10. Hukuk Dairesi 2017/3840 E. , 2019/7874 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye Mahkemesi : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
No : 2017/874-2017/1021
İlk Derece Mahkemesi : Denizli 4. İş Mahkemesi
No : 2016/233-2017/27
Dava, 19.03.1983 sigorta başlangıcına göre 16.12.2013 tahsis talep tarihi itibariyle yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti ile aksine Kurum işleminin iptali ve aylıkların faiziyle birlikte ödenmesi istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince hüküm düzeltilerek, esas hakkında yeniden karar verilmiştir.
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi
I-İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ..."ün 20/05/2015 tarihinde emekli olduğunu, davacının ilk defa 19/03/1983 tarihinde sigortalı olarak çalışmaya başladığını, bu başlangıç gününe göre 47 yaşında emekli olabileceğini düşünerek 16/12/2013 tarihinde davalı kuruma emeklilik başvurusunda bulunduğunu, kurumca ilk işe giriş tarihinin 05/02/1986 tarihi olduğundan bahisle 49 yaşında emekli olacağının bildirildiğini, tahsis talebinin reddedildiğini, davacının Denizli 4. İş Mahkemesi"nin 2013/316 Esas sayılı dosyası ile tespit davası açtığını, tespit davasında mahkemece davacının 19/03/1983 tarihinde ..."a ait iş yerinde fiilen çalıştığının tespit edildiğini, davacının 47 yaşında emekli olabilecekken 2 yıl geç emekli olmasının hak kaybına neden olduğunu belirterek, kurum işleminin iptali ile davacıya ödenmeyen emekli aylıklarının her ay için ayrı ayrı faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; Açılan davanın haksız ve yersiz açılmış bir dava olup, reddinin gerektiğini, davacının kurum işleminin iptali ile bağlanmadığı için ödenmeyen emekli aylıklarının her ay için ayrı ayrı faizi ile birlikte ödenmesi talepli dava açtığını, davacının taleplerinin mevzuata uygun olmadığını, davalı kurumun yürürlükteki mevzuat çerçevesinde işlem yapmakta olan kamu kurumu olduğunu, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilerek yargılama giderleri ile ücreti vekâletin karşı tarafa tahmilini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
davacının 18 yaşını doldurduğu 20.05.1984 tarihine göre tahsis koşullannın 506 Sayılı Yasa"nın geçici 81- B/e maddesine göre 25 yıl sigortalılık süresinin ve 48 yaşının doldurulması ile en az 5225 gün prim ödenmiş olmasını gerektirdiği, 18 yaşın doldurulduğu 20.05.1984 tarihine 25 yıl sigortalılık süresi ilave edildiğinde 20.05.2009 tarihinin bulunduğu, tahsis talebinde bulunulan 2013 tarihinde 25 yıllık sigortalılık süresi şartının yerine getirildiği ancak davacının 16.12.2013 tarihinde 47 yaş 6 ay 26 günlük olduğu, 48 yaş şartı gerçekleşmemiş olduğundan davacıya 16.12.2013 tarihli tahsis talebi uyarınca yaşlılık aylığı bağlanmasına olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İlk derece mahkemesi hükmüne karşı davacı avukatı tarafından; kararın usul ve yasaya aykırı olduğu, aslen talebinin kabulü gerektiğinden bahisle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Tahsis şartlarının tümünün talep veya dava tarihi itibariyle bulunmasa da talepten itibaren makul bir süre içinde ya da yargılama aşamasında gerçekleşmesi mümkün olduğu, 20.05.2014 tarihinde 48 yaşını ikmal eden ve işten de 16.12.2013 tarihinde ayrılmış bulunan davacının anılan tarih itibariyle yaşlılık aylığı tahsis şartlarını haiz olduğu anlaşıldığından, kendisine 01.06.2014 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmesi gerektiği, ancak; 5510 sayılı Kanunun 42"nci maddesi uyarınca bağlanan aylıklara bir günlük çalışmanın tespitine ilişkin ilamın kesinleşmesinden itibaren üç aylık süre sonrasında faiz başlatılacağı nazara alınması gerektiği gerekçesiyle
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353"üncü maddesinin 1"inci fıkrasının (b) bendinin 2"nci alt bendi uyarınca esastan kabulüne, Denizli 4. İş Mahkemesinin 21.02.2017 tarih 2016/233 Esas, 2017/27 Karar sayılı kararının kaldırılmasına;
Davanın kısmen kabulü ile;
Davacının 01.06.2014 tarihinden itibaren 506 sayılı Kanun (5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi) kapsamında yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine;
Davacıya bağlanacak 01.06.2014 - 01.06.2015 tarihleri arasındaki yaşlılık aylıklarının 11.05.2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
SGK vekili, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne hükmedilmesinin hatalı olduğunu beyanla kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dosya kapsamından; 20.05.1966 doğumlu davacının 16.12.2013 tarihinde 506 sayılı Kanun kapsamında yaşlılık aylığı tahsis talebinde bulunduğu ancak Kurum kayıtlarına göre sigorta başlangıç tarihinin 05.02.1986 olduğu ve tabi olduğu tahsis koşullarını taşımadığı gerekçesiyle talebinin davalı Kurum tarafından reddedildiği; davacının, işe giriş bildirgesine istinaden sigorta başlangıç tarihinin tespitine ilişkin açmış olduğu davada, davacının 19.03.1983 tarihinde bir gün süreyle hizmet akdine tabi olarak çalıştığının tespitine karar verildiği ve anılan kararının kesinleşmesi üzerine 22.05.2015 tarihinde yeniden tahsis talebinde bulunan davacıya, 01.06.2015 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı, davacının doğum ve ilk işe giriş tarihine göre 506 sayılı Kanunun 60/G maddesi gereği yaşılılık aylığına esas sigorta başlangıç tarihinin 18 yaşın doldurduğu 20.05.1984 tarihi olduğu, tahsis talebinde bulunduğu 16.12.2013 tarihi itibariyle 29 yıldan fazla sigortalılığı ve toplam 6121 prim gününün mevcut olduğu ve 47 yaşında olduğu anlaşılmıştır.
Eldeki davada davacının, sigorta başlangıç tarihine göre 506 sayılı Kanunun Geçici 81"inci maddesinin “B” bendinin “e” alt bendi uyarınca yaşılık aylığına hak kazanabilmesi için 25 yılı sigortalılık süresini ve 48 yaşını doldurması ve en az 5225 prim gününün bulunması gerekmesine göre, davacının 16.12.2013 tarihi itibariyle 29 yıldan fazla sigortalılığı ve toplam 6121 prim günü mevcut ise de; 48 yaşını doldurmadığından 16.12.2013 tarihindeki tahsis talebine istinaden yaşılık aylığının bağlanmasına olanak bulunmamaktadır.
Bölge adliye mahkemesince, yaşlılık aylığı tahsisine ilişkin istem ve davalarda, tahsis şartlarının tümünün talep veya dava tarihi itibariyle bulunmasa da talepten itibaren makul bir süre içinde ya da yargılama aşamasında gerçekleşmesi mümkün olduğu kanaatiyle davacının 48 yaşını ikmal ettiği 20.05.2014 tarihinden sonraki aybaşından itibaren yaşılılık aylığı bağlanması doğrultusunda yazılı şekilde karar verilmiş ise de; 16.12.2013 tarihinde yaşılılık aylığı şartlarını taşımadığından ortada geçerli bir tahsis talebin valığından söz edilemeyeceği, davacının 48 yaşını doldurduğu tarihte de geçerli bir tahsis talebinin olmadığı, sonraki tahsis talebinin 22.05.2015 tarihinde olduğu, somut olayda makul süre değerlendirmesi yapılmasının mümkün bulunmadığından ilk tahsis talebine geçerlilik tanınarak buna göre değerlendirme yapılması isabetli bulunmamıştır.
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki esaslar doğrultusunda değerlendirme yapmak suretiyle bölge adliye mahkemesince davalı kurumun istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 23.10.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.