Abaküs Yazılım
İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2019/722
Karar No: 2022/307
Karar Tarihi: 14.04.2022

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/722 Esas 2022/307 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/722
KARAR NO : 2022/307

DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ : 23/12/2019
KARAR TARİHİ : 14/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan sıra cetveline itiraz davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 23/12/2019 tarihli dava dilekçesi ile; müvekkili şirket ile davalı müflis şirket arasında araç kiralama sözleşmesi akdedilerek 247 adet araç kiralandığını, bu araçların kira sözleşmesi devam ederken 11 adet daha araç kiralanmak istendiğini, fakat bu araçlar teslim edilmediğinden müvekkilinin zarara uğradığını, müvekkili ile müflis şirket arasında 30/12/2008 tarihli uzun süreli araç kiralama sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşme ve diğer muhtelif sözleşmeler ile 247 adet araç kiralandığını, müflis davalının, sözleşme gereği ...'e yükümlülüklerini yerine getirmediği gibi ... plakalı ... marka araca, ... çalışanlarından birinin kullanımındayken, 01/08/2018 tarihinde, gece yarısı polis tarafından üzerindeki haciz ve muhafaza kaydı sebebiyle el koyulduğunu, müvekkili şirketten hizmetin kesilmesi ve bu nedenle yapılan tamir masrafları vs.ile araçların öncesinde bilgi verilmeksizin aniden alınması ve müflis şirket tarafından durumun çözümsüz bırakılması nedeniyle, derhal yeni araç kiralamak zorunda kalındığını, kiralanan araçlar nedeniyle ödenen kira bedeli ile ...A.Ş'ye ödenen kira bedelleri arasında oluşan farktan kaynaklanan alacaklarının 9.577.452,00-TL olduğunu, müvekkilinin iş işleyişini sağlayabilmek ve zararın artmaması için ikame sözleşme yapmak zorunda kaldığını, bu nedenle ...Tic.A.Ş ile uzun süreli araç kiralama sözleşmesi imzalandığını, yazılı ya da sözlü bir sözleşme yapıldığında taraflardan sözleşmeye sadık kalmalarının bekleneceğini, sözleşmelerin amacının her iki tarafında kendisine düşen borcu kararlaştırılan şekilde, zamanında ve tam olarak yerine getirmek olduğunu belirterek fazlaya ve faize ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkili ...Tic.A.Ş'nin müflis ...A.Ş'den iflas tarihi olan 06/11/2018 tarihi itibariyle, mevcut olan reddedilen 10.276.137,00-TL alacaklarının iflas masasına kaydının kabulünü, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı müflise yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 26/05/2020 tarihli cevap dilekçesi ile özetle; 6100 Sayılı HMK 116.maddesinde sayılan ilk itiraz nedenlerinin tümünü tekrar ettiklerini, mahkemenin yetkisiz olduğunu, yetkisizlik nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, dava değerinin düşük gösterildiğinden, eksik harç ikmal edilmeden davaya devam edilmesinin mümkün olmadığını, eksik harcın ikmali için davacı tarafa kesin süre verilmesini, harcın verilen kesin sürede ikmal edilmemesi durumunda, dava şartlarından olan harcın ikmal edilmemiş olması nedeniyle, hak düşürücü süre içinde açılmayan davanın esasa girmeden reddedilmesini, ayrıca davaya konu talebin zaman aşımına uğradığını iddia ederek, zamanaşımı nedeniyle davanın reddedilmesini savunmuştur.
Alacak iddiasının iflas kararı öncesi döneme ilişkin olduğu, mahkememizin görevli olduğu, davanın maktu harca tabi olduğu, uyuşmazlığın sözleşme kaynaklı olup kayıt kabul davası olarak mahkememizde açıldığı tartışmasızdır.
Uyuşmazlığın, davanın süresi içinde açılıp açılmadığı, süresinde açılmış ise taraflar arasında araç kiralama sözleşmesi yapılıp yapılmadığı, bu çerçevede 247 araç kiralamasının yapılıp yapılmadığı, 2018 yılı Temmuz ayından sonra bakım dahil sözleşme gereği gerekli hizmetlerin verilip verilmediği, bundan davacı şirketin, grup şirketlerinin ve çalışanlarının mağdur olup olmadığı, iş kaybı olup olmadığı, davalının araçların bakımı dahil arıza giderimi işlerini ifa etmekten kaçınıp kaçınmadığı, bu hizmetlerin yapılması amacıyla müflise ödeme yapılıp yapılmadığı, müflisin sözleşme gereği yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği, ... plakalı araca polis tarafından el konulup konulmadığı, yine ..., ..., ... plaka sayılı araçların polis tarafından çekilip çekilmediği, bu şekilde kiralama süresinden önce, el konulma nedeniyle davacının iddia etmiş olduğu zararların doğup doğmadığı, kiralama sözleşmesine konu ve plakası bildirilen araçların kullanımlarının belirtilen şekilde engellenmiş olup olmadığı, kiralanan araçlar nedeniyle ödenen kira bedeliyle müflis şirkete ödenen kira bedeli arasındaki fark nedeniyle davacının alacağının doğup doğmadığı, doğduysa kaç TL doğduğu, davacının sözleşmeyle kendisine sağlanan araçlardan daha düşük modelli araçları daha yüksek fiyattan kiralama zorunda kalıp kalmadığı, bundan dolayı dava dilekçesinde belirtilen zarar kalemleri nedeniyle belirtilen zarar miktarlarının doğup doğmadığı, yine ... tarafından kullanılmış iki adet aracın içinde bulunan taşıtmatiklerin davacıdan habersiz alınıp alınmadığı, bu nedenle iddia edilen zararın oluşup oluşmadığı, sonuç olarak davacının dava dilekçesinde belirtilen 10.276,137-TL tutar alacağının iflas tarihi itibariyle var olduğunu teknik ve muhasebesel açıdan hesaplanabilir olup olmadığı hususlarında toplanmaktadır.
Mahkememizce kayıt kabul davasının açıldığı tarihte davalı şirketin iflas eden şirket konumunda olduğu, esasen davalı şirket hakkında 06/11/2018 tarihinde iflas kararı verildiği, 23/12/2019 tarihi itibariyle ile mahkememizde kayıt kabul davası açıldığı, mahkememizdeki yargılamanın devam ettiği aşamada ise müflis davalı şirket hakkındaki iflas kararının Yargıtay 6.HD 2021/559E. 2021/246K.sayılı ilamı ile bozulduğu, bozma ilâmına uyulduğu açıktır.
İflas kararının bozulmuş, kaldırılmış olması ve bu kararın kesinleşmiş olması halinde, iflasın açılmış olmasının sonuçları son bulur ve iflastan önceki duruma geri dönülmüş olur. Örneğin icra takiplerine ve hukuk davalarına kaldığı yerden devam edilir. İflas idaresinin görevi son bulur. (Mahmut COŞKUN Konkordato ve İflas, 2.baskı, Ankara, Sayfa 490)
Hal böyle olunca iflas kararının bölge adliye mahkemesi tarafından kaldırılması veya Yargıtayca bozulması sonrası bu bozmaya uyulmuş olması halinde, bir başka deyişle iflas kararının hukuken ortadan kalkması halinde artık kayıt kabul davası o an itibariyle konusuz hale gelecektir. Bu noktada iflas kararının bölge adliye mahkemesince kaldırılması veya iflas kararının Yargıtayca bozulması sonrası, bozma ilamına uyulması anı ile akabinde yeniden iflas kararı verilmesi arasında, bir gün ile bir yıl geçmesi arasında da usul hukuku tekniği açısından hiçbir fark olamayacaktır. Zira iflas kararı, belirtilen hukuki durumun gerçekleşmesi sonrasında, yani kaldırma kararı veya bozma kararına uyulması sonucunda artık hukuken ortadan kalkmış olacağından iflasa bağlı olarak açılan kayıt kabul davası da ortadan kalkacak, konusuz hale gelecektir. Sonraki aşamalarda iflas kararı verilmesi ise kayıt kabul davasının yeniden eski hale dönmesini yani kayıt kabul davasının devam etmesini sağlayamayacaktır.
Doktrinde de iflas kararının bozulmasının, iflastan önceki duruma geri dönülmesi sonucunu doğuracağı ifa olunmaktadır. (Prof. Dr. Baki KURU, İflas - Konkordato, İstanbul, Sayfa 92) İflastan önceki duruma geri dönüldüğü kabul olunduğu takdirde ise artık kayıt kabul davasının devamı aşamasında iflasın bulunmadığı, bu suretle dava tarihi itibari ile iflasa dayalı olarak açılmış olan kayıt kabul davasının konusuz kalmış olduğu mahkememizce benimsenmiştir. Kaldı ki dilekçelerin verilme aşamasında davalı olan taraf iflas masası olup şirket tüzel kişiliği olmadığı, iflasın kalkmasına rağmen şirketin taraf konumuna getirilmesinin ise şirketin HMK m.27 gereği hukuki dinlenilme hakkını açıkça ihlâl edici sonuçlara yol açacağı gerçeği karşısında davaya devam edilmesi de adil yargılama ilkelerine uygun olmayacaktır.
Esasen Yargıtay'ın son yıllardaki uygulaması da iflas kararının kaldırılması veya bozma ilamına uyulması durumunda açılmış olan kayıt kabul davalarının konusuz kalması gerektiği yönündedir. Nitekim Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2021/2108E. 2021/2386K.sayılı ilamı, kapatılan ve 23.HD 2017/1908E. 2020/3039K.sayılı ve 2012/459E. 2012/2652K.sayılı ilâmı, bu Yargıtay uygulamasını benimseyen İstanbul BAM 17. Hukuk Dairesi 2021/894 E.-2021/1502 K.sayılı ilâmı dikkate alındığında, iflas kararının bozulması ve bozmaya ise uyulması sonrası veya iflas kararının BAM tarafından kaldırılması halinde açılan kayıt kabul davasının konusuz kaldığı kabul edilmektedir. Bu nedenle de somut dava konusuz kaldığından davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir.
Bilindiği üzere davanın konusuz kalması durumunda HMK m.331 hükmü uyarınca davanın açıldığı tarih itibariyle tarafların haklılık durumunun araştırılması gerekir. Esasen haklılık durumunun araştırılması sonrası tarafların lehine veya aleyhine kısmen veya tamamen yargılama gideri takdir edilecektir. Ne var ki hükmün verildiği tarih itibariyle davalı şirketi temsil eden iflas masasını temsil etmekte olan iflas idaresinin görevi son bulmuştur. Bir başka deyişle kayıt kabul davasında doğal olarak davalı konumunda bulunan iflas masasının bu davada taraf olma durumu sona ermiştir. Davanın açıldığı tarih itibariyle davalı sıfatına haiz olan tarafın bu sıfatının sonradan kalkması durumunda, artık verilecek hükmün infaz kabiliyeti olamayacağından davanın açıldığı tarih itibariyle tarafların haklılık durumunun araştırılmasında hukuki yarar dahi yoktur.
Bir başka deyişle HMK m.331 hükmü gereği davanın konusuz kalması nedeniyle tarafların haklılık durumunun araştırılması ve buna göre taraflar lehine veya aleyhine yargılama giderinin takdiri ancak bu yargılama giderine hükmedildiği aşamada tarafın mevcut olması durumunda uygulanabilecek bir hükümdür. Oysaki davalı tarafında bulunan iflas masasının görevi sona ermiştir. Nitekim mahkememizce kabul edilen bu uygulama başkaca ilk derece mahkemeleri ve BAM uygulamalarında da kabul görmüştür. "Artık başvuru yapılan masanın kanuni temsilcisi olan iflas dairesinin görevi sona ermiş olduğundan, bir an için aksinin kabulü ile yargılama giderlerine karar verilmesi halinde, kararın infazı mümkün olmayacaktır. Bu nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 331.maddesindeki düzenleme kapsamında esastan sonuçlanmayan davada yargılama giderleri ile ilgili hükmün uygulanması mümkün görülmemektedir." (İstanbul BAM 17.HD 2021/894E 2021/1052K.sayılı ilamı, Mahkememizin aynı yöndeki ilamları)
İflas kararının hukuken ortadan kalkmış olduğu tarih sonrası konusuz kalan davada artık sonradan davalı şirket adına vekaletname sunulması dahi gerek açıklanan usul hükümleri gerek usuli hakkaniyet kaidesi gereği, davacı aleyhine vekalet ücreti hükmedilmesini imkansız kılmaktadır.
Yapılan açıklamalar karşısında iflas kararı hukuken ve kesin olarak kaldırılmış olmakla konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda yazılı nedenlerle;
1-İflas kararı hukuken ve kesin olarak kaldırılmış olmakla konusuz kalan davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL'nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına,
4-Müflis şirketin iflas durumunun kalkmış olması nedeniyle infaz edilebilecek bir taraf bulunmadığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İflas sıfatı sona eren şirket sonradan davada taraf konumuna erişemeyecek olmakla iflas durumu kalkmış olan şirket lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Artan avansın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren on günlük süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul BAM nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı vekilinin huzurunda davalının yokluğunda ve oy birliği ile karar verildi. 14/04/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip




Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi