
Esas No: 2020/513
Karar No: 2022/336
Karar Tarihi: 30.03.2022
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/513 Esas 2022/336 Karar Sayılı İlamı
T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/513
KARAR NO : 2022/336
DAVA : Cismani Zarar Nedeniyle Tazminatın Fer'i Niteliğinde Faiz Talebi
DAVA TARİHİ : 23/06/2020
KARAR TARİHİ : 30/03/2022
Tarafları yukarıda belirtilen davanın Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından ibraz edilen dilekçe ile davacının 26/04/2016 tarihinde davalı şirketin işleteni olduğu ve diğer davalının sevk ve idaresindeki ------- kamyonunun %100 kusuru nedeniyle sebebiyet verdiği trafik kazasında bir bacağının koptuğu ve diğer bacağının da tamamen işlevsiz hale gelerek %100 malul olduğu; davalı sürücünün--- sayılı ilamı ile cezalandırıldığı ve bu kararın kesinleşmiş olduğu, bu nedenle uzamış zaman aşımı süresinin söz konusu olduğu; fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak açılan tazminat davasının---- Esas sayılı dosyası üzerinden karara bağlandığı ancak dava açılırken sehven faiz talep edilmediğinden faiz yönünden herhangi bir hüküm kurulmadığı, bu faiz alacağının tahsili için zorunlu--- başvurulduğu halde anlaşma sağlanamadığı, haksız fiil söz konusu olduğu için olay tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği ve davalıların ticari faaliyet yürütmeleri nedeniyle de ticari avans faizine hükmedilmesi gerektiği, söz konusu --- üzerinden verilen kararın İstinaf aşamasında olması ve alacak kalemlerinin kanun yolu süreçlerinde değişebilme ihtimallerine karşılık fer'i nitelikteki faizin de değişmesinin söz konusu olması ihtimali nedeniyle de belirsiz alacak davası şeklinde bu davanın açılmasının zorunlu olduğu ileri sürülerek dava konusu alacağın tam ve kesini olmasından sonra sunulacak talep artırım dilekçesi ile arttırmak kaydıyla şimdilik ----davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davacı vekili duruşmada da dilekçesini tekrar etmiştir.
Davalı şirket vekili duruşmada da tekrar ettiği cevap dilekçesinde davacı tarafın davalı şirketten bir alacağının söz konusu olmadığı, buna --- dosyada ileri sürüldüğü, huzurdaki davada faizi talep edilen alacağın kendisinin taraflar arasında tartışmalı olması nedeniyle çekişmeli böyle bir alacağın faizinin olabilmesinin söz konusu olamayacağı, davanın reddinin gerekliliğinin aşikar olduğu, aksi halde ise İstinaf aşamasında olan---sayılı davanın bekletici mesele yapılması gerektiği; davacının önceki davada faiz alacağına dair hakkını saklı tutmamış olmasına rağmen huzurdaki davada faiz talebinde bulunmasının haksız olduğu, daha önce faiz talebinde bulunulmamış olması nedeniyle faiz alacağından feragat edilmiş olacağı; davacı tarafın davasını belirsiz alacak davası olarak nitelendirmiş olsa da ikame edilen davanın belirsiz alacak davası niteliklerine haiz olmadığı, belirsiz alacak davasının şartlarını taşımadığı,--- Karar sayılı kararı ile ---Karar sayılı emsal kararları doğrultusunda davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği, aksi halde ise huzurdaki davanın manevi tazminatın bölünemezliği ilkesine aykırı olarak ikame edilmiş olduğu, ayrıca talep edilen faizin hangi alacak için hangi tarihten itibaren talep edildiğinin belirtilmediği o nedenle huzurdaki davanın ikame edildiği tarihten itibaren faizin işletilebileceği ve işletilecek faizin ticari faiz değil yasal faiz olması gerektiği; huzurdaki davadaki taleplere ilişkin olarak---- üzerinden ileri sürülen talep nedeniyle davacının mükerrer tahsilat çabası içinde olduğu; asıl alacak için yapılan davanın zaman aşımını kesmediği ve huzurdaki davanın tabi olduğu iki yıllık zaman aşımı süresinin geçtiği ileri sürülerek davanın reddine karar verilmesi istenmiştir.
Davalı ... adına herhangi bir cevap verilmemiştir.
İbraz edilen Hukuk Uyuşmazlıklarında --- dosya numarası ----- tarihinde yapılan başvurunun taraflarla ilgili olduğu, tarafların davete uyduğu ancak görüşme sonunda anlaşma sağlanamadığına dair --- tarihli son tutanak düzenlendiği arabuluculuğa başvuruya ilişkin dava şartının yerine getirilmiş olduğu belirlenmiştir.
Davanın değerine bağlı olarak başlangıçta ---- usulüne göre ön inceleme duruşması yapılarak ve davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı yönündeki itiraz yerinde görülmeyerek davalı şirket vekilinin davanın usulden reddine yönelik talebin reddine de karar verilmek suretiyle tahkikata geçilerek gerekli deliller toplanıp rapor temini yoluna gidilmiş olup bilirkişi tarafından düzenlenen -----Karar sayılı dosyasında hükme bağlanan sürekli iş göremezlik ve bakıcı gideri karşılığı olarak toplam ---- olay tarihi ile söz konusu kararın --- tarihi arasında işlemiş olan ticari temerrüt faiz miktarının ---- ve aynı kararda davacı yönünden hükme bağlanan 100.000,00 TL manevi tazminatın aynı tarihler arasındaki işlemiş ticari temerrüt faiz miktarının ise 46.856,16 TL olduğu hesaplanarak ulaşılan kanaat açıklanmış olup davacı vekili tarafından 02/09/2021 tarihli dilekçe ile harcı da yatırılmak suretiyle rapor doğrultusunda talep toplam --- artırılmıştır.
Davalı şirket vekili tarafından rapora ve talep artırımına karşı itiraz dilekçesi sunularak cevap dilekçesindeki savunmalar doğrulusunda itirazlarda bulunulmuş ve özellikle davanın belirsiz alacak davası olarak görülemeyeceği itirazı tekrar edilmiştir.
Söz konusu talep artırımına bağlı olarak ---ara karar ile dosyanın değere bağlı olarak --- edilmesine karar verildiğinden --- tarihinde oluşturulan "Heyete Tevdi Nedeniyle Ek Tensip Tutanağı" ile:
"...
GGD :
1-Değere bağlı olarak davanın bundan sonraki yargılamasının ----arafından yürütülmesine,
2-Davanın tahkikat aşamasında olduğuna,
3-Davanın bundan sonraki yargılamasının yazılı yargılama usulüne göre yürütülmesine,
4----- dosyasına yazılan ------- müzekkere cevabının beklenmesine,
5-Tahkikat duruşması tayin edilmesi gerektiğine,
6-Her ne kadar bu konuda 21/10/2021 tarihli duruşmada ara karar oluşturulmuş ise de bütün ihtimaller yönünden de meselenin aydınlatılması bakımından geçecek sürenin değerlendirilmiş olması yönünden ek rapor alınmasına gerek olmadığına ilişkin ara karardan dönülmesine ve buna göre sonuçta ihtimale göre yasal faiz hesabının yapılarak itirazların da aydınlatılması yönünden ek rapor düzenlenmesi için dosyanın aynı bilirkişiye verilmesine,
7-Ek rapor ibraz edildiğinde tebliğine,
8-Duruşma gününün ---- edilmiş olduğuna,
9-Tayin edilen duruşma günü ve saati ile birlikte bu ek tensip örneğinin taraf vekillerine tebliğine,
10-Yukarıdaki karar doğrultusunda bu ek tensip tutanağı örneği de eklenmek suretiyle duruşma günü ve saatinin tebliği için taraf vekilleri adına çıkarılacak davetiyeler ile:
HMK. Madde 147 düzenlemesi gereğince; tahkikat duruşmasına gelmesi aksi halde belirlenen gün ve saatte geçerli bir özrü olmadan Mahkemede hazır bulunmadığı takdirde, duruşmaya yokluğunda devam edileceği ve yapılan işlemlere itiraz edemeyeceği, tahkikatın sona erdiği duruşmada sözlü yargılamaya geçileceği, sözlü yargılama için duruşmanın ertelenmesi halinde ayrıca davetiye gönderilmeyeceği ve 150 nci madde hükmü saklı kalmak kaydıyla, yokluğunda hüküm verileceğinin ihtar edilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi."
şeklinde ara kararlar oluşturulup yazılı yargılama usulü gerekleri de gözetilerek tahkikat duruşması tayin edilmiş olup meselenin bütün ihtimaller yönünden aydınlatılması bakımından geçecek sürenin değerlendirilmiş olması yönünden ihtimale göre yasal faiz hesabı yapılarak itirazların aydınlatılması yönünden ek rapor temini yoluna gidilerek gereken hususlar yönünden ek rapor alınmıştır.
----dosyanın gerekli kısımları celp edilmiş olup davacılar arasında eldeki davanın davacısı ---- yer aldığı, davalılar arasında eldeki davanın davalılarının da yer aldığı, davalı şirketin işleteni---- sürücüsü davalı ...---%100 kusurlu olduğu ve davacının %100 oranında maluliyeti olduğu kabul edilerek --- Karar sayılı kararla sürekli iş göremezlik ve bakıcı giderlerine ilişkin talepler yönünden toplam --- manevi tazminata hükmolunarak gerekçede dava dilekçesinde faiz talebinde bulunulmamış olması nedeniyle belirsiz alacak niteliğinde dava yönünden verilen bedel artırım dilekçesi ile de dava dilekçesinde hiç yer almayan faiz talebinin sonradan eklenmesinin mümkün olmadığı ve ıslah iradesinin de bulunmadığı gerekçesi ile faize hükmedilmediğinin belirtildiği ve bu kararın safahattan geçerek kesinleşmiş olduğu belirlenmiştir.
Eldeki dava söz konusu---Karar sayılı kararla hükme bağlanan ve yukarıda belirtilen bedeller yönünden sonuçta cismani zarar nedeniyle tazminatın fer'i niteliğinde faiz talebine ilişkin olup böyle bir talebin belirsiz alacak davasına konu olup olamayacağının irdelenmesi gerekmiştir.
HMK. madde 107 düzenlemesi ve konuya ilişkin cevap dilekçesine de yansıyan yargısal uygulama, daha önce hükme bağlanan tazminatların fer'i niteliğinde ve sadece faiz talep edilmiş olması, hesaba esas tarihlerin, ------- bilinebileceği; davanın açıldığı tarihte alacağın miktarının belirlenebilmesinin davacıdan beklenemeyeceğine veya bunun imkansız olduğuna ilişkin yasal şartların somut olayda bulunmadığı ve davanın belirsiz alacak davası olarak görülemeyeceği, bu nedenle belirsiz alacak davası yönünden hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ise de---- görüşe iştirak etmemiştir.
Sonuç olarak davanın hükme bağlanan cismani zarar nedeniyle tazminatın fer'i niteliğinde faiz talebine ilişkin olması ve belirsiz alacağa ilişkin HMK. madde 107 düzenlemesi birlikte değerlendirildiğinde davanın belirsiz alacak davası olarak görülemeyeceği kanaatine varıldığından belirsiz alacak davası yönünden hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine ilişkin olmak üzere oy çokluğu ile aşağıdaki şekilde karar verilmiş olup öncelikli bu dava şartına bağlı olarak karar verilmiş olması nedeniyle sair hususların irdelenmesine gerek olmamıştır.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Belirsiz alacak davası yönünden hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine,
2-Peşin harç ve tamamlama harcının toplamından maktu karar harcının mahsubu ile artan 2.369,00 TL harcın kararın kesinleşmesine bağlı olarak ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan harç ve yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından yapılmış bir gider olmadığından bu konuda başkaca bir karar oluşturulmasına yer olmadığına,
5-Kararın mahiyetine bağlı olarak davalılar vekilleri için tarife gereğince belirlenen----- davacıdan alınarak davalılara müştereken verilmesine,
6-Artan avansın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
İlişkin olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı aleni olarak yapılan yargılama sonunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere diğer---- karşı oyu ve oy çokluğu ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Dava, Cismani Zarar Nedeniyle Tazminatın Fer'i Niteliğinde Faiz Talebi istemine ilişkindir.
7251 sayılı Kanunun 7’inci maddesiyle değişik Hukuk Muhakemeleri Kanununun 107’inci maddesi; “(1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. (2) (Değişik: 22/7/2020-7251/7 md.) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğunda, hâkim tarafından tahkikat sona ermeden verilecek iki haftalık kesin süre içinde davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın talebini tam ve kesin olarak belirleyebilir. Aksi takdirde dava, talep sonucunda belirtilen miktar veya değer üzerinden görülüp karara bağlanır. (3) (Mülga: 22/7/2020-7251/7 md.)” şeklindedir.
Davanın belirsiz alacak davası türünde açılabilmesi için, davanın açıldığı tarih itibariyle uyuşmazlığa konu alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak davacı tarafça belirlenememesi gereklidir. Belirleyememe hâli, davacının gerekli dikkat ve özeni göstermesine rağmen, miktar veya değerin belirlenmesinin kendisinden gerçekten beklenilmemesi durumuna ya da objektif olarak imkânsızlığa dayanmalıdır.
Diğer taraftan, belirsiz alacak davasını açan davacı, alacağı belirlenebilir hâle geldikten sonra kesin talep sonucunu mahkemeye bildirecektir. Talep sonucunun kesin olarak belirlenmesi genellikle geçici talep sonucunun artırılması şeklinde olacaktır. Kanun talep sonucunun artırılmasına açıkça izin verdiğinden, ayrıca karşı tarafın iznine veya ıslah yoluna başvurmasına gerek bulunmamaktadır. Davacı tarafça talep sonucunun kesinleştirilmesi üzerine geçici talep sonucu değil, kesin talep sonucu esas alınmalıdır. ----
Öte yandan, yine belirsiz alacak davasının Kanuna----- amacı ve davanın niteliği dikkate alındığında, dava tarihinden önce gerçekleşen bir temerrüt olgusunun bulunmadığı durumlarda belirsiz alacak davasında yargılama sonucunda miktarı tam ve kesin olarak belirlenen alacağın tümü için temerrüt, davanın açıldığı tarihte gerçekleşeceğinden faize de dava tarihinden itibaren hükmedilmesi gerekir.
Belirsiz alacak davasında zamanaşımı süresi alacağın tamamı için davanın açıldığı tarihten itibaren--- temerrüt sebebiyle faiz talebi de davanın açıldığı tarihten itibaren istenebilmektedir. Alacağın geri kalan kısmının talep edilebilmesi için ise davalı tarafın iznine veya ıslah yoluna başvurulmasına gerek bulunmamaktadır----
Yukarıda yapılan açıklamalar ve yapılan yargılama ışığında somut olaya baktığımızda ;öncelikle davacının açmış olduğu işbu davanın belirsiz alacak davası niteliğinde olduğu tartışmasızdır. Taraflar arasında bulunan ve mahkememiz heyetine de yansıyan uyuşmazlık ise davanın belirsiz alacak davası olarak açılıp açılamayacağı noktasındadır. Davacı----- tarafından ----- tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle ağır şekilde yaralanmasına nedeniyle davalılar aleyhinde açılan maddi ve manevi tazminat davası sonucunda ------- sayılı ilamı ile davacılar lehine maddi ve manevi tazminatlara hükmedilmiş ve karar -----ile icra ve infaz edilmiştir. Ancak hemen ifade edilmelidir ki anılan mahkeme kararı işbu davanın açıldığı 23/06/2020 tarihi itibariyle istinaf incelemesi aşamasında olup henüz kesinleşmemiştir. Davacı taraf işbu davada asıl davada istenmediği için hükümde yer almayan faiz alacağını ek bir dava ile talep etmektedir. Dava tarihi itibariyle kesinleşmediği aşikar olan ilk kararın ve davacı lehine hükmedilen parasal miktarların İstinaf ve Yargıtay incelemesi aşamasında değişmesi ihtimali her zaman vardır. Kaldı ki, asıl davada kusura dayalı takdiri indirimlerin uygulandığı, maddi tazminat yanında davacı lehinde manevi tazminata da hükmedilmiş olup, manevi tazminat tamamen takdire bağlı olduğundan kararın kaldırılması veya bozulması halinde asıl alacak kısmen veya tamamen değişeceğinden kuşkusuz ona bağlı olarak istenen faiz alacağı ve miktarı da değişecektir. Filhakika, sonradan asıl davaya ilişkin verilen kararın onaylanarak kesinleşmesinin, davanın açıldığı tarihteki hal ve şartlara bir etkisi olamaz. Öte yandan olayda taraflar arasında faiz tür ve oranı da tartışmalı olup, bu husususun da yargılama sırasında belirleneceği pekala söylenebilir. Bu cümleden hareketle faiz hesabı her zaman herkesin kolayca yapabileceği veya herkesten yapması ----- olmayabilir. Buna ilişkin tespitin olayda olduğu gibi bilirkişi incelemesine bağlı olarak tespit ve tayin edilmesi gerekebilir. Dolayısıyla yargılama sırasında faizin miktarının bilirkişi raporuyla belirlendiği gözetildiğinde bile davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında davacının hukuki yararının bulunduğu yekten kabul edilmelidir. Hasılı, her dava açıldığı tarihteki hukuki şartlara göre değerlendirilip hükme bağlanır olarak ifade edilen temel hukuk ilkesi nazarında ilk bakışta ve anda işbu davanın, sonrası bir yana, açıldığı tarihteki şartlara göre belirsiz alacak davası olarak açılabileceği aksi yöndeki değerlendirmenin Anayasal ve yasal düzenlemelere ve özelde de AYM ve AİHM kararlarına da sıklıkla yansıdığı üzere hak arama hürriyetine ve adil yargılanma hakkına (hukuki dinlenilme hakkı) aykırı olacağı ve böylece hak kaybına sebep olacağı düşüncesiyle; eldeki davanın talep artırım dilekçesi doğrultusunda kabulüne karar verilmesi gerekirken, Mahkememiz sayın çoğunluğun davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında davacının hukuki yararının bulunmaması nedeniyle davanın usulden reddine yönelik verdiği kararında mutabık kalınmamıştır.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.