
Esas No: 2016/11922
Karar No: 2020/10198
Karar Tarihi: 16.09.2020
Kemik Kırığı Oluşturacak Şekilde Kasten Yaralama-Silahla Tehdit - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2016/11922 Esas 2020/10198 Karar Sayılı İlamı
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
A-Sanığa yükletilen kemik kırığı oluşturacak şekilde kasten yaralama eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu ögelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükümleri etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak;
5275 sayılı Kanunun 108/2. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin ancak hapis cezalarında uygulanabileceği gözetilmeden, hükmolunan adli para cezası nedeniyle tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesi,
Kanuna aykırı ve sanık ...'ün temyiz itirazları yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca bu aykırılık, yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktasının; tekerrür hükümlerinin uygulanmasına dair kısımların karardan çıkarılması biçiminde DÜZELTİLMESİNE ve başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hükmün bu bağlamda ONANMASINA,
B-Sanık hakkında katılanlar ... ve ...'e yönelik silahla tehdit eylemlerinden verilen mahkumiyet hükümlerinin temyizine gelince;
1-Mağdur ...'ün aşamalarda, sanık ile tartışmaları neticesinde sanığın kendisini öldürmekle tehdit ettiğini, polisi çağıracağını söylediğinde ise sanığın mutfaktan bıçak alarak "gelsinler hepsini bıçaklayacağım" dediğini, mahkemede ise sanığın bu bağlamda kendisine yönelik bıçakla tehdit eylemi olmadığını beyan etmesi ve bu eylemin devamında katılan ...'ın sesleri duyup sanık ile mağdurun yanlarına gittiği, sanığın katılan ...'ı bıçakla tehdit edip, kafa atmak suretiyle yaraladığı, bu şekilde sanık ...'ün katılan ve mağduru aynı zaman ve olay bütünlüğü içinde, araya belli bir zaman aralığı girmeksizin tehdit ettiğinin anlaşılması karşısında; sanık hakkında zincirleme suç hükümleri gereği bir kez ceza verilip, bu cezanın TCK’nın 43/2. maddesi ile artırılması gerektiği gözetilmeden, ayrıca sanığın elinde bıçak olduğu halde sarf ettiği tehdit sözlerinin mağdur ...'e yönelik olmayıp mağdur ...'e yönelik önceki tehdit sözlerinin de TCK 106/1. madde 1. cümle kapsamında kalıp kalmadığı değerlendirilmeden, mağdur ve katılana yönelik silahla tehdit suçundan ayrı ayrı ceza verilmesi,
2-Sanık ...'ün, mağdur ...'e yönelik eyleminin TCK 106/1. madde 1. cümle kapsamındaki tehdit suçunu oluşturduğunun kabulü halinde ise;
Sanık hakkında katılan ...'e yönelik kemik kırığı oluşturacak şekilde basit yaralama ve silahla tehdit suçlarından mahkumiyet hükmü verilmiş ise de 7188 sayılı kanun ile CMK'nın 253. maddesinin 3. fıkrasına “birlikte” ibaresinden sonra gelmek üzere “aynı mağdura karşı” ibaresinin eklenmiş olması karşısında; bu durumun uzlaşmaya engel teşkil etmediği belirlenerek,
02/12/2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK'nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
3-Kabule göre de;
Tekerrüre esas alınan ilamda birden fazla mahkumiyet hükmü bulunduğundan, 5275 sayılı Kanun'un 108/2. maddesi uyarınca daha ağır cezayı içeren TCK'nın 265/1. maddesinde düzenlenen görevi yaptırmamak için direnme suçundan verilen mahkumiyet hükmünden dolayı sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi
Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'ün temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 16.09.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.