
Esas No: 2019/365
Karar No: 2022/287
Karar Tarihi: 14.04.2022
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/365 Esas 2022/287 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/365 ESAS
KARAR NO : 2022/287
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 25/06/2019
KARAR TARİHİ : 14/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın Suadiye Şubesi ile davalı kredi lehtarı... LTD. ŞTİ. arasında - Çerçeve Kredi Sözleşmesi akdedildiğini, işbu sözleşmeyi davalı kefillerinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olduklarını, anılan sözleşmeler kapsamında davalıya kredi kullandırıldığını, kredi tutarı 3.391.090,07 TL nakdi ve 34.060,00 gayrinakdi borcun ödenmemesi üzerine Beşiktaş ... Noterliğinin 20.11.2018 tarih ve ... yevmiye numaralı ihtarı ile kredi hesaplarının kesilip kat edildiğini, ihtarname davalıların gösterdiği tüm adreslere gönderildiğini ve borcun ödenmediğini, akabinde İstanbul ... İcra Müd. ... Esas sayılı dosyası ile alacağın tahsili için ilamsız icra takibine geçildiğini, yetkiye, davalı/borçluların, asıl borca ve takibin tüm fer'ilerine itirazları üzerine takibin durduğunu, talep edilen faizin sözleşmenin 4.2 m. göre %57 oranında olduğu, sözleşmenin 5.1 mad. göre müvekkil bankanın defter ve kayıtlarının yegane delil olacağının taahhüt edildiği belirtilerek 3.800.472,56-TL alacak üzerinden itirazın iptalini, takibin devamına ve %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılara usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğe çıkarıldığı, davaya cevap verilmediği görüldü.
Mahkememizin 22/10/2020 tarihli celsesi ara kararı gereğince, dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin 12/04/2021 tarihli raporunda özetle;
''SONUÇ ve KANAAT:
Yukarıda yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda, tüm delillerin takdiri tamamen sayın mahkemeye ait olmak üzere;
1-Davacı/alacaklı banka ile davalı kredi lehtarı ...LTD. ŞTİ. Genel Kredi Sözleşmeleri akdedildiği, bahse konu işbu sözleşmeleri davalı/kefillerinde müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları, anılan sözleşme kapsamında kullandırılan kredilerin kararlaştırılan süre içerisinde ödenmemiş olduğu nazara alındığında, kullandırılan kredilere ait delil mahiyetindeki bilgi ve belgeler de dosyada mevcut olduğundan, davacı bankanın davalılar aleyhinde takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edinildiği,
2-Davalı/Kefillerin Sorumluluğu: Davalı kefillerin, kefalet sözleşmesinde gösterilen kefalet limitleri toplamının (2 adet GKS) 2.500.000,00 TL ile 7.500.000,00 TL olduğu, temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan asıl borç toplamının 3.401.040,36 TL olduğu, dolayısıyla hesaplanan asıl borcun kefalet limitinden daha düşük seviyede olması nedeniyle, davalı kefillerin hem kendi ve hem de davalı kredi lehtarı şirketin temerrüdü ve bunun hukuki sonuçlarından dolayı kefalet limitiyle sınırlı olmaksızın (...-... hariç) borcun tamamından müteselsilen sorumlu olduklarının düşünülebilineceği (Lütfen bkz: TBK 589 m. mülga B.K 490.m'nın sayın yargı makamınca değerlendirilebilineceği)
3-DAVACI BANKANIN TAKİP TARİHİ İTİBARİYLE ALACAKLARI:
a)Nakdi krediler yönünden :
1)Davalılardan ...-... Hariç diğerleri yönünden¸
Sayın Mahkemece raporun benimsenmesi halinde; fazlaya ilişkin 137.470,59-TL (3.800.472,56 - 3.663.091,97 =) reddi durumunda, TAKİP TARİHİNDEN itibaren asıl alacak tutarı 3.401.040,36 TL tamamen ödeninceye kadar, tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla sözleşmese! olarak yıllık %38,25 oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden ve %5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği,
2)Davalı/kefil ... —... Yönünden ¸
Sayın Mahkemece raporun benimsenmesi halinde; fazlaya ilişkin 88.326,55TL (2.780.886,48 - 2.692.559,93 =) reddi durumunda, TAKİP TARİRİNDEN itibaren asıl alacak tutarı 2.500.000,00 TL tamamen ödeninceye kadar, tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla sözleşmesel olarak yıllık %38,25 oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden % 5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği,
b)Gayrinaki Çek Taahhüt Bedelinin Depo Edilmesi Yönünden
-Davalı kredi lehtarı şirket (asıl borçlu) bakımından: Davalı kredi lehtarı şirketin gayrinakdi çek taahhüt bedeli 23.400,00 TL'nı faiz getirmeyen bir hesapta DEPO etmesi gerektiği,
-Davalı kefiller bakımından: Davalı kefillerin, sözleşme içeriğinde gayrinakdi çek taahhüt bedelinin depo edilmesinden sorumlu olduklarını gösteren-düzenleyen açık bir madde hükmüne rastlanılamamıştır. Bu nedenle davalı/kefillerin gayrinakdi çek taahhüt bedeli kredisinin (23.400,00TL) depo edilmesinden sorumlu olup olmadıkları sayın mahkemenin takdirleri dahilinde kalmaktadır.
4-DAVATARİHİNDEN (25.06.2019) SONRA OLMAK ÜZERE 31.06.2019 TARİHİNDE 200.000,00 TL'lik TAHSİLAT sağlanmıştır. İşbu tahsilatın dosyanın kesin infazı sırasında nazara alınması gerektiği,
5-Özellikle Kredi Çerçeve Sözleşmelerinin ASILLARI ile sunulmayan eş muvafakatleri varsa bu belgelerinin ibraz edilmesi halinde hem kefalet limiti bakımından ve hem de eş muvafakatlerinin tespiti açısından daha sıhhatli bir değerlendirme yapılmasının mümkün olabileceği düşünülmektedir.'' denilmiştir.
Mahkememizin 16/09/2021 tarihli celsesi ara kararı gereğince, dosyamızda ek bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin 24/10/2021 tarihli ek raporunda özetle;
''SONUÇ ve KANAAT:
Yukarıda yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda, tüm delillerin takdiri tamamen sayın mahkemeye ait olmak üzere;
KÖK RAPORUN REVİZE EDİLMİŞ EN SON HALİ TOPLUCA AŞAĞIDA ARZ EDİLMİŞTİR.
1-Davacı/alacaklı banka ile davalı kredi lehtarı ... LTD. ŞTİ. Genel Kredi Sözleşmeleri akdedildiği, bahse konu işbu sözleşmeleri davalı/kefillerinde müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları, anılan sözleşme kapsamında kullandırılan kredilerin kararlaştırılan süre içerisinde ödenmemiş olduğu nazara alındığında, kullandırılan kredilere ait delil mahiyetindeki bilgi ve belgeler de dosyada mevcut olduğundan, davacı bankanın davalılar aleyhinde takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edinildiği,
2-Davalı/Kefillerin Sorumluluğu: Davalı kefillerin, kefalet sözleşmesinde gösterilen kefalet limitleri toplamının (2 adet GKS) 2.500.000,00 TL ile 7.500.000,00 TL olduğu, temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan ası! borç toplamının 3.401.040,36 TL olduğu, dolayısıyla hesaplanan asıl borcun kefalet limitinden daha düşük seviyede olması nedeniyle, davalı kefillerin hem kendi ve hem de davalı kredi lehtarı şirketin temerrüdü ve bunun hukuki sonuçlarından dolayı kefalet limitiyle sınırlı olmaksızın (...-... hariç) borcun tamamından müteselsilen sorumlu olduklarının düşünülebilineceği (Lütfen bkz: TBK 589 m. mülga B.K 490.m'nın sayın yargı makamınca değerlendirilebilineceği)
3-DAVACI BANKANIN TAKİP TARİHİ İTİBARİYLE ALACAKLARI:
a)Nakdi krediler yönünden ;
1)Davalılardan ...-...Hariç diğerleri yönünden
¸
Sayın Mahkemece raporun benimsenmesi halinde; fazlaya ilişkin 139.607,81TL (3.800.472,56 - 3.660.864.75 =) reddi durumunda, TAKİP TARİHİNDEN itibaren asıl alacak tutarı 3.406.015,51 TL tamamen ödeninceye kadar, tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla sözleşmesel olarak yıllık %38,25 oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden % 5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği,
2)Davalı/kefil... - ... Yönünden
¸
Sayın Mahkemece raporun benimsenmesi halinde; fazlaya ilişkin 93.828,27 TL (2.780.886,48-2.687.058,21=) reddi durumunda, TAKİP TARİHİNDEN itibaren asıl alacak tutarı 2.500.000,00 TL tamamen ödeninceye kadar, tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla sözleşmesel olarak yıllık %38,25 oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden % 5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği,
b)Gayrinaki Çek Taahhüt Bedelinin Depo Edilmesi Yönünden
-Davalı kredi lehtarı şirket (asıl borçlu) bakımından: Davalı kredi lehtarı şirketin gayrinakdi çek taahhüt bedeli 23.400,00 TL'nı faiz getirmeyen bir hesapta DEPO etmesi gerektiği,
-Davalı kefiller bakımından: Davalı kefillerin, sözleşme içeriğinde gayrinakdi çek taahhüt bedelinin depo edilmesinden sorumlu olduklarını gösteren-düzenleyen açık bir madde hükmüne rastlanılamamıştır. Bu nedenle davalı/kefillerin gayrinakdi çek taahhüt bedeli kredisinin (23.400,00TL) depo edilmesinden sorumlu olup olmadıkları sayın mahkemenin takdirleri dahilinde kalmaktadır.
A-DAVA TARİHİNDEN (25.06.2019) SONRA OLMAK ÜZERE 31.06.2019 TARİHİNDE 200.000,00 TL'lık TAHSİLAT sağlanmıştır. İşbu tahsilatın dosyanın kesin infazı sırasında nazara alınması gerektiği,
5-Davalı kefil ...'nin eş muvafakatine dosya içeriğinde rastlanılamamıştır. Bu bakımdan anılan davalı kefilin yukarıda (3/a-2) bendi altında belirtilen borçtan sorumlu olup olmadıkları sayın mahkemenin takdirlerindedir.'' denilmiştir.
Dava, genel kredi sözleşmesine dayalı olarak kullandırılan kredilerin kat'ı sonrası açılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
GKS, ihtar, ihtarın tebliğine ilişkin evraklar, ticari defterler, ticaret sicil kaydı ve tüm dosya içeriği ile bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğine;
Davacı banka defterleri usulüne uygun tutulmuş olup, sahibinin lehine delil olarak kullanılabilecek niteliği taşımaktadır.
04.07.2012 ve 11.11.2015 tarihli Genel Kredi Sözleşmeleri ile davalı ... şirketinin kredi lehdarı, 04.07.2012 tarihli Genel Kredi Sözleşmesine davalılardan Aynure, Hurşit, Akif ve Cemal'in 2.500.000 TL limitle , 11.11.2015 tarihli Genel Kredi Sözleşmesine davalılardan Davak, ...Gıda...ve ...'in 5.000.000 TL limitle müteselsil kefil olarak imza attıkları anlaşılmıştır.
Davaya konu alacağın dayanağı krediler, 4 kez yapılandırılan rotatif kredidir.
Kefalet sözleşmesi 6098 sayılı yeni TBK’nu yürürlüğe girdikten sonra tanzim edilmiştir. Davalı kefil açısından kefalet limitlerinin sözleşmede açıkça gösterilmiş olduğu ve TBK.’nun 582. 583. ve 584 m. öngörülen kefalet sözleşmesinin yazılı yapılması, kefaletin türü, sorumlu olunacak azami kefalet limiti, kefaletin tarihi ve yasada şartların bizzat kefillerin kendi el yazıları ile yazılmış olduğu kefalette bulunduğu, tüm bunlara göre geçerli bir kefalet akdinin kurulmuş olduğu, TBK'nun 598/3. maddesindeki 10 yıllık sürenin henüz dolmadığı anlaşılmıştır.
Davalı Hurşit'in eş muvafakati bulunmamaktadır. Kredi lehdarı şirketin ortağı veya yetkilisi de değildir.
Taraflar arasında akdedilen sözleşmeler yasal değişiklik tarihi 28.03.2013'den sonra akdedilmiş olması nedeniyle, davalı/kefilerden Cemal şirket ortağı ve/veya yöneticisi oldukları anlaşıldığından, eş muvafakati belgesine bu davalı açısından gerek olmadığı kanısına varılmıştır.
TBK’nun 589 ve 590. maddesine göre; “Kefil her durumda, kefalet sözleşmesinde belirtilen azami miktara kadar sorumludur.
Kefilin/lerin sözleşmede gösterilen azami kefalet limiti aşılmamak üzere, temerrüt tarihine kadar işlemiş olan akdi faiz ve ferilerinden dolayı da ayrıca sorumludurlar.
26 Kasım 2013 tarihinde yürürlükte bulunan, 6102 sayılı TTK'nun 7. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesinde: “Ancak, kefil ve kefillere, tahahhüt veya ödemenin yapılmadığı veya yerine getirilmediği ihbar edilmeden temerrüt faizi yürütülemez. hükmüne yer verilmiştir.
TTK yasa tasarısının 7. maddesinin 1. fıkrasına eklenen 2. cümle ilgili olarak kanunlaşma sürecinde verilen önerge ve kanunun gerekçesinde kefile alacağın ve borcun yerine getirilmediğinin ihbarı gerektiği, ihbar edilmeden asıl borçlunun temerrüdü yönünden kefillerden temerrüt faizi istenemeyeceği belirtilmiştir. Eklenen bu fıkra 6762 sayılı Eski TTK'nunda bulunmayan yeni bir hükümdür.
6102 sayılı TTK'nun yürürlükte olduğu dönem içerisindeki kefillere yönelik alacağın tahsili yönündeki hukuki işlemlerde bu hükmün uygulanması gerekir. Buna göre asıl borçlunun borcunu ödemediği müteselsil kefile ihbar edilmedikçe asıl borçlunun temerrüdü nedeniyle oluşan temerrüt faizinden müteselsil kefil sorumlu tutulamaz.
GKS gereğince düzenlenen hesap kat ihtarı, kredi lehdarı açısından bila tebliğ iade edilmiş ise de İİK 68/b maddesi gereğince kredi lehdarı açısından tebliğ edilmiş sayılması gerektiği, bu nedenle kefile başvuru için TBK 586. Madde gereğince "ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması" koşullarının da gerçekleştiği; 24.11.2018 tarihi itibariyle tarihi itibariyle temerrüde düşülmüş olduğu anlaşılmıştır.
Yetki itirazında bulunulmuş ise de GKS'de yetki şartının bulunduğu, yetki şartının gerçek kişi kefiller açısından da TTK 7. Maddedeki teselsül karinesi gereğince geçerli olduğu, buna göre yetki itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Genel kredi sözleşmelerinde temerrüt faizi oranın belirleme yetkisinin bankanın keyfine bırakılmasında doktrinde eskiden beri çok kuvvetli bir şekilde ileri sürülen görüşleri "Ticari Kredilerde Temerrüt Faizi oranının Sözleşme Eliyle Bankaların inisiyatifine Bırakılması Sorunu" ( Barış Bahçeci - http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2017-128-1632) isimli makaleden aynen aktarmak gerekir ise:
"Öğretide özellikle ekonomik özgürlükleri sınırlandıran sözleşmelerin sözleşme ile taahhütte bulunan kişinin ekonomik özgürlüğünü yok etmesi veya ağır şekilde kısıtlaması halinde ahlaka aykırı kabul edildiği dikkat çekmektedir.
Konumuzla ilgisi nedeniyle Sungurbey’in genel kredi sözleşmelerinde yer verilen kurallarla, bankalara faiz oranlarını tek taraflı artırma yetkisi hakkındaki görüşlerini burada özellikle zikretmek gerekmektedir. Yazara göre bu hükümler, bankaya tek yanlı olarak, diledikleri kadar artırma yetkisi vererek, banka müşterisi sanayici ve tüccarın iktisadi varlığının yok olması tehlikesi yaratacak biçimde mutlak surette bankaların keyfine bağlı tutmakta, tüccar ve sanayicileri bankaların vesayetine sokmakta ve iktisadi faaliyet hürriyetinin kullanılmasını felce uğratan bir nitelik taşımaktadır. Bu hükümler, BK md 19 ve 20 gereğince hem kişilik haklarına hem de ahlaka aykırı olduğundan batıldır.
Eren daha dar bir çerçevede, sözleşmenin taraflarından birinin hukuki veya fiili tekel durumunda bulunması halinde, güçlü ve üstün durumunu kullanarak edimler arasında büyük oransızlığa sebep olmasının gabin dışında bir olgu sayılarak ahlaka aykırı olarak nitelendirilmesi gerektiği görüşündedir.62 Kocayusufaşaoğlu, ise “Türk hukukunda banka kredi sözleşmelerinde bankalara sözleşmede yer alan faiz oranlarını sonradan herhangi bir sınıra bağlı olmaksızın tek taraflı olarak istedikleri kadar artırma” yetkilerinin tanınmasının ahlaka aykırı olduğu BK md 19 ve 20 gereğince hükümsüz sayılması gerektiğini belirtmektedir.
Ticari kredi ilişkisinin doğumunda öncelikle bir temel ve çerçeve sözleşmesi olan genel kredi sözleşmesi (GKS) yapılmaktadır. GKS ile kredi kuruluşu kredi limiti çerçevesinde belirli bir miktara kadar nakdi veya gayrı bir nakdi bir kredi sağlama borcu altına girmektedir. GKS Borçlar Kanunu md 306 vd’da düzenlenen karz sözleşmesi niteliği taşır (Canaris, Bankvertragsrecht, Rn. 1206). Yüksek Yargıtay kararlarında da bu görüş savunulmaktadır."
GKS'de her ne kadar TCMB'na bildirilen en yüksek faiz temerrüt faizinin belirlenmesinde ölçü olarak alınmış ise de; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/19-1650 esas, 2019/507 karar sayılı ilamındaki "Ne var ki Yargıtay uygulamasında bankaların Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’na bildirdikleri ancak müşterilerine uygulamadıkları akdi faizlerin temerrüt faizinin tespitinde esas alınmayacağı kabul edilmekte olup sözleşmede ayrıca bir temerrüt faiz oranı da belirlenmemiştir.
O hâlde, davacı bankanın kayıtları üzerinde konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılarak hesabın kapatıldığı tarih itibariyle davalının kullandığı ticari krediye uygulanan akdi faiz belirlendikten sonra temerrüt tarihine kadar bulunan alacağa akdi faiz işletilip, temerrüt tarihinden icra takip tarihine kadar sözleşmenin 45. maddesindeki anlaşma uyarınca akdi faizin %50 fazlası temerrüt faizi olarak uygulanıp takip tarihi itibariyle alacak tespit edilmeli ve takipten sonra da belirlenen temerrüt faizinin asıl alacağa uygulanmasını sağlayacak şekilde takibin devamına imkân sağlanması gerekmektedir. " şeklindeki gerekçe mahkememizce de kabul edilmekle taşıt kredisi ve taksitli kredi temerrüt faizinin tespitinde fiilen uygulanan akdi faiz baz alınarak bu faiz oranlarının % 100'ü hesaplanarak temerrüt faizi bulunmuştur.
Davacı vekili her ne kadar 26.05.2014 tarihli GKS'de bu tarih yazsa da, bu GKS'nin banka sisteminde muhasebe nazım kaydı giriş tarihinin 01.06.2011 olduğu dikkate alınarak sorumlulukların tespiti için bilirkişi kök raporuna itiraz etmiş ise de; sözleşmede yazılı tarihlerin aksinin muhasebe kayıtları ile ispatı mümkün olmamakla bu itiraza itibar edilmemiştir.
Kat ihtarnamesi ile tayin edilen süre tebliğ tarihleri de dikkate alındığında hafta tatiline denk geldiğinden ve bankalar kapalı olduğundan temerrüt tarihinin takip eden ilk iş günü oluştuğu sonucuna varılmıştır.
Davalı/kefilin, Genel Kredi Sözleşmesinde kefilin sorumluluğunu düzenleyen çek kredisi ile ilgili depo yükümlülüğüne ilişkin açık bir düzenlemenin bulunmaması nedeni ile davalı kefillerinin depo sorumluluğunun bulunmadığı anlaşılmıştır.
Teknik ayrıntısı yukarıda özetlenmeye çalışıldığı ve bilirkişi raporunda tam detayı olduğu üzere bilirkişi tarafından hesap kat tarihinde, takip tarihinde ve hukuki menfaatin tespiti açısından dava tarihinde asıl alacak ve temerrüt tarihi ve temerrüt faiz oranına göre fer'ileri hesaplanmıştır.
İcra inkar tazminatı yönünden;dava konusu alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK'nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20'si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Tüm bu nedenlerle, teknik hesaplama ayrıntısı bilirkişi raporunda anlaşıldığı üzere sonuçta aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Davanın Aynure ve Hurşit DIŞINDAKİ diğer davalılar açısından kısmen kabulü ile bu davalıların İstanbul ... İcra Dairesinin ... sayılı takip dosyasındaki yetki itirazının ve miktara ilişkin itirazlarının;
3.406.015,51 TL asıl alacak,
242.713,56 TL işlemiş temerrüt faizi
12.135,68 TL BSMV olmak üzere
toplamda 3.660.864,75 TL üzerinden itirazın iptaline,
İşleyecek faiz oranına itirazın ise "asıl alacak üzerinden takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek % 38,25 temerrüt faizi ile" şeklinde iptali ile
Takibin bu şekilde ödeme emrindeki kayıt ve şartlarda devamına,
2-Davanın Aynure açısından kısmen kabulü ile bu davalının İstanbul ... İcra Dairesinin ... sayılı takip dosyasındaki yetki itirazının ve miktara ilişkin itirazlarının;
2.500.000 TL asıl alacak,
178.150,68 TL işlemiş temerrüt faizi
8.907,53 TL BSMV olmak üzere
toplamda 2.687.058,21 TL üzerinden itirazın iptaline,
İşleyecek faiz oranına itirazın ise "asıl alacak üzerinden takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek % 38,25 temerrüt faizi ile" şeklinde iptali ile
Takibin bu şekilde ödeme emrindeki kayıt ve şartlarda devamına,
3-Davanın davalı Hurşit açısından REDDİNE,
4-Gayri nakdi çek bedelinin depo edilmesi talebine itirazının iptali talebinde;
davalı ... şirketi açısından 23.400 TL kısmen kabulüne,
Diğer davalılar açısından reddine,
5-732.172,95 TL % 20 icra inkar tazminatın davalı Hurşit hariç diğer davalılardan (davalı Aynure 537.411,64 TL ile sınırlı olmak üzere) müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
7-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 250.073,67-TL ilam harcından peşin alınan 45.900,22-TL'nin mahsubu ile bakiye 204.173,45-TL ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına, (davalılardan ... yönünden tahsile yer olmadığına, diğer davalılardan ... yönünden 149.842,89-TL ile sınırlı olmak üzere)
8-Davacı tarafından yatırılan 45.900,22-TL peşin harç ve 44,40-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 45.944,62-TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, (davalılardan...yönünden tahsile yer olmadığına, diğer davalılardan ... yönünden 33.718,75-TL ile sınırlı olmak üzere)
9-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 115.033,65-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, (davalılardan ... yönünden tahsile yer olmadığına, diğer davalılardan ... yönünden 84.423,19-TL ile sınırlı olmak üzere)
10-Davalılardan ...kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 116.429,73-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile iş bu davalı tarafına verilmesine,
11-Davacı tarafından yapılan 2.849,00-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 2.744,30-TL'sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine; arda kalan bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, (davalılardan ... yönünden tahsile yer olmadığına, diğer davalılardan ...yönünden 2.014,04-TL ile sınırlı olmak üzere)
12-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.14/04/2022
Başkan
Üye
Üye
Katip
Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.