17. Hukuk Dairesi 2019/253 E. , 2019/11594 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı ... ve ..."nın ... İlçesi İlçe Jandarma Komutanlığı emrinde askerlik görevini yaptığı, 18/09/2005 tarihinde askeri araçla çıktıkları görev sırasında maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini ve müvekkil kurumun zarara uğradığını, kazanın araç komutanı olarak davalı ..."nın görevini gereği gibi yerine getirmemesi ve araç sürücüsü davalı ..."nın da kusuru nedeniyle meydana geldiğinin tespit edildiği, kaza neticesinde 5.332,24 TL araç bedeli ile kaza sırasında aracın yanması neticesinde araçta bulunan diğer malzemelerin de yanması ile oluşan toplam 6.001,81 TL zararının Askeri Mahkemenin 08/06/2010 gün ve 2010/60 Esas, 2010/361 K. sayılı kararı ile saklı tutulmasına karar verilmiş olup bu zararın sorumlu olan davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece; davalı ... yönünden davanın reddine, davalı ... yönünden davanın kabulü ile talep edilen 6.001,81 TL"nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."ndan alınmasına karar verilmiş, hüküm; davacı vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-1186 Sayılı HUMK"nun 388 ve 389. maddeleri ile 6100 Sayılı HMK"nun karşılık 297/1-2 maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerektiği gibi, HUMK"nun 388/3. maddesi gereğince (HMK 297/c) hükmün gerekçesinde tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin gösterilmesi gerekir.
Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiği T.C. Anayasası"nın 141/3. maddesinde de açıkça belirtilmiştir.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
Zira, tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri, davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini bilmeleri gerekir.
Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır.
Somut uyuşmazlıkta, mahkeme kararının gerekçesinde “... davalı ... yönünden davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve davada bilirkişi raporları ve beyanlar doğrultusunda ..."nın herhangi bir kusurunun bulunmadığından davanın ... yönünden reddine karar vermek gerekmiş...” yazıldığı halde hükümde “davalı ... yönünden davanın reddine, davalı ... yönünden davanın kabulüne...” denilerek gerekçeli kararın gerekçesi ile sonucu arasında çelişki yaratıldığı görülmektedir. Bu durum, Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 298. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas-1992/4 Karar Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde, başka hiçbir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edildiğinden kısa karar ve hüküm fıkrası ile hükmün gerekçesi arasındaki çelişkinin giderildiği bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre davacı vekili ve davalı ..."nın sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün resen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin ve davalı ..."nın sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."na geri verilmesine 05/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.