21. Ceza Dairesi 2015/7889 E. , 2016/3954 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
1- Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 14.10.2008 gün ve 49/219 sayılı kararında da açıklandığı üzere; ceza yargılamasının amacı, somut gerçeğin ortaya çıkarılması olup bunun için başvurulan kanıtlama araçlarından biri de belgelerdir. Yargılama makamları suç isnadı nedeniyle oluşan uyuşmazlığı çözümlerken ele geçirilen ve kendiliklerinden getirtilen ya da iddia ve savunma doğrultusunda sunulan belgelerin güvenilirliğini de denetlemek durumundadırlar. Güvenilirliğin denetlenebilmesi için, belgenin aslının veya bunun olanaklı olmaması halinde de aslına uygunluğu yetkili makam veya kişilerce onanmış örnek ya da kopyalarının dosyaya konulması gerekir. Bu açıklamalar ışığında, dosya içerisinde bulunan ve başka bir soruşturma dosyasından ayrıldığı anlaşılan tüm soruşturma evrakının onaysız fotokopi olduklarının anlaşılması karşısında; CMK"nun 169. maddesine aykırı olarak bu evrakın ekleri ile birlikte asılları ya da onaylı suretlerinin getirtilip dosya içerisine konulmadan yargılamaya devamla hüküm kurulması,
2- UYAP üzerinden yapılan sorgulamadan, dosya içinde bulunan belgelerden ve sanığın temyiz dilekçelerinden, sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan çok sayıda dava açılmış olduğunun anlaşılması karşısında, ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 22.04.2014 gün ve 2013/11-397-2014/202 sayılı kararında açıklandığı üzere, belgelerde sahtecilik suçunun hukuki konusunun kamu güveni olduğu ve fiil tarihleri de dikkate alınarak; hukuki kesintinin iddianame tarihi itibariyle oluşacağı gözetilip sanığın eylemlerinin ayrı suçları mı, yoksa bir suç işleme kararıyla kanunun aynı hükmünün kısa zaman aralıkları içerisinde, birkaç kez ihlal etmek suretiyle zincirleme biçimde işlenmiş tek suçu mu oluşturduğunun değerlendirilmesi ile mükerrer yargılama ve cezalandırılmanın önlenmesi bakımından sanık hakkında benzer eylemlerden açılan tüm dosyalar getirtilip incelenerek mümkünse birleştirilmeleri, değilse bu davayı ilgilendiren kısımlarının onaylı örnekleri dosya içerisine konulması, zincirleme suç ilişkisi içindeki eylemlerden bazılarının kesinleşmiş mahkumiyet hükmüne konu olmasının diğer eylemlerin dava konusu yapılmasına engel olmayacağı, bu bağlamda sonradan sübutu kabul edilen eylem nedeniyle münhasıran önceki cezada zincirleme suç hükümlerinin uygulanması nedeniyle ortaya çıkacak olan ilave cezaya hükmolunabileceğinden, sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi, yasaya aykırı,
3- 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.