Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için  Tetkik Hakimi tarafından  düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı vekili tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus yol ile icra takibine başlandığı, borçlunun çekin zamanaşımına uğradığını beyanla mahkemeye başvurduğu, mahkemece takip kesinleştikten sonra, zamanaşımı gerçekleştiği gerekçesi ile talep kabul edilerek icranın geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Somut olaya bakıldığında, İhtiyati haciz kararı alınarak çekten doğan alacak nedeniyle kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile 17.09.2009 tarihinde takip yapıldığı, ödeme emrinin borçlunun adresi tespit edilemediğinden tebliğ edilemediği, alacaklı tarafından 04.11.2009 tarihinde borçlunun İstanbul şubesi kapatıldığı için Ankara"daki adresinin tespiti için Ankara Ticaret Sicil Memurluğu"na müzekkere yazılmasını istediği, bu tarihten yine alacaklının 10.05.2010 tarihli Patent Enstitüsüne tezkere yazılması talebini içerir müzekkeresini dosyaya ibraz ettiği tarihe kadar dosyada başkaca herhangi bir işlem yapılmadığı anlaşılmakla, TTK.nun 726. ve 730. maddesi göndermesi ile 662. ve 663. maddelerine göre 6 aylık zamanaşımı süresi dolduğu anlaşılmıştır. Mahkemece dosyada borçluya tebliğ edilmiş herhangi bir ödeme emri olmadığı için zamanaşımı itirazı takip öncesine ilişkin olduğundan takip kesinleşmeden önce 04.11.2009 ile 10.05.2010 tarihleri arasında dosya ihmal edildiği anlaşılmakla İİK"nun 169/a maddesinin 5. fıkrası gereğince, takibin durdurulmasına karar vermek gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile borçluya ödeme emrinin 30.10.2009 tarihinde tebliğ edildiği; takip kesinleştikten sonra 04.11.2009 ile 14.05.2010 tarihleri arasında dosya ihmal edildiği gerekçesi ile zamanaşımı itirazının kabulü ile İİK.nun 7112 göndermesi ile İİK.nun 33/a maddesi uyarınca icranın geri bırakılmasına karar verilmesi isabetsiz olup, kararın bozulması gerekir ise de sonuçta istem kabul edildiğinden ve yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir.
SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile İstanbul l. İcra Hukuk Mahkemesi"nin 19.07.2011 tarih ve 2011/718 E - 2011/806 K sayılı kararının hüküm bölümünün 1 numaralı bendindeki "icranın geri bırakılmasına" sözcüklerinin silinmesine,  yerine "takibin durdurulmasına" sözcüklerinin yazılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle İİK 366. ve HUMK’nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), mahkeme kararı düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, 04/05/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.