10. Hukuk Dairesi 2018/615 E. , 2019/8073 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince davalı Kurumun istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmek suretiyle, yerel Mahkeme kararı kaldırımasına, davanın reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı ve davalı Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi
I-İSTEM:
Davacı vekili; dava dilekçesinde özetle; davacının dava dışı ...Holding A.Ş."ne ait prim borçlarının, asıl borçludan tahsil edilip edilemeyeceği belirlenmeksizin davacıdan, anılan şirketin kanuni temsilcisi olduğundan bahisle, tahsili için gönderilen ödeme emrinin iptalini talep etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı vekili; davacının 5510 sayılı Yasanın 88. maddesi gereğince anonim şirket yönetim kurulu üyesi olarak, şirketin kuruma karşı olan borçlarından müteselsilen sorumlu olduğunu, aynı düzenleme gereğince müşterek müteselsil sorumlulardan kurum alacağının tahsili için şirketten tahsil edilememe koşulunun söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini ve takip konusu alacağın %10 fazlasının davacıdan tahsilini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesince, davacının takibe konu dönemde üst düzey yönetici olmadığından 5510 sayılı Yasanın 88. maddesi gereğince sorumluluğunun bulunmadığı, borçlu AŞ"ne yapılan takipte alacağın tahsili imkânının bulunmadığı belirlenmeden 6183 sayılı Yasanın mükerrer 35. maddesi gereği davacıya ödeme emri gönderilmesinin usul ve yasaya aykırı bulunduğu, davacı tarafından her ne kadar, Kuruma ödeme için başvuruda bulunulduğu belirtilmişse de, davacı taraf yapılandırma yapıp açtığı davadan feragat etmediğini belirttiğinden bu yönde bir hüküm kurulmadığı belirtilerek, takibe konu borçtan hukuken sorumlu olmadığından bahisle açılan davanın kabulü ile, davacıya kurum tarafından gönderilen 13252255 numaralı ödeme emrinin İptaline karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Davalı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile ... İş Mahkemesinin 2015/374 Esas, 2016/493 Karar sayılı kararının HMK"nun 353/1,b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, davanın REDDİNE, karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili tarafından; Esas borçlu şirkete ait prim borçları davalı kurum tarafından 6736 Yasa hükümleri uyarınca yapılandırılarak vadelere bölünmüş olduğundan dava konusu ödeme emirlerinin iptali gerektiği, müvekkilin yönetim kurulu üyeliği yaptığı ve dava konusu olan 2010 yılının Ocak-Eylül dönemlerine ilişkin Müvekkil yönünden herhangi bir imza yetkisinin olmaması sebebiyle yerleşik Yargıtay kararları uyarınca da üst düzey yönetici olarak kabul edilemeyeceği, belirtilerek BAM kararının bozulması talep edilmiştir.
Davalı Kurum vekili tarafından; ... BAM 34. Hukuk Dairesi 2017/2436E-1086K sayılı 24.10.2017 tarihli kararının isabetli ve hukuka uygun olduğu, ancak alacağın %10 fazlasıyla davacı yandan tahsili taleplerinin dikkate alınarak % 10 fazlaya hükmedilmesine şeklinde hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi istenmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Tüzel kişi işverenlerin ortak ve yetkililerinin kamu alacaklarından sorumluluğu, 6183 sayılı Kanunun 35, mükerrer 35, mülga 506 sayılı Kanunun 80. ve bazı maddeleri dışında 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 88. maddesinde düzenlenmiştir.
506 sayılı Kanunun 80/12 maddesi, "Sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın, birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşların tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzelkişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri kuruma karşı, işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur." hükmünü öngörmüş, 5510 sayılı Kanunun 88/20 maddesi de bazı farklar dışında anılan maddeye paralel düzenleme getirmiş olup, "Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur. " hükmünü öngörmüştür.
6183 sayılı Kanunun mükerrer 35. maddesine göre ise; amme alacakları ve bu bağlamda davalı Kurumun işveren tüzel kişilerden prim ve diğer alacaklarının, tüzel kişinin mal varlığından kısmen veya tamamen tahsil edilememesi ya da tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması halinde kanuni temsilcilerin mal varlıklarıyla sorumlu olacağı öngörülmüştür.
Yukardaki düzenlemelerden anlaşılacağı üzere, prim alacağının tahakkuk ettiği ve ödenmesi gereken dönemde, işveren ile birlikte müteselsilen sorumluluk koşullarının oluşması için, işveren kamu kurum ve kuruluşu ise, kamu görevlilerinin tahakkuk ve tediye ile görevli olması, tüzel kişiliğe haiz diğer işyerlerinde ise üst düzey yönetici ya da yetkilisi ve kanuni temsilci sıfatıyla işveren tüzel kişiliği temsil ve ilzama yetkili bulunması gerekir.
Somut olayda, ödeme emrine konu borç, dava dışı anonim şirketin 2010/2,3,4 ve 5. aylara ait prim borcuna ilişkindir. Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinde; 1051133 sicil numaralı dosyada işlem gören dava dışı ...Holding A.Ş. unvanlı işyeri ile ilgili olarak, 24.10.2016 tarihinde internet başvurusu yoluyla 6736 sayılı yapılandırmaya başvurulduğu, şirket yöneticisi davacı ...’un yapılandırma için ayrıca şahsi bir başvurusunun olmadığı, 6736 sayılı yapılandırma planının ödeme yapılmadığından bozulduğu, 27.05.2017 tarihinde yürülüğe giren 7020 sayılı yapılandırma için, 30.06.2017 tarihinde internet başvurusu yoluyla başvuruda bulunduğu, şirket yöneticisi davacı ...’un ayrıca yapılandırma başvurusu ya da feragati olmadığı, yapılandırmaya ilişkin henüz taksit ödemesi yapılmadığı hususlarının, Kurumun 16.08.2017 günlü cevabi yazısı kapsamında bildirildiği, anlaşılmaktadır
Yine dosya kapsamından, 19.01.2010 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan olunduğu üzere, davacının, dava dışı ...Holding A.Ş.’nin 08.01.2010 tarihli toplantısında, yönetim kurulu üyeliğine seçildiği, 11.08.2010 tarihli ticaret sicil gazetesinde de, 03.08.2010 tarihli yönetim kurulu kararı ile, 23.10.2008 tarihli sirkülerin iptal edilerek, yönetim kurulu üyesi olarak bulunan Hasan Yalınkaya, Mehmer Sedat ...ve davacı ...’un herhangi ikisinin şirket unvanı adı altına atacakları müşterek imzaları ile temsil ve ilzama yetkili kılınmasına karar verildiği görülmektedir.
Mahkemece, yapılandırmanın olup olmadığı varsa davaya konu borçları kapsayıp kapsamadığı belirlenmek suretiyle, davanın konusuz kalıp kalmadığı irdelenip sonucuna göre karar verilmeli, aksi halde davacının yönetim kurulu üyeliğine ilişkin süreleri ve üst düzey yöneticilik durumu açık ve net bir şekilde belirlenip sorumluluğu irdelenerek, yapılacak değerlendirmeye göre bir karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, tüm taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesinin davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulune dair kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Dairesi kararının HMK’nın 373/2 maddesi gereği kaldırılarak hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, 05.11.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.