9. Hukuk Dairesi 2016/11497 E. , 2016/11370 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile asgari geçim indirimi alacağı, yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı işçi vekili, davalı şirkette 20/09/1998 tarihinde işe girdiğini, firmanın taşeronluk işini davacıya verdiğini, ancak işler yürümeyince 13/08/2008 tarihinde işten çıkarıldığını, aylık net 990 TL aldığını yıllık izin ve diğer tazminatlarının ödenmediğini iddia ederek, kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin ve asgari geçim indiriminin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı şirket vekili, davacının kendi isteği ile işten ayrıldığını, davacının davalı şirkete alt taşeron olarak firma açtığını, işlerin tamamlandığı, dışarıdan davalı şirkete fatura karşılığı hizmet sunmak istediğini daha önceden bildirdiğini ve davalı şirketin alt taşeronu olarak çalışmasını kabul etmesi üzerine istifa ederek şirketten ayrıldığını, davacının açtığı firmanın adı ...... olduğunu, davacının şirketinin 14.08.2008 tarihinde ilan edildiğini, davacının davalı şirketten çıkış tarihinin 13.08.2008 olduğunu, kendi firmasını kuran bir kişiyi davalı şirketin bir gün önce tesadüfen işten çıkarmasının söz konusu olamayacağını, davacının işten çıkış nedeninin istifa olduğunu, davacının asgari ücretle çalıştığını, davacının tüm alacaklarının ödendiğini ve ayrıca zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:
Mahkemece toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemenin 12.12.2013 tarihli kararı davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 25.06.2015 tarih ve 2014/10605 E. 2015/23294 K. sayılı ilamı ile bozulmuştur.
Bozma kararında özetle " 2- Davacı, dava dilekçesinde davalı işyerinden 13/08/2008 tarihinde firmanın kendisine verdiği taşeronluk işi yürümeyince çıkarıldığını iddia etmiş, davacı tanıkları da davalı işyeri kapandığı için davacının işten çıkarıldığını beyan etmişlerdir. Mahkemece tanık beyanlarına itibar ederek iş yeri kapandığı için davacının iş akdinin sona erdiğini, bu nedenle feshin haksız olduğunu kabul etmiştir. Davalı vekilinin ibraz ettiği .. Gazetesi’nde davalı şirketin halen faal olduğu görülmektedir.
Mahkemece yapılacak iş, fesih tarihi olan 13/08/2008 tarihinde işyerinin kapanıp kapanmadığını araştırmak, kapanmışsa mevcut gerekçe ile karar vermek; kapanmamışsa davacının iş akdi devam ederken kurduğu işyerine girmek için iş akdini kendisinin feshettiğini kabul etmek ve kıdem ve ihbar tazminatlarının reddine karar vermektir.
3- Hükmedilen miktarların net mi brüt mü olduğunun hükümde belirtilmemesinin infazda tereddüde yol açacağının düşünülmemesi de hatalı olduğu " belirtilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmuş ve yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Bozmadan sonra verilen karar taraflarca temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
1- Gerekçeli karar başlığında dava tarihinin "20.03.2012" yerine "04.08.2015" olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata kabul edilerek bozma nedeni yapılmamıştır.
2- Davalı şirketin temyizi açısından;
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 8 inci maddesine göre iş mahkemesinden verilen kararlar tefhim ve tebliğ tarihinden itibaren 8 gün içinde temyiz olunabilir. Bu süre içinde temyiz dilekçesinin hakime havale ettirildikten sonra temyiz defterine kaydının yaptırılması ve temyiz harç ve giderlerinin mahkeme veznesine yatırılması gerekir. 6100 Sayılı HMK geçici 3 üncü maddesinin 1 inci fıkrasında; “Bölge adliye mahkemelerinin, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı ..ı İlk Derece Mahkemeleri ile ..Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca Resmî Gazete’de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” 2 nci fıkrasında ise;"Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/09/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur." denmiştir.
Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar HUMK.nun 427/2 maddesi uyarınca temyiz edilemez.
Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. Temyiz kesinlik sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra (inkar) tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz.
Birleştirilen davalarda, temyiz sınırı her dava için ayrı ayrı belirlenir.
İhtiyari dava arkadaşlığında, temyiz sınırı her dava arkadaşının davası için ayrı ayrı belirlenir.
Karşılık davada, temyiz sınırı asıl dava ve karşılık dava için ayrı ayrı belirlenir.
Tespit davalarında, temyiz sınırı tespit davasının öncüsü olduğu eda davasının miktar ve değerine göre belirlenir.
Temyiz sınırından fazla bir alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, hükümde asıl istemin kabul edilmeyen bölümü temyiz sınırını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Kısaca temyize konu edilen miktara bakılarak kesinlik belirlenir.
Alacağın bir kısmının dava edilmesi halinde, kısmi davada kesinlik sınırı dava edilen miktara göre değil, alacağın tamamına göre belirlenir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.06.1975 gün ve 1975/6-8 sayılı içtihadında, “ 5521 sayılı yasada açık düzenleme olmamakla birlikte, bu yasanın 15. maddesindeki düzenleme gereği HUMK"nun 427 maddesindeki kesinlik sınırının iş mahkemelerinde verilen kararlarda da uygulanması gerektiği, grup halinde açılan davaların salt iş mahkemelerine özgü bir dava türü olmadığı, bu nedenle seri olarak açılan davalarda her dosya için kesinlik sınırına bakılması gerektiği” açıkça belirtilmiştir.
Dosya içeriğine göre, davalı vekili tarafından temyize konu edilen miktar yıllık izin ücreti 100,00 TL. ve asgari geçim indirimi alacağı 100,00 T.L olmak üzere toplam 200,00 TL. olup, bu miktar karar tarihi itibariyle 2.190,00 TL. lik kesinlik sınırı kapsamında kaldığından davalının temyiz isteminin HUMK’un 427/2, 432/4 maddeleri uyarınca REDDİNE, nispi temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,
3-Davacı işçinin temyizi açısından;
Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 05.05.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.