıdığından kendilerinin bir işleten sıfatının olamayacağını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı; davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalılardan ... A.Ş. hakkındaki davanın husumet yokluğundan reddine, davalılardan ... Ltd. Şti. ve Yapı Kredi Sigorta A.Ş. hakkındaki davanın reddine, davalılardan ... hakkındaki davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davacılardan ... için 72.315,66 TL destek, 425,00 TL cenaze gideri olmak üzere toplam 72.315,60 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi 14/04/2007 den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan ..."den alınarak adı geçen davacıya ödenmesine, davacılardan... için 4.000,00 TL manevi, davacılardan ... için 4.000,00 TL manevi, davacılardan ... içinm 4.000,00 TL manevi, davacılardan ... için 4.000,00 TL manevi, davacılardan ... için 4.000,00 TL, davacılardan ... için 4.000,00 TL manevi tazminat takdirine, olay tarihi 14/04/2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan ... alınarak adı geçen davacılara ödenmesine, davacıların fazlaya ilişkin istemlerinin reddine, dair verilen hüküm davacılar vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, kazanın meydana gelmesinde davacıların desteğinin kusurunun bulunmaması nedeniyle davalı ... Ltd. Şti. ve Yapı Kredi Sigorta A.Ş. hakkındaki davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucunda vefat nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İşleten tanımı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde yapılmıştır. 2918 sayılı KTK"nın 3. maddesinde işleten sıfatının belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçüden yararlanılmıştır.Şekli ölçüye göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüye göre ise, trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay"ın kabul ettiği görüş maddi ölçüdür.
2918 sayılı KTK"nın 85. maddesi ise “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmünü içermektedir.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların
sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay uygulamalarında, işleten sıfatının belirlenmesinde araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması ve fiili hakimiyetin uzun süreli olması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır.
Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay"ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır.
Mahkemece, ... A.Ş. işleten sıfatıyla davalı gösterilmiş ise de dosyada toplanan delillere göre ... A.Ş."nin, Alaatin Şahin"in işvereni ve araç işleteni olmadığı, kazaya karışan aracın Alaatin Şahin tarafından kendi nam ve hesabına işletildiği, ve taşımacılık yaptığı anlaşıldığından ... A.Ş. hakkındaki dava husumet yokluğundan reddedilmiştir. Eksik inceleme ile karar verilemez.
Somut olayda,kaza tarihi 14.04.2007 olup, kazaya karışan, davalı ...’in kullandığı ... plakalı araç trafik kayıtlarında ... adına kayıtlıdır. Aracın üzerinde davalı ... şirketine ait logo ve resimlerin bulunduğu hususunda uyuşmazlık yoktur. Nitekim kaza sonrası tutulan Olay Yeri Tespit Tutanağında ... kullanımındaki aracın ... ...’e ait tavuk kamyonu olduğu belirtilmiş olup dosya içerisinde 13.04.2007 tarihli ... ...’e ait sevk irsaliyesinin bulunduğu görülmüştür.
Davalı ... A.Ş. Tarafından; şirket arşivinin 08.09.2009-09.09.2009 tarihinde meydana gelen sel felaketi nedeniyle zayii olduğu,bu sebeple 14.04.2007 tarihinde şirketlerinde çalışıp çalışmadığı ve yazılı bir taşıma sözleşmesi olup olmadığının tespit edilemediği, mahkemece kendilerine zayii belgesi verildiği bildirilmiş.Ancak dosyaya zayii belgesi sunulmamıştır.
O halde mahkemece yapılacak iş; yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler de göz önünde bulundurularak, öncelikle zayii belgesinin dosyaya kazandırılarak, davalı ... A.Ş. ile davalı ... arasında, ne tür bir sözleşme olduğu ekonomik yararlanma olup olmadığı, varsa sözleşmenin maliye ve vergi Dairelerine bildirilip bildirilmediği, davalı ... A.Ş. tarafından davalı Alaattin’e düzenli ödeme yapılıp yapılmadığı hususlarının araştırılarak, davalı ... A.Ş.’nin ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle davalı ... San. A.Ş"nin işletenlik sıfatının bulunup bulunmadığı hususları tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken,yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar geri verilmesine 11/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.