
Esas No: 2014/2215
Karar No: 2015/1210
Karar Tarihi: 27.01.2015
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/2215 Esas 2015/1210 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/07/2013
NUMARASI : 2013/125-2013/262
Taraflar arasında görülen tapu iptali tescil olmazsa tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve mirasbırakan adına tescil, olmazsa tenkis isteğine ilişkindir.
Davacı; mirasbırakan A..D..l"un 6193 ada 2 parseldeki 6 nolu bağımsız bölümü davalıya satış yoluyla temlik ettiğini, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek iptal ve terekeye iade, olmadığı takdirde tenkis isteğinde bulunmuştur.
Mahkemece, iptal ve tescil isteğin kabulüne yönelik verilen kararın davalı tarafından temyizi üzerine Dairece bozulmuştur.
Dairenin 09.11.2012 gün 2012/7196E-2012/10947K sayılı ilamında özetle “...Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak mirasçılardan biri veya bir kısmının kendi miras payı oranında istekte bulunabilecekleri gibi tüm mirasçılar adına tescil isteği ile de dava açabilecekleri, ancak davaya devam edilebilmesi için dava dışı ortakların olurlarının alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği, değinilen şekilde işlem yapılmadan işin esası hakkında karar verilmesinin doğru olmadığı...” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra dava dışı mirasçı Ş..D.."un davaya muvafakat etmediği, bu durumda terekeye iade istekli davanın dinlenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki; bozmaya uyulmuş olmakla bozma gereklerinin aynen yerine getirilmesi zorunludur. Bu durum usuli kazanılmış hakkın bir gereği olup re"sen gözetilmesi gerektiğinde de kuşku yoktur.
Ne varki; mahkemece bozma kararına eylemli olarak uyulduğu halde bozma ilamının gereğinin eksiksiz olarak yerine getirildiğini söyleyebilme olanağı yoktur.
Şöyle ki; Dava terekeye iade isteğiyle açılmış olup dava dışı mirasçı Ş..D.. yukarıda özeti yapılan bozma ilamından sonra 11/07/2013 tarihli oturumda davaya muvafakat etmediğini beyan etmiştir. Bu durumda dava dışı mirasçı Şener"in davaya muvafakat etmemesi karşısında miras şirketine 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekirken anılan husus gözardı edilerek, yazılı şekilde karar verilmiş olması yerinde değildir.
Hâl böyle olunca, Dairenin bir önceki bozma kararında değinilen ilkeler çerçevesinde sicilin elbirliği mülkiyetine tâbi olduğu gözetilerek, iptal edilecek tapu kaydının tüm mirasçıların hakkını ilgilendireceğinden miras şirketine TMK"nin 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, bozma gereği yerine getirilmeksizin dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.