Abaküs Yazılım
İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2022/133
Karar No: 2022/295
Karar Tarihi: 18.04.2022

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/133 Esas 2022/295 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/133 Esas
KARAR NO : 2022/295

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 18/09/2020
KARAR TARİHİ : 18/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; Çatalca İlçesi, İzzettin Mah. Eski ... parsel yeni ... ada ... parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçen enerji nakil hattı nedeniyle taşınmazda meydana gelen değer kaybının tespiti ve tahsiline ilişkin Çatalca ... Asliye Hukuk Mahkemesinin ... Esas sayılı dosyasında kamulaştırmasız el koymadan kaynaklanan tazminat nedeniyle görülen davada dava dışı üçüncü kişilerce taşınmaz üzerinden geçen söz konusu enerji nakil hattının müvekkili kurum sorumluluğunda olduğu ileri sürüldüğünü ve bu hususun Yerel Mahkemede kabul edildiğini, dava konusu eski ... parsel, yeni ... ada, ... parsel üzerinden müvekkili kuruma ait 154 kv lik ne de 380 kv lik enerji nakil hattının geçmediğini, dava konusu parseller üzerinde bulunan 28.10.1981 tarih ... nolu Tek... Elektrik Dağıtım Müessesesi Yönetim Komitesi kararına göre Türkiye Elektrik Kurumu lehine 7. madde uyarınca istimlak şerhi... Genel Müdürlüğü faaliyet alanına girdiğini, ancak Çatalca ... Asliye Hukuk Mahkemesinin...Esas... Karar sayılı 08.11.2016 tarihli kararıyla müvekkili kurum aleyhlinde kamulaştırmasız el atma bedeline hükmettiğini, müvekkili kurumca 09.01.2019 tarihinde ödenen 24.761,10-TL haksız ve aykırı bir ödeme olup olmadığı yönünden davanın kabulüne, dava dışı üçüncü kişilere ödenen 24.761,10-TL'nin ödeme tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan rücuen tazminine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın mutlak ticari dava niteliğinde olduğunu, her iki tarafında şirket olması sebebiyle görevli Mahkemenin Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davaya konu taşınmaz üzerinde yer alan enerji hattına ait istimlak şerhine ilişkin kamulaştırma kayıtlarının ... Elektrik Dağıtım A.Ş'ye ait olduğunu, mülkiyetten malik olmaktan kaynaklanan tüm dava ve işlerde asıl sorumlu ve muhatabın taraflar arası akdedilen 24.07.2006 tarihli işletme hakkı devir sözleşmesi gereği... olduğunun açık olduğunu, özelleşme süreci tamamlanmış olan müvekkili şirketin bir özel hukuk tüzel kişisi olduğunu ve dağıtım sisteminin mülkiyet hakkını değil yalnızca işletilmesi hakkını devraldığını, dava muhatabının ... olduğu bu hali ile davalı ...'a husumet yöneltilemeyeceği anlaşıldığından Bedaş aleyhine karşı açılan davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, bu nedenlerle davanın esastan reddini, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, kamulaştırmasız el atma nedeni ile davacıdan haksız olarak tahsil edildiği iddia olunan bedelin rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Davacı taraf davasını 18/09/2020 tarihinde İstanbul ... Asliye Hukuk Mahkemesine açmış olup, bu mahkemenin... Esas,... Karar sayılı ve 02/03/2021 tarihli kararı ile görevsizlik kararı verilmiş olup, kararın davacı vekilince 05/11/2021 tarihinde istinaf kanun yoluna başvurulduğu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesinin 2021/3432 Esas, 2022/2 Karar sayılı kararının gerekçesinde, ''Tüm bu açıklamalar ışığında 6102 sayılı TTK'nın 4. maddesine göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan sayılması gerektiği ve Kanunun 5. maddesi uyarınca ticari davalarda görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu, açılan davada tarafların tacir olduğu ve dava konusunun her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu dikkate alındığında davaya bakmaya görevli mahkemenin Asliye Ticaret mahkemeleri olduğu ve mahkeme kararının yerinde olduğu anlaşılmıştır. Bu değerlendirmeler ile dava konusu uyuşmazlığa ilişkin yasal düzenlemeler doğrultusunda, tüm dosya kapsamında toplanan delillere göre; davacının istinaf başvurusunun HMK m.353/1-b-1 uyarınca oybirliğiyle esastan reddine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur." şeklinde karar verilerek davacı vekilinin talebinin reddedildiği ve davacı tarafın 08/02/2022 tarihinde dosyanın görevli Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini talep ettiği ve dosyanın mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
19/12/2018 tarihinde yürürlüğe giren 06.12.2018 tarih 7155 sayılı Kanunun 20. maddesiyle TTK'ya eklenen 5/A maddesinde "Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır." hükmüne, aynı tarihte yürürlüğe giren aynı yasanın 23. maddesiyle 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa eklenen 18/A-(2) maddesinin dördüncü cümlesinde "Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir" düzenlemesine yer verilmiştir. HMK'nın 115/2. maddesi de " Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. " şeklindedir.
Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi hâlinde ise, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu kararın tebliğ tarihinden, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir (HMK m.20/1,c.1). Dosya kendisine gönderilen mahkeme, kendiliğinden taraflara davetiye gönderir (HMK m.20/2). Bu durumda, dava görevsiz veya yetkisiz mahkemede davanın açıldığı tarih itibarıyla görülmeye devam eder, zamanaşımı ve hak düşürücü süre korunmaya devam eder, mahkeme ve taraf usul işlemleri geçerliliğini korur. Aksi takdirde, görevsiz veya yetkisiz mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilir (HMK m. 20/1,c.2). Görevli veya yetkili mahkemede devam eden davanın konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talebi içeren ticari davaysa; bir başka ifadeyle, dava şartı arabuluculuk hükümleri uygulanacaksa, dava şartı arabuluculuk uygulaması görev ilişkisinden bağımsız değerlendirilmesi gereken bir konu olduğu için, daha önce dava şartı arabuluculuk süreci sonunda anlaşamama son tutanağı düzenlenmiş ve aslı veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneği görevsiz veya yetkisiz mahkemede dava dilekçesine eklenmişse, artık görevsiz veya yetkisiz mahkemede açılmış olan dava itibarıyla tamamlanmış bir usul işleminden söz edileceğinden, görevli veya yetkili mahkemede tekrar dava şartı arabuluculuk sürecine başvurulmuş olunması aranmaz. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde görevli veya yetkili mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkanlmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde görevli veya yetkili mahkeme tarafından herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir (HUAKm.18A/2). (İlker Koçyiğit/Alper Bulur; Ticari Uyuşmazlıklarda Dava Şartı Arabuluculuk, Birinci Baskı Mart 2019, sh.71)
Mahkememizin 18/04/2022 tarihli celsesinde davacı vekili arabuluculuğa başvurmadıklarını beyan etmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, dava niteliği itibariyle ticari dava niteliğinde olup, görevsizlik kararının istinaf edilerek kesinleşmiş olmakla, mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilmiştir. Yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere TTK'nun 5. Maddesinde yapılan değişiklik ile 01/01/2019 tarihinden sonra açılan Ticari davalarda tazminat ve alacak niteliğindeki davalarda, dava şartı niteliğindeki 6325 Sayılı arabuluculuk yasasın zorunlu arabuluculuğa ilişkin 18/A maddesinin uygulanması gerektiği, buna göre davadan önce arabulucuya başvurmak, dava açarken uzlaşmazlık tutanağının dava dilekçesine eklemek, arabulucuya başvurulduğu halde belge eklenmemiş ise kendisine belgeyi eklemek üzere 1 haftalık kesin süre verileceği, arabuluculuğa başvurulmamış veya 1 haftalık kesin süre içerisinde uzlaşmazlık tutanağı ibraz edilmez ise davanın dava şartı noksanlığından dolayı reddileceği hüküm altına alınmış bulunmaktadır. HMK'nın 115/2. maddesinde tamamlanabilir dava şartı eksikliğinin giderilmesi için davacı tarafa süre verilebileceği belirtilmiş ise de 6352 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-2. maddeside arabulucuya başvurmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğundan usulden reddedileceği açıkca belirtildiğinden anılan dava şartı eksikliğinin tamamlanabilir dava şartı eksikliği olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Zira arabuluculuk, tarafların mahkeme yoluna başvurmadan uyuşmazlıkları bir araya gelerek çözmeleri, bu şekilde daha hızlı ve barışcıl yöntemlerle sonuca ulaşmaları ile mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla getirilmiş bir alternatif çözüm yoludur. Davanın açılış tarihi görevsiz mahkemede davanın açıldığı 18/09/2020 tarihidir. Davasını hatalı olarak görevsiz mahkemeye açan taraf yasanın aradığı dava şartını bertaraf edemeyeceğinden davanın arabuluculuğa ilişkin dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
(Ankara BAM 22. Hukuk Dairesinin 2019/1719 Esas 2020/439 Karar sayılı emsal ilamı; İstanbul BAM 26. Hukuk Dairesinin 2018/2662 Esas 2018/1397 Karar sayılı emsal ilamı; İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 2020/778Esas 2020/712 Karar sayılı emsal ilamı)
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın 6102 sayılı yasanın 5/A maddesiyle 6325 sayılı yasanın 18/A-2 maddesi uyarınca 6100 sayılı yasanın 114/2 ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE
2-Alınması gereken 80,70-TL harçtan peşin alınan 54,40-TL'nin mahsubu ile kalan 26,30-TL'nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 7/2 maddesi gereğince 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan 100-TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/04/2022

Katip Hakim
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır




Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi