4. Ceza Dairesi 2016/11684 E. , 2020/17173 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Silahla tehdit
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği, suç tarihi ve sanık hakkında yaralama suçlarına ilişkin kurulan mahkumiyet hükümlerinin bozma ilamından önce kesinleşmiş olması nedeniyle temyiz incelemesinin tehdit suçuna yönelik olduğunun kabulüne göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanığa yükletilen tehdit eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı,
Sanık hakkında hak yoksunluklarına hükmedilmemiş ise de, mahkumiyetin kanuni sonucu olarak TCK"nın 53. maddesinin 1 ilâ 3. fıkralarında öngörüldüğü biçimde infaz evresinde re"sen uygulanması mümkün görüldüğünden bozmayı gerektirmediği,
Anlaşıldığından sanık ..."nın ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, 19/11/2020 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
(K) (K)
KARŞI OY
Sanık ... hakkında; Yerel Mahkemece mağdurlar ... ve ..."yı silahla tehdit etmek suçundan mağdur sayısınca TCK"nın 106/2-a maddesi
gereğince netice olarak 2 kez 2 yıl hapis cezası verilerek TCK"nın 51. maddesi gereğince her iki cezanın da ertelenmesine karar verilmiş, kararın Cumhuriyet savcısı tarafından sanığın aynı anda annesini ve kardeşini tehdit etmesi ve bu nedenle hakkında TCK"nın 43/2. maddesini uygulanması gerektiği ve mahkeme kararının gerekçesinde sanığın eylemlerinin açıklanmadığı ve yeterli gerekçe bulunmadığı belirtilerek temyiz edilmesi üzerine, Dairemizce yapılan inceleme sonunda, gerekçesizlik nedeniyle bozma kararı verilmiş, Yerel Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda sanığa silahla birden fazla kişiyi tehdit suçundan TCK"nın 106/2-a ve 43/2. maddeleri gereğince netice olarak ertelenmeksizin 2 yıl 6 ay hapis cezası verilmiş ve bu kararın sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizce oy çokluğu ile Onanmasına karar verilmiş olup, 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesinde düzenlenen aleyhe hüküm kurma yasağına aykırı davranılması nedeniyle Yüksek Dairenin onama kararına katılmıyorum.
5320 sayılı Yasa"nın 8. maddesi gereğince halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesinde "hüküm yalnız sanık tarafından veya onun lehine Cumhuriyet savcısı veya 291. maddede gösterilen kimseler tarafından temyiz edilmiş ise yeniden verilen hüküm, evvelki hükümle tayin edilmiş olan cezadan daha ağır olamaz" denilmekle aynı hüküm 5271 sayılı CMK"nın 307/4. maddesinde "hüküm yalnız sanık tarafından veya onun lehine Cumhuriyet savcısı veya 262. maddede gösterilen kimselerce temyiz edilmişse, yeniden verilen hüküm, önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamaz" şeklinde ifade edilmiştir.
Aleyhe temyiz olmaması halinde kazanılmış hak olarakta bilinen bu kurala göre, sanık, cezanın türü ve ceza miktarı yönünden kazanılmış hakka sahip olacaktır. Fakat suç vasfı yönünden sanığın kazanılmış hakkı söz konusu değildir.
Somut olayımızda sanığa bozma öncesi iki kez verilen 2"şer yıllık erteli hapis cezaları sanık lehine Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmiş olup, bozma sonrası sanığın temyizi üzerine verilen cezanın da, erteleme kazanılmış hak olduğu için ertelenmesi gerekirdi. Aleyhe değiştirme ilkesi cezayı ve cezanın sonuçlarını da kapsamaktadır. Erteli olan hapis cezaları sonuçları itibariyle sanığın lehinedir.
Sonuç olarak daha önce sanık hakkında iki kez verilen 2"şer yıllık erteli hapis cezalarının sanık lehine Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmiş olması nedeniyle, sanığın erteleme konusunda kazanılmış hakkı bulunduğundan, bozma sonrası sanığa verilen 2 yıl 6 ay hapis cezasının ertelenmesi ve bu nedenle Yerel Mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşündeyim. 19/11/2020
KARŞI OY
Sanık ... hakkında; Yerel Mahkemece "silahla tehdit" suçundan mağdur sayısınca ayrı ayrı iki defa 2 yıl hapis cezalarına hükmedilerek her iki cezanın ayrı ayrı "ertelenmesine" müteakip o yer Cumhuriyet savcısı tarafından sanık lehine temyizi üzerine Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinden bahisle hükümlerin bozulmasından sonra Yerel Mahkemece bozmaya uyularak
yeniden yapılan yargılama sonucunda hükmedilen 2 yıl 6 ay hapis cezası sanık temyizi üzerine oy çokluğu ile onanmıştır.
Aleyhe değiştirmeme ilkesi ihlal edildiği için Yüksek Dairenin onama kararına katılmıyorum.
"Cezayı aleyhe değiştirmeme ilkesi "1412 sayılı CMUK"nın 326/son ve 5271 sayılı CMK"nın 307/4. maddelerinde hükmün sanık lehine temyizi halinde yeniden verilen hükmün önceki hükümle tayin edilen cezadan daha ağır olamayacağı şeklinde düzenlenmiştir.
Anılan düzenlemelerde belirtilen yeniden verilen hükmün önceki hükümde tayin edilen cezadan daha ağır olamama halini sadece ceza süresi yönünden kabul etmenin hakkaniyete uygun olmayacağı ceza mahkumiyetinin sonuçlarından olan "erteleme" kurumunun ceza ile iç içe geçmiş olması nedeniyle "aleyhe değiştirme yasağı" ilkesinin cezayı ve cezanın sonuçlarını ve dolayısıyla cezanın ertelenmesi halini de kapsadığı;
Erteli olan hapis cezalarının toplam süresi erteli olmayan hapis cezalarından fazla olsa dahi sanık lehine olduğu görüşüyle;
Bozma öncesi verilen iki ayrı 2 yıl hapis cezalarının ayrı ayrı ertelenmiş olması ve bu hükümlerin yalnızca sanık tarafından temyiz edilmiş olması karşısında, bozma üzerine zincirleme suç hükümleri uygulanarak verilen 2 yıl 6 ay hapis cezasına ilişkin hükümde erteli cezalar yönünden kazanılmış hak olduğunun gözetilmemesi nedeniyle;
Sonuç cezaların bozma öncesi hükümlerde belirtildiği gibi iki defa 2 yıl hapis cezası olarak ertelenmesi suretiyle, HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASI gerektiği görüşündeyim. 19/11/2020