Abaküs Yazılım
İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2021/389
Karar No: 2022/278
Karar Tarihi: 31.03.2022

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/389 Esas 2022/278 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/11 Esas
KARAR NO : 2022/345

DAVA : TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 20/10/2020
KARAR TARİHİ : 27/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ... Sigorta A.Ş.' ye ... poliçe numarasıyla sigortalı ...'ın işleteni ve maliki olduğu ... plakalı aracın 16/11/2019 tarihinde müvekkile ait ... plakalı araca çarparak hasarlanmasına neden olduğunu, kazanın, 16.11.2019 tarihi saat 15.00 civarında ... ili, ... ilçesinde ... sokak üzerinde seyir halinde olan müvekkiline ait ... plakalı araca ... yönetimindeki ... plakalı aracın (U) dönüşü yaparken yandan çarpması sonucunda gerçekleştiğini, olay neticesinde iki araçlı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazadan sonra olay yeri fotoğrafları çekildiğini, sürücülerin kendi aralarında tutanak tuttuğunu ve durumun her iki aracın trafik sigortacılarına bildirildiğini, her iki aracın trafik sigortacıları kusur ile ilgili kendi aralarında mutabakata vardığını, tutanak sonucunda....plakalı tarafın Karayolları Trafik Kanununun dönüş kurallarını ihlal etmek suçundan %100 kusurlu bulunduğunu, kazaya sebebiyet veren ve %100 kusurlu bulunan ... ile davalı sigorta şirketi arasında 16/11/2019 Saat:14:00 başlangıç tarihli, 16/11/2020 tarihine kadar geçerli bir Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesi mevcut olup, davalı sigorta şirketi 16/11/2019 tarihinde gerçekleşen rizikodan sorumlu olduğunu, davalı sigorta şirketinin ...'a ait ... plakalı aracın kaza günü satın alındığı ve aynı gün kaza yaptığı gerekçesiyle müvekkilinin zararını karşılamaması tamamen hukuka ve hakkaniyete aykirı olduğunu, taraflar arasında gerçekleşen kazanın gerçek bir kaza olduğunu, davalı sigorta şirketi, ... tarafından 16/11/2019 tarihinde satın alınan ... plakalı aracı aynı gün saat 14:00'da sigorta ettirdiğini, nitekim sigorta tarihi itibarıyla araçta herhangi bir kaza mevcut olmadığını, bunun aksini kanıtlayacak herhangi bir tespitte bulunmadığını, sigorta tarihinden bir saat sonra ise müvekkilinin kendi şeridindeki seyir halindeki aracına ... plakalı araç uygun olmayan bir şekilde (U) dönüşü yaparken çarptığını, müvekkilinin kaza nedeniyle kusuru bulunmadığını, kaza tespit tutanağındaki fotoğraflar incelendiğinde, ... plakalı araç sağ ön çamurluk hizasından, müvekkilin ... plakalı aracının sol arka kapı aksamına çarptığını, araçların çarpma yerleri birbiriyle uyumlu olduğunu, çarpma yerlerinin aynı hizada olduğunu, ...'a ait aracın aynı gün sigorta edilip bir saat sonra kaza yapması nedeniyle müvekkilin zararının karşılanmaması müvekkilinin sorumluluğunda olmadığını, müvekkilinin karşı araç sürücüsünü tanımadığını, meydana gelen hasara bağlı olarak müvekkiline ait araçta değer kaybı oluştuğunu, müvekkilinin bu nedenle aracında meydana gelen değer kaybının hesaplanması için bağımsız eksperden rapor talebinde bulunduğunu, talep üzerine hazırlanan ekspertiz raporuna göre müvekkiline ait araçta 2.100,00-TL tutarında değer kaybı meydana geldiğini, söz konusu değer kaybı bedelinin ödenmesi için davalı sigorta şirketine 16.01.2020 tarihinde başvurulduğunu, başvuru üzerine, davalı şirketin cevap vermeyerek ödeme talebinin reddettiğini, müvekkiline ait ... plakalı araç 2012 model ... paket olup kaza tarihindeki ikinci el piyasa bedeli 35.000,00 TL üzeri olduğunu, müvekkilinin aracı, marka ve modelinden de anlaşılacağı üzere üst segment bir araç ve kaza tarihinde de düşük bir kilometreye sahip olduğunu, gerçekleşen kaza neticesinde müvekkiline ait araçta KDV dâhil 10.113,36 TL tutarında hasar meydana geldiğini, ancak davalı sigorta şirketi tarafından hasar onarım bedeli olarak herhangi bir cevap verilmeyerek ödeme yapılmadığını, müvekkilinin meydana gelen kaza sonucu oluşan hasar bedelinin ve değer kaybının tespiti amacı ile bağımsız eksperden iki ayrı rapor almak zorunda kaldığını ve bu rapor için bağımsız ekspere 472,00-TL ödemek zorunda kaldığını, davalı sigorta şirketine 16.01.2020 tarihinde hasar bedeli, değer kaybının ve ekspertiz ücretinin ödenmesi için başvuru yapıldığını, ancak davalı tarafın tazminat talepleri ile ilgili olarak herhangi bir ödeme yapmadığını, davayı açmadan önce arabulucuya başvurulduğunu, 2020/7758 dosya no, 2020/8039 Arabuluculuk nolu dosyada davalı sigorta şirketi vekili ödeme yapmayı reddettiğinden anlaşmaya varılamamış olup 11/09/2020 tarihinde anlaşılmadığına dair tutanak düzenlendiğini beyan ile, kusur bilirkişisi atanarak gerçekleşen kazada tarafların Kusur oranının ve kazanın gerçek olup olmadığının tespitini, gerçekleşen kaza neticesinde müvekkilinin ... plakalı aracının uğramış olduğu hasarın onarım bedelinin ve aracın değer kaybı bedelinin bilirkişi atanarak tespitini, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik, 100,00-TL hasar bedeli ve 100,00-TL değer kaybı ile yargılama gideri olan 472,00-TL ekspertiz ücretinin poliçe limitleri dâhilinde muhatap şirketin temerrüt tarihi olan 03.02.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının huzurdaki dava ile, maliki olduğu ... plakalı araç ve müvekkili şirketçe 16.11.2019 - 16.11.2020 tarihli ... nolu KTK Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi ile sigortalı ... plakalı aracın kazaya yaptığından bahisle müvekkili şirketten 100 TL hasar bedeli 100 TL değer kaybı ve 472 TL ekspertiz ücretinin temerrüt tarihi 03.02.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep ettiğini, davacının taleplerinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, başvuru sahibinin hasar talebinden kayitsiz ve şartsız şekilde feragat ettiğinden davanın reddini talep ettiklerini, davacı ...'un, müvekklli şirket nezdinde açılan ... nolu hasar dosyasından feragat ettiğini beyan ettiğini, dava konusu kazanın poliçe tarihi kapsamında meydana geldiğinin mevcut belge ve bilgilerle ispat edilemediğini, dava dilekçesinde kazanın 15:00 civarında meydana geldiğini iddia etmekteyse de kazanın o saatte meydana geldiğini ispatlar herhangi bir belge dosyada mevcut olmadığını, mevcut anlaşmalı tutanakta kaza saati kısmının boş olduğu görüldüğünü, davacı tarafın, ZMMS poliçesinin varlığına rağmen ödeme yapılmamasının gerekçelerini müvekkili şirketin ispatlaması gerektiğinden bahsettiğini, fakat kazanın poliçe başlangıç ve bitiş tarihleri arasında gerçekleştiğinin ispat edilemediği bir durumda, ispat yükünün halen davacı tarafta olduğu aşikar olduğunu, davacı kaza saatinin poliçe tarihleri içerisinde meydana geldiğini ispatlayamadığından, müvekkili şirketin sorumluluğu bulunmadığı, dolayısıyla davanın reddini talep ettiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili sigorta şirketi ancak ZMS Sigortası Genel Şartları b.2. maddesinde öngörülen şekilde belirlenecek gerçek Zarar miktarından sorumlu tutulabileceğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili sigorta şirketinin değer kaybından sorumu olup olmadığı, sorumlu ise değer kaybının ne şekilde hesaplanacağı, ZMMS Sigortası Genel Şartları A.5.A maddesi ve ekinde yer alan esaslara göre belirlenmesi gerektiğini, davacının her halükarda yasal faiz isteyebileceğini beyan ile, davacı feragat ettiğinden davanın reddini, davacı tarafın iddiaları ispatsız kaldığından davanın reddini, herhalde müvekkili şirketin sorumluluğuna hükmedilmesi düurumunda kusur oranlarının ve hasar bedelinin tespit edilmesi için konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılmasını, yapılacak yargılamada, sınırlı sorumluluk ilkesi, gerçek zararın giderilmesi ilkesi, zenginleşme yasağı ilkesi, kusur oranında sorumluluk ilkesinin her durumda gözetilmesini, yargılama masrafları ile ücreti vekâletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
... 10. Tüketici Mahkemesi'nin... Esas ... Karar sayılı görevsizlik kararında;
"...Mahkemenin görev alanı kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece re'sen gözetilmesi gerekir.
6100 sayılı HMK'nun 320. maddesi ile, "Mahkeme mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar verir". hükmü gereğince duruşma açılmamıştır. Ayrıca, YARGITAY HUKUK GENEL KURULU'nun 11.04.2019 T. 2017/15-2141 E. 2019/442 K. sayılı kararı da dikkate alındığında; mahkemece, dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmeden dosya üzerinden görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi, 6100 sayılı HMK’nın 115/1. ve 138. maddeleri ve usul ekonomisi uyarınca mümkündür.
Bir hukuki işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için; taraflardan birinin Yasa'da tanımlanan "tüketici" olması, diğerinin ise "satıcı/hizmet sağlayıcı" olması; ayrıca bu taraflar arasında Kanun'un amacı içerisinde, mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
6502 sayılı TKHK'un “Kapsam” başlıklı 2.maddesinde; “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” hükmüne yer verilmiştir. Kanunun 3.maddesine göre: "Tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi ifade eder.” "Satıcı: Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi" "Sağlayıcı: Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi ifade eder." "Tüketici işlemi, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmelerde dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder."
Dosya kapsamının incelenmesinde: davacının aracı ile davalı sigorta şirketi nezdinde trafik sigortası ile sigortalı bulunduğu belirtilen ... adlı kişiye ait ... plaka sayılı aracın kaza yaptıkları; davacı ile davalı sigorta şirketi arasında sigorta sözleşmesi bulunmadığı; davacının, kazada karşı tarafın trafik sigortasına dayanarak işbu davayı açtığı anlaşılmaktadır. Davacı ile davalı sigorta şirketi arasında sigorta sözleşmesi ilişkisi bulunmadığından, davacının 6502 sayılı Yasa'daki "tüketici" tanımlamasına uymadığı ve dava tarafları arasında tüketici işlemi mahiyetinde bir ilişkinin bulunmadığının anlaşıldığı; bu sebeple de ihtilafın çözümünde Tüketici Mahkemelerinin görevli olmadığı değerlendirilmiştir. Uyuşmazlığın Ticaret Kanunu'nda düzenlenen sigorta hükümlerinden kaynaklanması dikkate alınarak, Ticaret Mahkemesi'nin görevli olduğu cihetiyle, davanın görev nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir..." şeklinde karar verilmiş olup işbu kararın kesinleşmesi sonunda dosya Mahkememizin yukarıda belirtilen esas sırasına kaydedilmiştir.
Dosya, trafik kazaları kusur ve hasar konusunda uzman Makine Yüksek Mühendisi ... ile Sigorta Hukuku Uzmanı ...'e tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından dosyaya sunulan 08/02/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; "...Dosya kapsamındaki mevcut verilerin değerlendirilmesi sonucu; 16/11/2019 tarihinde meydana gelen olayda;
KUSUR YÖNÜNDEN:
a) Davacı sürücü ...'un (... plaka sayılı ... (...) ... markal/tip, 2002 model araç sürücüsü) olayın oluşumunda kusursuz olduğu,
b) Davalı tarafa sigortalı araç sürücüsü, (... plaka sayılı araç sürücüsü) dava dışı ...'ın % 100 (Yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu,
c) Söz konusu kazaya ait ... Kaza İhbar. Nolu TRAMER kaydındaki kazaya karışan araç sürücülerinin MUTABAKATLA , sonuçlanan kusur durumu değerlendirmesi dikkate alındığında; ... plaka/ sayılı araç sürücüsünün kusursuz (%100) olduğu, diğer ... plaka sayılı araç sürücüsünün %100 kusurlu olarak tespit edildiği görülmüş olup, TRAMER kusur durumunun tarafımca tespit edilen kusur durumu ile UYUMLU olduğu,
HASAR ve DEĞER KAYBİ YÖNÜNDEN:
d) 16/11/2019 tarihinde meydana gelen kazaya ait trafık kazası tespit tutanağındaki tespitlerin, ... plakalı araçta meydana gelen maddi hasar ile uyumlu olduğu,
Söz konusu aracın toplam hasar tutarının KDV dahil 4.430,53 TL olabileceği,
(Sürücünün %100 kusuruna isabet eden tutarın 4.430,53 TL olabileceği)
Davacı tarafın ... plaka sayılı ... markaltip, 2002 model aracının, dava konusu 16/11/2019 tarihinden öncesine ait tarafımca ....com adresinden hasar geçmişi sorgulaması yapıldığında, sistemde kayıtlı 3 adet hasar kaydının bulunduğu görülmüş olup, geçmiş 24/11/2012 tarihli kazasındaki. hasar kalemlerinin şekli ve niteliği de dikkate alındığında değer kaybına sebep olabılen AYNI PARÇALARIN (sol arka kapı ve sol arka çamurluk) evvelce hasar almiş olması nedeniyle, dava konusu kaza nedeniyle araçta değer kaybı oluşmayacağı..." şeklinde tespit edilmiştir. Denetime açık ve gerekçeli bilirkişi kök raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Davacı vekili tarafından sunulan 30/03/2022 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; Bilirkişi kurulunca düzenlenen 08/02/2022 tarihli raporda davacı müvekkiline ait ... plakalı araçta meydana gelen toplam hasar tutarı 4.430,53 TL olarak hesaplandığını, huzurdaki davada fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak belirsiz alacak davası olarak 100,00 TL hasar bedeli, 100,00 TL değer kaybı olmak üzere toplam 200,00 TL üzerinden açıldığından hasar bedeli yönünden bilirkişi raporu doğrultusunda dava değerini ıslah etme zaruretinin hasıl olduğunu, müvekkilinin mağdur olmaması adına araç hasar bedeli yönünden talebini 4.330,53 TL daha arttırdığını toplam 4.430,53 TL araç hasar bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ettiklerini beyanla davanın ıslah edilmiş hali ile kabulüne, ıslah yolu ile arttırdıkları kısım ile dava dilekçesinde talep edilen miktarın birleştirilmesi sonucu toplam 4.430,53 TL araç hasar bedelinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, her türlü başvuru, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ve maddi hasara dayalı tazminat (değer kaybı ve hasar bedeli) istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; davalı ... Sigorta A.Ş.' nin ZMMS sigortacısı olduğu, dava dışı ...' ait ... plaka sayılı sigortalı aracın dava dışı sürücünün sevk ve idaresinde bulunduğu sırada, ... ili ... ilçesinde 16/11/2019 tarihinde davacı ...' a ait ... plaka sayılı araca çarpmak suretiyle çift taraflı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, davacının trafik kazasında aracının hasara uğraması sebebiyle davalı ZMMS sigortacısından değer kaybı ve hasar tazminatı isteminde bulunduğu, davalı sigorta şirketi sigortalı aracın ZMMS poliçesinin kaza tarihi ile aynı gün düzenlendiğini, bu nedenle teminat dışı hal bulunduğunu ileri sürerek zararı tazmin etmekten kaçınmış ise de; bilindiği üzere teminat dışı hal bulunduğu iddiasının sigorta şirketi tarafından ispatlanmasının zorunlu olduğu, ancak somut olayda davalı sigorta şirketinin poliçenin kaza tarihinden sonra düzenlendiği ve teminat dışı hal bulunduğunu ispat edemediği, dolayısıyla davalı taraf ZMMS sigortacısı olduğundan poliçe hükümleri uyarınca ve sigortalısının kusuru oranında limit dahilinde meydana gelen zararlardan sorumlu olduğu, maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağı, kusura yönelik alınan rapor ve kazanın oluş şekli gözetildiğinde sigortalı araç sürücüsünün kontrolsüz şekilde U dönüşü yapmak istediği sırada davacının aracına çarptığı, bu nedenle kazanın meydana gelmesinde sigortalı aracın tamamen %100 oranında kusurlu olduğu, davacının trafik kazasının oluşumunda alması muhtemel bir tedbir yahut ihlal ettiği bir trafik kuralı bulunmadığından herhangi bir kusurunun bulunmadığı, kusur ve hasar konusunda uzman makine mühendisi bilirkişinin 08/02/2022 tarihli denetime elverişli raporunda ifade edildiği üzere davacının aracında herhangi bir değer kaybının oluşmadığı, davacının aracında önceki hasar kayıtları, onarılan parçalar, hasarlı kısım ve tramer kayıtları celp edildiğinde araçta değer kaybı oluşmadığına yönelik bilimsel tespit ve değerlendirmelerin yerinde olduğu, hasar tazminatı yönünden ise anılan raporda davacının aracında toplamda KDV dahil 4.430,53 TL hasar oluştuğu belirlenmiş, gerekçeli, tarafların ve mahkemenin denetime açık 08/02/2022 tarihli makine mühendisi bilirkişi raporuna itibar edilmiştir.
Davacı vekili yalnızca hasar bedeli yönünden 30/03/2022 tarihli dilekçesiyle davasını ıslah etmiş, ıslah dilekçesi davalı tarafa tebliğ edildiğinde davalı sigorta şirketi süresi içinde sunduğu cevap dilekçesinde ıslah edilen tutara karşı zamanaşımı savunmasında bulunmuştur.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, davacı vekili dava dilekçesinde davasını ikame ederken belirsiz alacak davası olarak açmamıştır. Nitekim, ne dava konusu kısmında ne dilekçe içeriğinde ne de talep sonucunda davanın açıkça belirsiz alacak davası olduğuna yönelik hiçbir talep ve açıklama yoktur. Bu halde "fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla" açılan davanın şartları bulunduğundan kısmi dava olarak açıldığının kabulü zorunludur. Nitekim, yerleşik Yargıtay içtihatları da aynı yöndedir. Kaldı ki, eldeki dava açılmadan önce davacının aracında meydana gelen hasar ve değer kaybı için ayrı ayrı ekspertiz incelemesi yaptırdığı, dolayısıyla tazminata konu her iki istem yönünden alacağın artık belirsiz olduğunu söyleme imkanı da bulunmamaktadır. Bu itibarla, davanın fazlaya ilişkin saklı tutularak kısmi dava şeklinde açıldığı belirlenmiştir. Şüphesiz, para alacağının; talep konusu itibariyle bölünebilir olması ve bir kısmının talep edilmesinde yani kısmi dava açılmasında davacının hukuki yararı bulunmaktadır. Ancak, kısmi dava açıldığında dava konusu edilmeyen kısım için zamanşımı sürelerinin işleyeceği de muhakkaktır. Zira, kısmi davada yalnızca dava konusu edilen kısım için dava açılmasıyla zamanşımı kesilir, dava konusu edilmeyen diğer kısım için zamanaşımı işlemeye devam edecektir. Davaya konu kaza maddi hasarlı kaza olup, KTK'nın 109/2.maddesine göre "Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir." hükmünü içerdiğine göre kaza tarihi 16/11/2019 olup ıslah tarihi olan 30/03/2022 tarihinde ıslah zamanaşımı dolduğundan, davanın kısmi dava olarak açıldığı nazara alındığında davalının ıslah edilen kısım için zamanaşımı savunmalarının yerinde olduğu anlaşılmış (Emsal bir karar için bakınız. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/3145 Esas, 2021/2146 Karar), bu nedenle davacının ıslah ettiği 4.330,53 TL tutarın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Nihayetinde, kısmi dava olarak ikame edilen eldeki davada, davanın başında talep edilen hasar bedeli tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi (sigortalı araç ticari değil, hususi araçtır, bu sebeple yasal faize hükmedilmesi gerekir) birlikte tahsiline, ancak araçta değer kaybı oluşmadığından değer kaybı tazminatının tümden reddine, hasar bedeli bakımından ayrıca ıslah edilen tutarın ise zamanaşımına uğradığından reddine karar vermek gerekmiş, davanın kısmen kabul kısmen reddi yönünden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
Davanın ıslah beyanları doğrultusunda KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
1-100,00 TL hasar bedeli tazminatının temerrüt tarihi olan 03/02/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Davacının 30/03/2022 tarihli dilekçesinde hasar bedeli yönünden ıslah ettiği 4.330,53 TL'nin zamanaşımına uğradığından zamanaşımı nedeniyle REDDİNE,
3-Davacının değer kaybı tazminatı talebinin REDDİNE,
4-Kabul edilen dava değeri (100,00 TL) üzerinden alınması gereken 80,70 TL harçtan başlangıçta peşin alınan 59,30 TL ile 75,00 TL ıslah harcın mahsubu ile fazladan alınan 53,60 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep edilmesi halinde davacıya veya vekiline İADESİNE,
5-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL peşin harç, 75,00 TL ıslah harcı, 135,50 TL posta, tebligat, 1.700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.969,80 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 43,47 TL'sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kalan yargılama giderinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1.2. maddesi uyarınca hükmedilecek vekalet ücretinin kabul edilen dava miktarını geçmemek koşulu ile belirlenen 100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/3. maddesi uyarınca maddi tazminat istemli davanın kısmen reddine karar verildiğinden hükmedilecek vekalet ücretinin davacı lehine belirlenen ücretini geçmemek koşulu ile belirlenen 100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
8-6183 sayılı Kanuna göre dava şartı arabuluculuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk sarf ücretinin tarafların haklılık durumlarına göre;
a) 29,13 TL'sinin davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
b) 1.290,87 TL'nin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
9-Davacının ekspertiz ücretine yönelik talebinin bu yargılama giderine yönelik makbuzun dilekçe ekinde sunulduğu belirtilmesine rağmen yapılan ödemeleri gösterir kayıt ve makbuzun dilekçe ekinde bulunmadığı anlaşıldığından ekspertiz masraf hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
10-HMK'nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, HMK 341/2 maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.27/04/2022


Katip
e-imza *


Hakim
e-imza *






Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi