11. Ceza Dairesi 2016/11872 E. , 2017/2210 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
1-Bozmaya uyularak yapılan yargılamada, Mahkemece uyulmasına karar verilen Dairemizin 15.12.2014 tarih ve 2014/3822 Esas-2014/21669 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, sanık hakkında sahte araç muayenesi yapmak eylemi nedeniyle resmi belgede sahtecilik suçundan açılan kamu davasında, UYAP sistemi üzerinden yapılan araştırmada, benzer nitelikteki fiilleri nedeniyle mahkûmiyetine karar verilmiş kesinleşen ve temyiz incelemesi sırası bekleyen kamu davaları bulunduğu, Yargıtay Ceza Genel Kurulu‘nun 22/04/2014 tarih, 2013/11-397 Esas ve 2014/202 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK"nın “Kamu Güvenine Karşı Suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi belgede sahtecilik” suçlarının hukuki konusunun kamu güveni olduğu da gözetilerek açıklanan ilkeler doğrultusunda sanığın fiillerinin her biri yenilenen kastla işlenmiş ayrı suçları mı, yoksa bir suç işleme kararının yerine getirilmesi amacıyla kanunun aynı hükmünü, kısa zaman aralıkları içerisinde, birkaç kez ihlal etmek suretiyle zincirleme tek suçu mu oluşturduğunun değerlendirilmesi açısından, İzmir 13. Asliye Ceza Mahkemesi‘nin 2010/316-2011/36 ve 2010/57 Esas-2010/685 Karar sayılı dosyaları ile benzer nitelikteki diğer davalar da tespit edilip, her iddianameye kadar olan eylemlerin zincirleme biçimde işlenmiş tek bir resmi belgede sahtecilik suçunu, iddianameden sonraki eylemlerin ise ayrı suçu oluşturacağı, resmi belgede sahtecilik suçundan sanık hakkında kesinleşen hükümler bulunduğu dikkate alınarak, sonradan sübutu kabul edilen eylemler nedeniyle zincirleme suça ilişkin hükümler de uygulanarak tayin olunacak cezadan kesinleşmiş önceki cezanın mahsup edilmesi gerekebileceği de gözetilerek, kesinleşen ve yargılaması devam eden ilgili dava dosyalarının incelenerek, yargılaması devam eden dava dosyalarının mümkünse bu dava ile birleştirilmesi, mümkün olmadığı takdirde bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dosya içine konulması ile birlikte tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 27.03.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.