
Esas No: 2014/335
Karar No: 2022/334
Karar Tarihi: 19.04.2022
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/335 Esas 2022/334 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/335 Esas
KARAR NO : 2022/334
DAVA : Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/10/2012
KARAR TARİHİ : 19/04/2022
Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili Av. ... dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin ve dava dilekçesinde dahili davacılar olarak yer vermiş olduğu ... (...) inin mirasçıları olduğu, müvekkillerinin dedesi olan mezkur kişinin 1912 - 1914 yıllarında ... Belediye Başkanlığı yaptığını ve hali vakti yerinde olan bir kişi olduğunu, bu kişinin 1917 yılında ... Bankası hisse senetlerini satın aldığını, bu kişi ile birlikte o tarihte ... tüccarlarından ..., ..., ... ..., ... nında bu bankadan hisse senedi aldıklarını, ... yılında davalı ... Bankası AŞ'ye devredildiğini ve bu tarihten sonra davalı tarafça yönetildiğini, müvekkilleri tarafından 17/05/2012 keşide tarihli iadeli taahhütlü ihtarname ile ... (...) ...nin namına ... Bankasına ait hisse senedinin pay defterlerine kayıtlı olup olmadığı, kayıtlı ise kök hissenin kaç adet olduğunun ve ne kadar ödeme yapıldığını, bedelli bedelsiz sermaye arttırımları sonucunda bugün kaç adet hisse olduğunu ve hisselerin toplam değerinin kaç TL olduğunu ve geçmişe yönelik ödenen temettülerin hesap edilerek taraflarına ödenmesi için 15 gün süre verildiğini, davalı tarafından çekilen ihtarnameye ... (...) talebe konu ... (...) 'nu gösterir belgelerin sunulması üzerine inceleme yapılacağının bildirilmesi üzerine bu davayı açtıklarını beyan ederek, mütevefa ... (...) nin davalının hissedarı olup olmadığının kaç adet kök hissesinin bulunduğunun, sermaye arttırımları sonucunda bugün kaç adet hisse olduğunu, hisse senetlerinin kaç TL olduğunun tespiti ile hisse senetlerinin geçmişe dönük ne kadar kar payı getirdiğinin tespiti ile fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak üzere şimdilik 100,00TL kar payının yasal faiz oranından düşük olmamak üzere en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu yapılan hayali hisselerin iştirak halinde mülkiyet rejimine tabi olduğu, davanın tüm mirasçılar tarafından açılması gerektiği, dava konusunun zamanaşımına uğradığını, müvekkil banka kayıtlarında yapılan araştırma sonucunda ... (...) adına herhangi bir hisse senedine rastlanılmadığını, davacıların aktif husumet sahibi olmadıklarını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
Asli müdahil ... vekili 29/03/2013 tarihli dilekçesinde özetle; ... (...) ...nin mirasçısı olduğunu, bu hususla ilgili ... Asliye Hukuk Mahkemesinde 2013/... Esas sayılı dosyası ile davanın devam ettiğini, davaya davacı sıfatıyla katılmak istediğini beyan etmiştir.
Asli müdahil ... vekili müdahil dilekçesinde özetle; ... (...) nin mirasçısı olduğunu, davacılar yanında asli müdahil olarak davaya katılmak istediklerini beyan etmiştir.
Mahkememizce resen seçilecek bir sermaye piyasası uzmanı, bir Osmanlıca bilen bilirkişi ve bir finans bilirkişi eşliğinde davalı bankanın genel müdürlüğünde , dava konusuyla ilgili belge ve kayıtları inceleme hususunda yetki de verilerek tüm dosya kapsamı irdelenerek ... , ... nin İş bankasının hissedarı olup olmadığının, hissedarı ise kaç adet kök hissesinin bulunduğunun , kök hissenin bedelli -bedelsiz sermaye artırımları sonucunda bugün kaç adet yaptığını ve değerinin kaç Türk Lirası olduğunun tespiti ve hisse senetlerinin geçmişe dönük ne kadar kar payı getirdiğinin tespiti , ayrıca cevap dilekçesinde iddia edilmesi nedeniyle dava dilekçesindeki belgeler de incelenerek söz konusu hisselerin ... ya devredilip devredilmediğinin de tespit edilmesi hususlarında bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir.
Alınan bilirkişi raporunda özetle; ... Bankası hisse senedi alanlara, hisse senedi bedelinin yarısına tekabül eden ilk taksitin alındığını göstermek üzere banka tarafından verilen ve üzerinde hak sahibinin isim, şöhret, ikamet mahalli ve sahip olduğu hisse senedi veya senetlerinin numara(bir adetten fazla olanlarda numara aralığı şeklinde) ve miktar bilgileri yazılı olan muvakkat hisse senedi ilmuhaberlerinin kaydına mahsus olmak üzere sayfaları makbu form şeklinde tanzim edilmiş olan ve her bir satırına hisse senedi miktarına bakılmaksızın tek bir alımın kaydedildiği Osmanlıca yazılı, toplam 4 cilt ve yaklaşık 2000 sayfadan müteşekkil haki renk ciltli İtibar-ı Milli Hisse Senetleri Kayıt Defterleri, buna ilaveten Tarih-i Mübadele ve Mübadele Suretiyle Verilen Diğer Senedat-ı Muvakkate Hanelerini de ihtiva eden, Osmanlıca yazılı toplam 4 cilt ve yaklaşık 2000 sayfadan müteşekkil siyah renk ciltli İtibar-ı Milli Hisse Senetleri Kayıt Defterleri üzerinde ve her bir sayfası bir... Bankası hisse senedinin kaydına mahsus, 1000'er sayfadan meydana gelen yaklaşık 400 cilt pay defterleri üzerinde inceleme yapıldığını, Osmanlıca alfabe ile yazılan ... ismi; sağdan sola doğru birinci harfi olan H harfi bankımından iki şekilde -noktalı veya noktasız H harfi ile- yazılabildiği halde Latin alfabesi ile sadece tek bir şekilde yazıldığı, ikinci harfi olan dat harfi bakımından Osmanlıca alfabe ile tek bir şekilde yazılmasına karşılık Türk alfabesi ile iki şekilde yani ... ve ... şeklinde yazılabileceği, bu durum söz konusu dat harfinin arapça aslında d ve z sesleri birlikte çıkarılarak telaffuz edilmesine karşılık dilimizde yöreye ve muhite göre bazen d bazen ise z şeklinde telaffuz edilmesinden kaynaklandığı, bu itibarla davalı banka kayıtlarında ... isminin banka kayıtlarına Türk alfabesi ile ... şeklinde de aktarılmış olabileceği göz önüne alınarak inceleme yapıldığı, davalının yukarıda yer verilen ilmühaber kayıt defterleri üzerinde yapılan incelemede bu defterlerin ikinci cildinde ... kayıtlarının toplu olarak bulunduğu sayfada ...'in alaca mahallesinden ... ye ait 50 adet hisse senedi kaydına rastlanıldığı, rastlanan bu kayıtta isim ve ikamet mahalli bilgilerinin araştırılması istenilen kişinin isim ve ikamet bilgileri ile mutabık olmakla birlikte ... lakap veya aile ismi bilgisinin davacının beyan ettiği ... lakap veya aile ismi bilgisi ile mutabık olmadığını, lakap veya aile ismi belirtilmeden veya ... isimlerinden biri zikredilmeden kayıt edilmiş olma ihtimaline karşı, ...'in ... Mahallesi ikamet bilgisini ihtiva eden diğer kayıtlar arasında sadece ... , ... ve Sadece ... isimleri geçen başka bir kayıt mevcut olup olmadığına bakıldığı ve başkaca bir kayda rastlanılmadığı, ... ve ... isimlerinin Osmanlıca yazılışlarında bir miktar benzerlik bulunduğunu, resmi yazışmalarda rika tarzı yazı ile yazışma yapıldığını, bu nedenle bankaca ... isminin bankaca adı geçen için tanzim edilen ilk yazılı belgeye ve yukarıda incelenecek belgeler arasında yer verilen muvakkat hisse senedi ilmühaberine ... yazıldığı halde yazılıştaki benzerlikten dolayı sehven ... şeklinde okunup kayıtlara ... şeklinde aktarılmış olma ihtimali bulunduğundan bu kaydın tespitine müteakip bu hususu kayıttaki bilgilerle davalı banka ilmühaberlerinin incelenmesinin talep edildiği, davalı tarafça bu hisse senetlerine ait ilmühaber suretlerinin bulunmadığının taraflarına bildirildiğinin ve ikinci maddede yazılı defter grubunun ilgili kaydı bulunduğu ikinci cildi ile üçüncü maddede yazılı pay defterlerinden söz konusu 50 adet hisse senedinin her birinin ayrı ayrı sayfalarda kayıtlı bulunduğu, ilk okumada farklı bir okuma gerçekleşmediğini, davalıdan banka idaresince Türk alfabesine çevrilmiş 6 ciltlik defter grubu istenilmiş ise de bu defterlerde devredilmemiş hisse senedinin bulunduğu, bahse konu hisse senedinin kaydının bulunmadığı ifade edilmesi sebebiyle bu senetlerde inceleme yapılmadığı, davacıların murisine ait olduğu iddia edilen hisse senetlerinin ... 'a devredilip devredilmediği hususunda inceleme yapılamadığını, dava dilekçesinde sunulu bulunan davacıların murisinin ... Bankasının hissedarı olduğunun ortaya konamadığı ifade edilmiştir.
Mahkememizce bilirkişi heyetinde yer alan Osmanlıca bilirkişisi ... huzura çağrılarak incelenmesi gereken bütün belgelerin bilirkişi heyetine incelettirilip incelettirilmediği sorulmuştur. Bilirkişi ... 17/09/2019 tarihli celsede; "ben incelemeye gittiğimde davacı tarafın iddia etmiş olduğu ve bilirkişi raporunda da yer vermiş olduğum üzere davaya konu ismin yazılışı hususunda problem olduğu, ana kayıt defterinde ... gözüküyor, dava dilekçesinde ... görünüyor, bu ikisinin arasında el yazısı itibariyle benzerlik söz konusudur. Bu nedenle bankanın harf devriminden sonra bu kayıtların Latin alfabesine aktarılmış haline ilişkin defterleri incelemek istedim, ancak banka kişisel bilgilerin korunması sebebiyle incelemek istediğim defterleri incelemeye sunmamıştır.ayrıca banka davacı tarafın iddia etmiş olduğu kişiye ait hisse olup olmadığı hususunda benim bulduğum kayıt ile davacının iddia etmiş olduğu kayıt aynı olup olmadığının belli olmadığı için incelemeye sunmamışlardır. Eğer banka yeni alfabeye çevrilmiş halini gösterirse dava konusu olay somutlaşacaktır, ayrıca hisselerin alındığı ana ilişkin verilen İlmühaber kayıtlarının da varsa incelemeye sunulması davayı aydınlatacaktır, bundan önceki benzer dosyalarda davacı vekilleri da hazır bulunduruluyordu" dediği görülmüştür.
Mahkememizce mahallinde keşif yapılarak taraf vekillerinin iddia ve savunmaları alınan bilirkişi raporu ve bilirkşii raporuna karşı itirazlarda gözönünde bulundurularak huzur da dinlenen bilirkişi ...in incelenmesinin davanın subutu açısından önem arz eden belge ve kayıtlarında incelenerek bilirkişi ...'den ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Alınan ek raporunda özetle; davalı banka tarafından ... Bankası hisse senetlerinin Osmanlıca 4 ciltlik ilmühaber kayıt defterlerinin, ilk inceleme sırasında tespit edilen ancak davacıların dedelerine aidiyeti kesin olarak belirlemeyen hisse senetlerinin kaydının bulunduğu Osmanlıca pay defterlerinin 301.cildinin, Osmanlıca pay defterlerinin harf devreminden sonra davalı banka idaresince yeni Türk alfabesine çevrilmiş hali olan 6 ciltlik defter grubunun incelendiği, 6 ciltlik defter grubunda bu hisse senetlerine ait kayda rastlanılmadığı, Osmanlıca pay defterinin 301.cildinde yapılan incelemede bahse konu hisse senetlerinin 18/05/1926 ve 9 kanun evvel 1926 tarihlerinde üçüncü şahıslara devredildiği kendilerine devir yapılan üçüncü şahısların isimlerinin ilk hisse senedinde yazılı olduğu sonraki 48 hisse senedinde ise devir işleminin üzerinde bu dahil ibaresi kaşe basılarak bir önceki hisse senedine atfedilmek suretiyle devam ettiği 50.hisse senedinde ise yine bu şahısların isimlerinin yazılı olduğu, bu işlemlere ilişkin banka meclis kararlarında da bir kanun evvel 1926 ve 22 Haziran 1922 olduğunun görüldüğü, davacıların murisine ait olduğu iddia edilen 50 adet senedin dava tarihinde yaklaşık 94 yıl önce üçüncü şahıslara devredildiği ifade edilmiştir.
Anayasa'nın 10.maddesinde; herkesin kanun önünde eşit olduğu ilkesi düzenlenmiştir. Anayasa'nın 141.maddesine göre ise, devlet, yargının basit, çabuk ve ucuz gerçekleşmesi için gereken tedbirleri almak zorundadır. Usul ekonomisi Anayasa'da ayrıca düzenlenmiş olduğu için bu ilkeye aykırılık aynı zamanda Anayasa'ya aykırılık teşkil edecektir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6.maddesine göre, mahkemelerin makul süre içinde karar vermeleri öngörülmüştür. Bu adil yargılanma hakkının bir gereğidir. HMK'nın 30.maddesinde de, hakimin, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlü olduğu ifade edilmiştir. Bir davanın uzun sürmesi tarafların menfaatini ihlal edecektir. Hakim önündeki davaya hukuk kurallarını uygularken ve yorumlarken usul ekonomisi ilkesini de dikkate almalı ve yargılamayı buna göre yürütmelidir.
Dava şartları HMK'nın 114.maddesinde sayılmıştır.
Sıfat dava konusu subjektif hakka ilişkindir. Yani bir alacak davasında alacaklı olduğu iddia edilen davacının gerçekten alacaklı, davalının da gerçekten borçlu olup olmadığı sorunun sıfata ilişkindir. Husumet konusu kamu düzenine ilişkin olup 6100 Sayılı HMK'nın 115.maddesi gereğince yargılamanın her aşamasında ileri sürülebilir ve taraflarca ileri sürülmese dahi resen mahkemece gözönünde tutulur. Nitekim Yargıtay 10.Hukuk Dairesi'nin 2014/10928 Esas ve 2014/16557 Karar, 23.Hukuk Dairesi'nin 2015/2411 Esas ve 2015/2302 Karar, Hukuk Genel Kurulu'nun 24/04/2013 tarihli 1-612/583, Hukuk Genel Kurulu'nun 07/11/2012 tarihli 1-631/745 sayılı kararlarında da benzer hususlar ifade edilmiştir.
Davada davacı veya davalı sıfatının mevcut olmaması halinde ise dava esastan reddedilir. Mahkememizce tüm dosya kapsamında ve alınan bilirkişi raporlarının incelenmesi sonucunda; bahse konu hisse senetlerinin 18/05/1926 ve 9 kanun evvel 1926 tarihlerinde üçüncü şahıslara devredildiği kendilerine devir yapılan üçüncü şahısların isimlerinin ilk hisse senedinde yazılı olduğu sonraki 48 hisse senedinde ise devir işleminin üzerinde bu dahil ibaresi kaşe basılarak bir önceki hisse senedine atfedilmek suretiyle devam ettiği 50.hisse senedinde ise yine bu şahısların isimlerinin yazılı olduğu görülerek, davacıların ve asli müdahillerin murisleri ... (...) in dava tarihinden yaklaşık 86 yıl önce davaya konu hisse senetlerinin sattığı ve bu hisse senetleri yönünden taraf sıfatının kalmadığı görülerek mahkememize açılan dava murisin varisleri tarafından açılmış ise de, murisin külli halefi olan mirasçılarının murisinin sıfatının olmadığı yerde külli haleflerinde sıfatının olmayacağına kanaat edinilerek ve bu aşamada taraf teşkilinin sağlanmasının hukuki yarar açısından bir öneminin kalmadığına karar verilerek ve tarafların kanunlar önünde eşit olduğu, yargılamaya hakim olan ilkelerin davanın her iki tarafı içinde geçerli olması göz önünde bulundurularak tüm davacıların ve asli müdahillerin davalarının aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davalı vekilince yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi olmadığına ilişkin 19/04/2022 tarihli celsede beyanda bulunulduğu görülerek bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Tüm Davacıların Davalarının Aktif Husumet Yokluğundan Reddine,
2-Alınması gereken 80,70-TL karar ilam harcından 21,15-TL peşin alınan harçtan mahsubu ile eksik kalan 59,55-TL harcın davacılardan müşterek ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Asli müdahil ... tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,
5-Asli müdahil ... tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,
6-Davalı tarafça vekalet ücreti talebinde bulunulmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmı karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair davacı ... ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/04/2022
Katip ...
¸e-imzalıdır
Hakim ...
¸e-imzalıdır
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.