17. Hukuk Dairesi 2018/5746 E. , 2019/11354 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Manavgat 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasına ilişkin ilk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı, davalı vekili ve davacı vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi"ne yapılan istinaf başvurusu üzerine, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi"nce verilen kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, dosyadaki kağıtlar okundu gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davacıya ait olup davalı tarafından kasko poliçesiyle sigortalanan aracın akaryakıt alırken motor bölümünde çıkan yangın sonucu hasar gördüğünü, davacı ile istasyon çalışanları tarafından yangının söndürüldüğünü, tespit dosyası ile hasar belirlenmişse de alınan rapora itiraz ettiklerini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL. hasar bedelinin dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini, tespit dosya giderlerinin de tahsilini talep etmiş; 20.01.2017 tarihli ıslah dilekçesiyle, taleplerini 120.000,00 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, poliçede mürtehin kaydı bulunduğundan davacının tazminat talep hakkı olmadığını, poliçede ek donanım için teminat bulunmadığını, araçtaki LPG sistemi ek donanım niteliğinde olduğu ve yangın da bu kısımdan çıktığı için zararın teminat dışı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk derece mahkemesi tarafından, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile takdiren % 20 indirim yapılarak 96.000,00 TL. tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline dair verilen hükme karşı, davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi tarafından; davacıya ait aracın tescil kaydına LPG dönüşümünün 02.06.2011"de işlendiği ve davalı tarafından düzenlenen 12.02.2015 tarihli poliçeden önce LPG sistemi araçta bulunduğu için zararın teminat kapsamında olduğu gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine; LPG siteminin poliçe tanziminden önce araçta mevcut olduğu, kasko sigortası genel şartları ve poliçe hükümleri gereği davalının tam zararı tazminle yükümlü olduğu için tazminattan indirim yapılmasını gerektiren neden de bulunmadığından, ilk derece mahkemesinin indirime ilişkin değerlendirmesinin yerinde olmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden hüküm tesisi suretiyle, davanın kabulüyle 120.000,00 TL. tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kasko sigorta poliçesi gereği tazminat istemine ilişkindir.
Davacıya ait aracın, 12.02.2015-12.02.2016 vadeli poliçeyle davalı şirket nezdinde kaskolu olduğu ve davacı tarafından gerçekleştiği ileri sürülen yangın rizikosu tarihinin poliçe yürürlük süresi içerisinde olduğu uyuşmazlık konusu değildir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yangının çıkış nedeni olarak kabul edilen LPG yakıt sisteminin araca poliçe tanziminden önce mi sonra mı takıldığı ve araçta yapılan bu değişikliğin davalı sigortacıya bildirilip bildirilmediği ile bu hususların zararın teminat kapsamı dışına çıkmasına neden olup olmayacağı noktalarında toplanmaktadır.
Mal sigortaları türünden olan kasko sigortasının teminat kapsamını belirleyen KSGŞ A/1 maddesine göre; gerek hareket gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile 3. kişilerin kötüniyet ve muziplikle yaptıkları hareketler ve fiil ehliyetine sahip olmayan kişilerin yol açacağı zararlar, aracın yanması, çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların bütünü sigortanın teminatı kapsamındadır.
Diğer taraftan, poliçe tanzim tarihi ve olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK"nın 1409/1. maddesi uyarınca, sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı maddenin 2. fıkrası hükmüne göre, kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise, bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5. maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir. İlkeler yukarıda açıklanan şekilde olmakla birlikte, Kasko Sigortası Genel Şartları"nın C.3.3. ve C.3.4. maddesi ile TTK"nın 1444/2. ve 1445/5. maddeleri uyarınca, sigorta ilişkisinin devamı sırasında sigorta ettirenin, rizikonun gerçekleşme ihtimalini artırıcı durumları sigortacıya bildirme yükümlülüğü bulunduğu; bu yükümlülüğün ihlali halinde ise, tazminattan indirim yapılması ya da sigortacının tazminat ödeme borcunun ortadan kalkması ilkeleri benimsenmiştir.
İstinaf Mahkemesi tarafından, davacıya ait araçtaki LPG yakıt sistemine dönüşüm işleminin, poliçe tanziminden önce (02.06.2011 tarihinde) aracın ruhsatına işlendiği kabul edilmiş ve poliçe tanziminden önce araçta LPG yakıt sistemi bulunduğu için de tazminattan indirimi gerektirir neden olmadığı kabul edilmiştir. Davacıya ait 2012 model ... marka araca ait trafik tescil şube müdürlüğünden gelen dosya incelendiğinde; İstinaf Mahkemesi tarafından LPG dönüşüm tarihi olarak kabul edilen belgedeki aracın, davacı aracından başka marka ve modeldeki (2002 model ...) bir araç olduğu; davacıya ait marka ve modeldeki aracın LPG dönüşümüne ilişkin montaj işlem tarihi ve işlem fatura tarihinin 07.04.2015 (poliçe tanzim tarihinden sonra) olduğu görülmektedir. Kasko poliçesi teminatında yer alan yangın rizikosunun gerçekleşme ihtimalini artıran ve poliçe süresi içinde araçta gerçekleşen bu değişikliğin, KSGŞ C.3. maddesi ile TTK"nın 1444. maddesi gereği davalı sigortacıya bildirilmesi gerektiği gözetilmelidir.
Açıklanan vakıalar karşısında; sigortalı araçtaki LPG yakıt dönüşüm montaj işlem tarihinin, poliçe süresi içinde olup olmadığına ilişkin yeniden araştırma yapılıp bu hususun tereddüt yaratmayacak biçimde netleştirilmesi; yapılacak bu araştırmanın sonucuna göre, LPG yakıt sisteminin araçtaki ek donanım olarak kabul edilip edilemeyeceği ve teminat dışılığa yol açıp açmayacağının kararda tartışılması (ek donanımın teminat dışı olduğuna ilişkin poliçe hükümleri ve davalı savunması gereği); anılan yakıt sistemi dönüşüm işleminin poliçe süresi içinde gerçekleştiğinin tespiti ve zararın teminat kapsamında olduğunun kabulü halinde ise, rizikonun gerçekleşme ihtimalini artıran bu tarz bir değişikliği sigortacıya bildirmekle yükümlü olan davacı sigortalının bu bildirimi yaptığına dair delil sunmadığı da gözetilerek, KSGŞ C.3. maddesi ve TTK"nın 1445/5. maddesi gereği tazminattan indirim yapılması gerekliliğine göre hüküm tesisi gerekirken, hatalı değerlendirme yapılması ve hukukun yanlış uygulanması nedeniyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK"nun 371/1-a maddesi gereğince, Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına; aynı Kanun"un 373/2. maddesi uyarınca, dosyanın Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi"ne gönderilmesine; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 02/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.