16. Ceza Dairesi 2020/919 E. , 2021/2659 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme
Hüküm : Sanıklar hakkında CMK"nın 223/2-e maddesi uyarınca hükmedilen beraat hükümlerinin CMK"nın 280/2. maddesi gereğince kaldırılarak; TCK"nın 314/3 ve 220/7. maddeleri yollamasıyla TCK"nın 314/2, 220/7-2. cümle, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK"nın 62/1, 53, 63. maddeleri uyarınca hükmedilen mahkumiyet kararlarına dair karar
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle;
Temyiz edenlerin sıfatı, başvurularının süresi, kararların niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Tayin olunan cezanın süreleri itibariyle yasal şartları oluşmadığından, sanıklar ... ve ... müdafilerinin duruşma istemlerinin CMK"nın 299. maddesi gereğince REDDİNE,
Sanık ... müdafii Av. ..."e Bölge Adliye Mahkemesi kararının 24.10.2018 tarihinde tefhim edildiği, 20.11.2018 tarihinde tebliğ olunan Bölge Adliye Mahkemesine ait gerekçeli karara karşı gerekçeli temyiz dilekçesinin ise yasal süresinden sonra 30.11.2018 tarihinde verildiği anlaşılmakta ise de; gerekçeli kararın tebliğine dair tebligat mazbatasında CMK"nın 295/1. hükmü uyarınca "gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 7 günlük yasal süre içerisinde gerekçeli temyiz dilekçesi verilmediği takdirde hükmün temyiz edilmemiş sayılacağına" dair meşruhatın bulunmadığı görülmekle sanık müdafiinin gerekçeyi içeren temyiz isteminin süresinde yapıldığı kabul edilmekle; temyiz taleplerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 Esas ve 2017/370
sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, Dairemizin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 esas, 2017/3 sayılı kararında açıklandığı üzere;
Önce dini bir kült, ardından bir terör örgütüne dönüşen, amaca ulaşmak için her yolu mübah gören fakat sözde meşruiyetini sivil alanda dinden, kamusal alanda ise hukuktan aldığı izlenimi vermek için yeterli güce ulaşıncaya kadar alenen kriminalize olmamaya çalışan FETÖ/PDY"nin eğitim öğretim faaliyetleri, sivil toplum ve meslek kuruluşları, yerel ve Uluslararası ticari işletmeler, basın-yayın ve medya organları gibi legal yapılar ve Abant Toplantıları, Türkçe olimpiyatları benzeri prestijli organizasyonlar üzerinden oluşturulan sempatizan halkasından insan ve maddi kaynak devşirdiğinin açıklığa kavuşmuş olması da gözetildiğinde, nihai amacı Anayasal düzeni değiştirmek olarak belirginleşen ve bu maksatla Devletin silahlı kuvvetlerine sızan mensuplarınca silahlı bir kalkışma/darbe gerçekleştirme ihtimalinin kuvvetle muhtemel olarak görüldüğü bir dönemde örgütün, Anayasal düzene karşı icra edeceği kalkışma öncesindeki sürece mutad siyasi muhalefet görüntüsü vermeye çalışmak ve örgütün sempatizan sınıfını oluşturan geniş halk kitleleri nazarında sözde meşruiyetini korumak amacına hizmet eder mahiyetteki, gazetecilik faaliyeti kapsamında değerlendirilmesi de mümkün olmayan sanıkların sübut bulan eylemlerinin, TCK"nın 314/3 ve 220/7 maddeleri delaletiyle 314/2. maddesinde düzenlenen, hiyerarşik yapısına dahil olmamakla birlikte FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne yardım etmek suçunu oluşturacağı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesince sanıkların silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme suçundan dolayı mahkumiyetlerine yönelik karar verilmesinde hukuki bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık ... ve sanıklar müdafilerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Adana 11. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE 13.04.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.