Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı şirket tarafından, borçlu şirket aleyhine genel haciz yolu ile icra takibine geçilmeden önce, borçlu şirketin bu takibimizin alacaklısı şirket ile diğer kişiler aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibleri başlattığı bu takiplerde iş bu takibin alacaklısı lehtar borçlu konumunda olduğu görülmektedir. O takiblerde, alacaklı yetkili hamilin (bu dosyamızın borçlusu) ilgili dosyalardaki alacaklarını, lehtar borçlu durumunda bulunan (bu dosyamızın alacaklısına) temlik ettiği, alacakları temlik alan (bu dosyamızın alacaklısı) o dosyalardaki keşideci borçlu olanlara karşı anılan takipleri sürdürmek istediği ancak onlarında bu dosyanın borçlusu tarafından ( o dosyalarda alacaklarını temlik eden alacaklı) ibra edildiklerinden alacaklarını alamamaları üzerine takip borçlusu ile aralarında tanzim ettikleri temliknameye dayanarak bu takibi başlatmış bulunmaktadır.
Borçlu şirketin dosyaya sunmuş bulunduğu, alacaklı tarafça da itiraz edilmeyen protokol sulh ve ibraname başlıklı belge karşılıklı edimleri içermektedir. Bu durumda alacağın varlığı yargılamaya muhtaç konumdadır. O halde alacaklı şirketin itirazın kaldırılması isteminin reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 08.05.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.