15. Ceza Dairesi 2018/8568 E. , 2019/4759 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : 1-TCK.nın 158/1-e-son, 43, 168/1, 62, 52/2, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
2-TCK.nın 204/1, 43, 62, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Bolu ... Muhasebe Şefliği’nde Veri Hazırlama Kontrol İşletmeni ve fiilen Mali Hizmetler Müdürlüğü’nde Muhasebe Servis Sorumlusu olarak görev yapan sanığın, bu görevi sırasında Bolu İl Genel Meclisi Üyelerinin yapmış oldukları toplantılara ilişkin 2008 yılı Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım, Aralık aylarına ilişkin bordroları hazırlarken il genel meclisi üyelerinin alacakları tutarları hak ettikleri oranda yazdığı halde, toplamları olması gerekenden fazla yazarak, yazdığı miktarlar kadar fazla paranın tahakkuk etmesini sağlayarak bankadan çektiği ve il genel meclisi üyelerine hak ettikleri paraları dağıttıktan sonra fazla tahakkuk ettirdiği, 2008 yılı Mayıs ayı için 3.758,96.TL , Haziran ayı için 3.758,96.TL , Temmuz ayı için 3.758,96 TL Eylül ayı için 3.908,00 TL, Ekim ayı için 3.908.00 TL, Kasım ayı için 5.210,66 TL, Aralık ayı için 1.302,67 TL olmak üzere toplam 25.606,21. TL parayı mal edindiği, sanığın eyleminin 23.01.2009 tarihinde bordroların yapılan kontrolü sırasında iç kontrol sonucu tespit edildiği,
Sanığın geçmiş dönemlerde de benzer şekilde eylemlerde bulunabileceğinden bahisle yapılan inceleme sonucunda; 2005 - 2007 yıllarında da benzer şekilde il genel meclisi üyeleri huzur hakları için düzenlenen bordrolarda il genel meclisi üyelerinin hak ettiklerinden daha yüksek miktarlar yazarak bordro düzenlediği, bu miktarlara göre düzenlenen ödeme emirleri ve tahakkuk belgelerinde ödeme işlemleri için paranın sanık tarafından bankadan çekildiği, il genel meclisi üyelerinin huzur haklarının ödendiği, sanığın 2005 yılı Temmuz ve Ekim aylarında toplam 1.081,60 TL, 2007 yılı Haziran-Temmuz-Ağustos-Eylül aylarına ilişkin olarak 1.890,60 TL parayı mal edindiği, ayrıca 2007 yılı Ağustos ayı imar ve bayındırlık komisyonu bordrosunda gerçekte 5.318,50 TL huzur hakkı tahakkuk etmesine rağmen sanığın 03.09.2007 tarihli ödeme evrakını ve tahakkuk miktarında huzur hakkı miktarını 10.637 TL olarak gösterilmesini sağlayarak 03.09.2007 tarihinde bankadan bu parayı çektiği, huzur hakkı olarak 5.318,50 TL.yi imar ve bayındırlık komisyonu üyelerine ödediği, geri kalan 5.318,50 TL.yi de mal edindiği, bu şekilde sanığın zimmet suçunu işlediği iddia edilen olayda; sanığın suçlamayı kabul ettiğini belirten savunmaları, 09.02.2009 tarihli bilirkişi raporunda; sanığın bordro tutarlarını olması gerekenden fazla yazarak yazdığı miktarlar kadar paranın fazla tahakkukunu sağlamak (fazla miktar üzerinden çekleri imzalatarak)ve bankadan çekerek ilgililere daha az olan gerçek ödeme tutarlarını dağıtmak sureti ile mal edinme eylemini gerçekleştirdiği, sanığın 05.12.2008 tarihi itibariyle toplam 25.606,21 TL Bolu Özel İdare Müdürlüğü parasını mal edindiği, 07.10.2009 tarihli bilirkişi raporunda ise ; sanığın; 08.07.2005 tarihinde 540,80 TL, 07.10.2005 tarihinde 540,80 TL, 08.06.2007 tarihinde 516,84 TL, 04.07.2007 tarihinde 310,10 TL, 10.08.2007 tarihinde 531,85 TL, 03.09.2007 tarihinde 5.318,50 TL, 07.09.2007 tarihinde 531,85 TL olmak üzere toplam 8.290,74 TL Bolu İl Özel İdaresi parasını mal edindiği yönünde görüş ve kanaatlerin bildirilmesi ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sanığın 2005, 2007, 2008 yıllarında devam eden ve hukuki kesintiye uğramayan eylemelerinin zincirleme şekilde nitelikli dolandırıcılık suçunu, sanığın huzur hakkı sahiplerinin alması gereken huzur haklarından daha fazla miktarda düzenlemiş olduğu bordrolara miktarlar yazarak, görevli ve yetkili diğer kişiler tarafından düzenlenen ödeme emri belgesi ve tahakkuk belgesiyle bunlara dayanılarak kesilen çeklerin içerik itibariyle sahte olarak düzenlenmesine neden olma eyleminin ise zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık müdafii ve katılan vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Nitelikli dolandırıcılık suçu yönünden; Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 18.06.2013 tarih ve 2012/15-1351-2013/328 E-K sayılı ilamında da vurgulandığı üzere, kanun koyucu, cezanın kişiselleştirilmesinin sağlanması bakımından hâkime somut olayın özellikleri ve işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı bir şekilde gerekçesini de göstererek iki sınır arasında temel cezayı belirleme yetki ve görevini yüklemiştir. Ancak, hâkimin temel cezayı belirlerken dayandığı gerekçe, bu düzenlemelere uygun olarak; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesinde kullanılan araçlar, suçun işlendiği zaman ve yer, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığı, güttüğü amaç ve saik ile dosya içeriğine yansıyan bilgi ve belgelerin isabetli biçimde değerlendirildiğini gösterir biçimde yasal ve yeterli olmalıdır. Bu açıklamalar ışığında, sanığın elde edilen menfaat miktarı göz önünde bulundurularak, hüküm kurulurken, TCK"nın 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde 5237 sayılı TCK"nın 61. maddesinde sayılan kriterler esas alınıp takdir hakkının kullanılması suretiyle alt ve üst sınırlar arasında bir belirleme yapılarak cezaların orantılılık ilkesine aykırı olarak alt sınırdan çok fazla uzaklaşılarak tayini ile, sanık hakkında yazılı şekilde fazla cezaya hükmolunması,
2-Resmi belgede sahtecilik suçu yönünden; sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 43/1 maddesinin uygulanırken, herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin ¼ ila ¾ olan ceza artırım oranın alt sınır oranından gerekçe göstermeden uzaklaşarak, sanık hakkında yazılı şekilde fazla cezaya hükmolunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 06/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.