Abaküs Yazılım
İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2021/257
Karar No: 2022/308
Karar Tarihi: 14.04.2022

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/257 Esas 2022/308 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/257
KARAR NO : 2022/308

DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ : 02/04/2021
KARAR TARİHİ : 14/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan sıra cetveline itiraz davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan faturaya dayalı 350.401,55-USD tutarında alacağının bulunduğunu, alacak kaydı için başvuru yapıldığını, alacak kayıt taleplerinin hukuka ve gerçeğe aykırı olarak redolunduğunu, esasen konkordato talep eden müflis şirketin ticari defter ve kayıtları ile bu durumun sabit olup , sunulan konkordato komiser raporu ile dahi bu durumun sabit olduğunu, müvekkil şirketin alacağının borçlu şirketin defter ve kayıtlarında yer aldığını, bir adet koli içinde yer alan 847+47 adet faturanın iflas müdürlüğüne sunulduğunu, buna rağmen alacak kayıt talebinin redolunduğunu, bu çerçevede 2.048.307,30-TL alacak miktarının kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı müflis şirketi temsilen ... 2.İflas dairesine tebligat yapıldığı, cevap dilekçesi sunulmadığı açık olup davayı inkar eden konumdadır.
Davacının faturalara dayalı olarak kayıt kabul talep ettiği, talebin kabul olunmadığı, talebin faturalara dayanarak yapıldığı ve davalının ticari defterlerine dayanıldığı, ek sıra cetvelinin ilan tarihi ve red kararının davacı vekiline özellikle tebliğ tarihi dikkate alındığında bu tarihin 24/03/2021 olduğu, alacaklının masraf avansını dahi verdiği, buna göre davanın süresi içinde açıldığı hususları tartışmasızdır.
Davacının iddia etmiş olduğu ilişki çerçevesinde davacı tarafından davalı aleyhine faturada belirtilen hizmetin verilip verilmediği, bu noktada akdi ilişkinin varlığının davalı tarafından kayden ve fiilen benimsenip benimsenmediği, bu noktada özellikle davacının dayanmış olduğu ve cari hesap yani açık hesap ilişkisi çerçevesinde 2016,2017,2018,2019 yılı ticari defter ve kayıtlarında bu faturaların mevcut olup olmadığı, ne şekilde mevcut olduğu, takibe konu faturaların davalıya tebliğinin anlaşılır olup olmadığı, davalı şirket aleyhine şeklen kesinleşip kesinleşmediği, 2016,2017,2018,2019 yılı ticari defter ve kayıtlarında ve takip tarihi itibari ile davacının dayanak faturalar nedeni ile alacaklı gözüküp gözükmediği, dayanak faturaların içeriğinin davacının iddia etmiş olduğu sözleşme ilişkisine uygun olup olmadığı, özellikle davacı vekilinin genel olarak dayanmış olduğu ve somutlaştırdığı konkordato komiser heyetinin 6.rapor içeriği ile ve yapılan incelemelerin varılan sonuçların muhasebesel açıdan uyumlu olup olmadığı, buna göre davacının iflas tarihi öncesi itibari ile davalı aleyhine 31.05/2018 tarihi itibari ile icra takibi yapmış olması, bu noktada 06/06/2018 tarihi itibari ile davalıya tebligat yapılmış olması, tebligat yapıldığı tarihten itibaren 7 gün ilave olunduğu taktirde 14/06/2018 tarihi itibari ile temerrüt olgusu dikkate alındığında 14/06/2018 den itibaren iflas tarihine kadar kamu bankalarınca fiilen uygulanan en yüksek faiz oranları dikkate alınarak iflas tarihine kadar işlemiş temerrüt faiz miktarının ne olduğu, davalı aleyhine düzenlenen faturaların , yabancı para üzerinden düzenlenip düzenlemediği, sonuç itibari ile iflas tarihi dikkate alındığında davalının açık hesap ilişkisi çerçevesinde 307.020,42-ABD doları ve 43.381,13-ABD doları olmak üzere belirtilen hesap dönemleri itibari ile davacıya borçlu olup olmadığı, borçlu ise iflas tarihi itibari ile Merkez Bankası efektif satış kurunun TL karşılığı üzerinden TL dönüşümü yapıldığı taktirde davacının TL olarak kayıt ve kabulünü talep edebileceği miktarın ne olduğu noktasında toplanmaktadır.
Mahkememizce kayıt kabul davasının açıldığı tarihte davalı şirketin iflas eden şirket konumunda olduğu, esasen davalı şirket hakkında tarihinde iflas kararı verildiği, 23/12/2019 tarihi itibariyle ile mahkememizde kayıt kabul davası açıldığı, mahkememizdeki yargılamanın devam ettiği aşamada ise müflis davalı şirket hakkındaki iflas kararının Yargıtay 6.HD 2021/559E. 2021/246K.sayılı ilamı ile bozulduğu açıktır.
İflas kararının bozulmuş, kaldırılmış olması ve bu kararın kesinleşmiş olması halinde, iflasın açılmış olmasının sonuçları son bulur ve iflastan önceki duruma geri dönülmüş olur. Örneğin icra takiplerine ve hukuk davalarına kaldığı yerden devam edilir. İflas idaresinin görevi son bulur. (Mahmut COŞKUN, Konkordato ve İflas, 2.Baskı, Ankara, Sayfa 490)
Hal böyle olunca iflas kararının bölge adliye mahkemesi tarafından kaldırılması veya Yargıtayca bozulması sonrası bu bozmaya uyulmuş olması halinde, bir başka deyişle iflas kararının hukuken ortadan kalkması halinde artık kayıt kabul davası o an itibariyle konusuz hale gelecektir. Bu noktada iflas kararının bölge adliye mahkemesince kaldırılması veya iflas kararının Yargıtayca bozulması sonrası bozma ilamına uyulması anı ile akabinde yeniden iflas kararı verilmesi arasında, bir gün ile bir yıl geçmesi arasında da usul hukuku tekniği açısından hiçbir fark olamayacaktır. Zira iflas kararı, belirtilen hukuki durumun gerçekleşmesi sonrasında, yani kaldırma kararı veya bozma kararına uyulması sonucunda artık hukuken ortadan kalkmış olacağından iflasa bağlı olarak açılan kayıt kabul davası da ortadan kalkacak, konusuz hale gelecektir. Sonraki aşamalarda iflas kararı verilmesi ise kayıt kabul davasının yeniden eski hale dönmesini yani kayıt kabul davasının devam etmesini sağlayamayacaktır.
Doktrinde de iflas kararının bozulmasının, iflastan önceki duruma geri dönülmesi sonucunu doğuracağı ifa olunmaktadır. (Prof. Dr. Baki KURU, İflas - Konkordato, İstanbul, Sayfa 92) İflastan önceki duruma geri dönüldüğü kabul olunduğu takdirde ise artık kayıt kabul davasının devamı aşamasında iflasın bulunmadığı, bu suretle iflasa dayalı olarak açılmış olan kayıt kabul davasının konusuz kalmış olduğu mahkememizce benimsenmiştir. Kaldı ki dilekçelerin verilme aşamasında davalı olan taraf iflas masası olup şirket tüzel kişiliği olmadığı, iflasın kalkmasına rağmen şirketin taraf konumuna getirilmesinin ise şirketin HMK m.27 gereği hukuki dinlenilme hakkını açıkça ihlâl edici sonuçlara yol açacağı gerçeği karşısında davaya devam edilmesi de adil yargılama ilkelerine uygun olmayacaktır.
Esasen Yargıtay'ın son yıllardaki uygulaması da iflas kararının kaldırılması veya bozma ilamına uyulması durumunda açılmış olan kayıt kabul davalarının konusuz kalması gerektiği yönündedir. Nitekim Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2021/2108E. 2021/2386K.sayılı ilamı, kapatılan Yargıtay 23. HD 2017/1908E. 2020/3039K.sayılı ve 2012/459E. 2012/2652K.sayılı ilâmı, bu Yargıtay uygulamasını benimseyen İstanbul BAM 17. Hukuk Dairesi 2021/894 E.-2021/1502K.sayılı ilâmı dikkate alındığında, iflas kararının bozulması ve bozmaya ise uyulması sonrası veya iflas kararının BAM tarafından kaldırılması halinde açılan kayıt kabul davasının konusuz kaldığı kabul edilmektedir. Bu nedenle de somut dava konusuz kaldığından davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir.
Bilindiği üzere davanın konusuz kalması durumunda HMK m.331 hükmü uyarınca davanın açıldığı tarih itibariyle tarafların haklılık durumunun araştırılması gerekir. Esasen haklılık durumunun araştırılması sonrası tarafların lehine veya aleyhine kısmen veya tamamen yargılama gideri takdir edilecektir. Ne var ki hükmün verildiği tarih itibariyle davalı şirketi temsil eden iflas masasını temsil etmekte olan iflas idaresinin görevi son bulmuştur. Bir başka deyişle kayıt kabul davasında doğal olarak davalı konumunda bulunan iflas masasının bu davada taraf olma durumu sona ermiştir. Davanın açıldığı tarih itibariyle davalı sıfatına haiz olan tarafın bu sıfatının sonradan kalkması durumunda, artık verilecek hükmün infaz kabiliyeti olamayacağından davanın açıldığı tarih itibariyle tarafların haklılık durumunun araştırılmasında hukuki yarar dahi yoktur.
Bir başka deyişle HMK m.331 hükmü gereği davanın konusuz kalması nedeniyle tarafların haklılık durumunun araştırılması ve buna göre taraflar lehine veya aleyhine yargılama giderinin takdiri ancak bu yargılama giderine hükmedildiği aşamada tarafın mevcut olması durumunda uygulanabilecek bir hükümdür. Oysaki davalı tarafında bulunan iflas masasının görevi sona ermiştir. Nitekim mahkememizce kabul edilen bu uygulama başkaca ilk derece mahkemeleri ve BAM uygulamalarında da kabul görmüştür. "Artık başvuru yapılan masanın kanuni temsilcisi olan iflas dairesinin görevi sona ermiş olduğundan bir an için aksinin kabulü ile yargılama giderlerine karar verilmesi halinde, iş bu kararın infazı mümkün olmayacaktır. Bu nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 331.maddesindeki düzenleme kapsamında esastan sonuçlanmayan davada yargılama giderleri ile ilgili hükmün uygulanması mümkün görülmemektedir." (İstanbul BAM 17.HD 2021/894E 2021/1052K.sayılı ilamı, Mahkememizin aynı yöndeki ilamları)
İflas kararının hukuken ortadan kalkmış olduğu tarih sonrası konusuz kalan davada artık sonradan davalı şirket adına vekaletname sunulması dahi gerek açıklanan usul hükümleri gerek usuli hakkaniyet kaidesi gereği, davacı aleyhine vekalet ücreti hükmedilmesini imkansız kılmaktadır.
Yapılan açıklamalar karşısında iflas kararı hukuken ve kesin olarak kaldırılmış olmakla konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda yazılı nedenlerle;
1-İflas kararı hukuken ve kesin olarak kaldırılmış olmakla konusuz kalan davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL'nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına,
4-Müflis şirketin iflas durumunun kalkmış olması nedeniyle infaz edilebilecek bir taraf bulunmadığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İflas sıfatı sona eren şirket sonradan davada taraf konumuna erişemeyecek olmakla iflas durumu kalkmış olan şirket lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Artan avansın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren on günlük süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul BAM nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı vekilinin huzurunda davalını yokluğunda ve oy birliği ile karar verildi.14/04/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip




Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi