8. Hukuk Dairesi 2014/9337 E. , 2015/18554 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı Payı Alacağı
... ile ... aralarındaki katkı payı alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ... 4. Aile Mahkemesi"nden verilen 30.01.2014 gün ve 146/64 sayılı hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili ve davalı vekili taraflarından süresinde istenilmiş ise de duruşma isteğinin pul yokluğundan reddine karar verilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
... A R A R
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, taraflar arasındaki yararlar dengesine, TMK"nun 4. maddesinde (TBK md. 50/2) öngörülen hukuk ve hakkaniyet ilkelerine uygun bulunduğuna göre, yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA,
taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve aşağıda dökümü yazılı 745,50 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 2.245,24 TL"nin temyiz eden davacılardan alınmasına, 871,00 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 2.119,74 TL"nin temyiz eden davalıdan alınmasına, 19.10.2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
Dava, 2001 yılında edinilen taşınmaz nedeniyle, eşler arasında açılmış " katkı payı alacağı " davası niteliğindedir.
Dava kadın eş tarafından erkek eş aleyhine açılmış; yargılama devam ederken davacı eş ölmüş; davayı ölen eşin davalı dışındaki mirasçıları olarak iki çocuğu mirasçı sıfatıyla takip etmişlerdir.
Mahkemece ölen eşin (davacının) katkı payı olarak hesaplanan 43.782 TL"nin davalıdan alınarak, miras payları oranında davayı takip eden mirasçılara ödenmesine karar vermiş; hükmü davalı temyiz etmiştir.
Davacı eşin ölümüyle, davalı da ölenin mirasçısı durumuna gelmiştir. Hükmedilebilecek olası katkı payı alacağı da " tereke alacağı " niteliğinde olacaktır. Katkı payı alacaklısı eşin mirasçısının kişisel bir katkı payı alacağı olamaz. Mirasçı ancak terekeden tasfiye sonucu düşecek miras payını talep edebilir. Davacı eşin ölümüyle davalı eş, olası katkı payı borcu nedeniyle, hem terekeye borçlu, hem de davacı eşinin mirasçısı olarak tereke alacaklısı durumuna girmiş; böylece davalının şahsında alacak/borçlu sıfatı, hem de davacı/davalı sıfatı birleşmiş olmaktadır. Buradaki alacaklı ve borçlu sıfatının birleşmesi teknik olarak TBK"nun 135 (eMK. 116) katılma alacağı için sona eremez anlamında bir birleşme olmadığından; bu durumda; dosyaya mirasçılar arasında görülen bir dava olarak devam edilemez. Mirasçılar arasında tereke anlamında bir çıkar çatışması oluştuğu açıktır. O halde davaya ancak TMK"nun 640/3. maddesi uyarınca bir " tereke temsilcisi " atanması ve onun sürdürmesiyle devam etme durumu söz konusudur. Bunun için davayı takip etmek isteyen mirasçılara HMK"nun 165. madde uyarınca ölen eş/mirasbırakanının terekesine TMK"nun 640/3. maddesi gereğince bir " tereke temsilcisi " tayin ettirme konusunda süre verilmesi; temsilci tayin edilip davayı takip ettiğinde, davaya kaldığı yerden devam edilerek karar verilmesi gerekir. Mirasçıların kendi haklarına dayalı olarak açtıkları bir dava yoktur. Bu nedenle davanın kabulü halinde verilecek hüküm de tereke yararına olmalıdır. Mevcut hüküm ise mirasçı yararına verilmiştir.
Yukarıda açıkladığım nedenlerle, temyiz edilen hükmün bozulması gerektiğini, davalının esasa yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenemeyeceğini düşünüyorum. Dairemizin 17.12.2013 tarih ve 2013/17871 Esas 2013/19233 Karar sayılı kararı da benzer duruma ilişkin olup, açıkladığım görüşe uygundur. Değerli çoğunluğun onama kararına bu nedenlerle katılmıyorum.19.10.2015