17. Hukuk Dairesi 2017/5548 E. , 2019/11349 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
(Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıya ait olup şirketleri nezdinde trafik sigortalı aracın ehliyetsiz sürücü sevk ve idaresindeyken yaptığı kazada ölen 3. kişinin hak sahiplerine 72.332,00 TL. destekten yoksun kalma tazminatı ödediklerini, aracın ehliyetsiz kullanımı nedeniyle davalıya rücu haklarının doğduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 72.332,00 TL"nin ödeme tarihi olan 03.02.2012"den işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davaya konu olayda davalının kusuru bulunmadığını, sürücünün şahsi kusuru nedeniyle kaza olduğundan illiyet bağının kesildiğini ve davacının kendilerine rücu hakkı bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kabulü ile 72.332,00 TL"nin 03.02.2012 tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; taraflar arasındaki uyuşmazlığın trafik sigorta poliçesinden kaynaklanması ve davalıya ait aracın ehliyetsiz sürücüsünün kazaya sebep olması nedeniyle, davacının sigortalısı olan davalıya rücu hakkının bulunmasına göre; davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, dava dışı 3. kişiye ödeme yapan trafik sigortacısının ödediği bedelin, KTK"nun 95. maddesi ile ZMSS poliçesi ve ZMSS Genel Şartları gereği davalı sigortalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Mahkeme tarafından benimsenen Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi"nin 25.12.2014 tarihli raporunda; ehliyetsiz araç sürücüsünün kazada % 50 oranında, bu aracı usulünce park etmeyip araç anahtarını üzerinde bırakan (davalının işçisi) 3. kişinin % 40 oranında ve kazada ölen (davacının hak sahiplerine ödeme yaptığı) kişinin % 10 oranında kusurlu olduğu yönünde görüş bildirildiği görülmektedir.
KTK"nun 95. maddesinde "Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez. Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir" hükmüne yer verilmiştir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları B.4.b maddesinde ise; tazminatı gerektiren olayın, aracın Karayolları Trafik Kanunu hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan kimseler tarafından sevkedilmesi sonucunda meydana gelmesi halinde, sigortacının işletene kusur oranında rücu edebileceği belirtilmiştir.
Anılan bu düzenlemeler gereği; davacı trafik sigortacısı, açıkça ve sınırlı sayıda belirlenen sebeplerle sigortalısı olan davalıya rücu edebilecek olup, ehliyetsizlik nedenine dayanan rücuda ise, ancak davalı sigortalıya ait aracın ehliyetsiz sürücüsünün kazadaki kusuru oranında rücu hakkını kullanabilecektir.
Açıklanan vakıalar karşısında mahkemece; davacı trafik sigortacısının ehliyetsizlik nedenine dayanan rücu isteminde, sigortalı aracın ehliyetsiz sürücüsü ..."ın kazadaki % 50 kusur oranı dahilinde davalıya rücu edebileceği dikkate alınmak suretiyle; 05.10.2015 tarihli aktüer raporunda hesaplanan tam tazminat bedelinin %50 sürücü kusuruna denk gelen miktarı üzerinden, kazada ölen 3. kişinin % 10"luk müterafik kusurunun düşülmesiyle davacının rücu edebileceği miktarın saptanması gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı biçimde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 02/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.