
Esas No: 2021/101
Karar No: 2022/246
Karar Tarihi: 29.03.2022
BAM Hukuk Mahkemeleri Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/101 Esas 2022/246 Karar Sayılı İlamı
T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/101 Esas
KARAR NO : 2022/246
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/02/2021
KARAR TARİHİ : 29/03/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞNÜLDÜ;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında akdedilmiş olan mesafeli satış sözleşmesi kapsamında; vekileden şirket tarafından davalıya verilen ve 05/08/2020 tarihinde onaylanan sipariş üzerine davalıdan ... ürünü satın alındığını, ürün bedeli olan 5.445,00-TL davalıya ... Banka'sı aracılığı ile havale edilmek suretiyle ödendiğini, Sipariş verildikten sonra 14/08/2020 tarihinde ürünün vekiledene teslim edildiğini, bu kapsamda aynı gün drone ile yapılan denemeler sırasında cihazın kamera sisteminin çalışmasının düzenli olmadığının görüntü alınamadığının tespit edildiğini, vekiledeni tarafından davalıya derhal telefon yoluyla ihbar edildiğini ve cihazın kendilerine gönderilmesinin sağlandığını, bunun üzerine davalı tarafından ürün kendilerine teslim edildikten sonra oluşturulan servis kaydının taraflarına ulaştığını, Vekiledeninin bedel iadesi talep etmişse de davalı çalışanlarınca bedel iadesi yapılamayacağı cihazın tamir edileceği ya da yenisinin gönderileceğinin beyan edildiğini, vekiledeni tarafından cihaz davalıya ulaştıktan sonra kısa aralıklarla akıbeti hakkında bilgi talebinde bulunulduğunu bu sürecin yaklaşık olarak 2 hafta sürdüğünü, üründeki arızanın giderilemeyecek durumda olduğu ve açık bir yazılım hatası dolayısı ile kullanımının mümkün olamayacağı, yeni ürün gönderileceğinin bildirildiğini, buna rağmen davalı tarafından cihazın yenisinin gönderilmediğini, ürünün yazılım sorununun düzeltildiğinin belirtildiğini, uyuşmazlığa konu ürün ayıplı mal olup, 09.09.2021 tarihli, davalı firma yetkilisi tarafından vekiledenine atılan mailden de bu hususu davalının ikrar ettiği kabul edilmesi gerektiğini, TBK uyarınca satıcının ayıptan doğan sorumluluğunun bir takım şartların gerçekleşmiş olması gerektiğini, vekiledene gönderilen işbu ayıplı ürünün iadesinin kabul edilmesi, davalarının kabulü ile; davalı tarafından vekiledene gönderilen ayıplı ürünün iadesinin kabul edilerek vekileden tarafından ödenen 5.445,00-TL'nin sözleşmeden cayma tarihinden itibaren işleyecek olan en yüksek yasal faizi ile birlikte iadesine hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 6502 sayılı TKHK md. 3'te herhangi bir sınırlama getirilmeksizin tüzel kişinin de ticari veya mesleki amaçla hareket etmesi halinde tüketici olarak kabul edilebileceğinin düzenlendiğini, yetki itirazları olduğunu, yetkili mahkemenin davalının adresinin İstanbul olması nedeniyle Bakırköy Adliyesi Yargı çevresinde olduğunu. HMK 119. maddesi uyarınca dava dilekçesinin zorunlu unsurlarının sayıldığını, davanın dayandığı meri hukuki sebeplerin de belirtilmesi gerektiğini, Davacı "sair yasal mevzuat" demek sureti ile ihtilafın çözümünde hangi yasal sebeplere dayanılması gerektiği noktasında bir hukuki sebep belirtmediğini, dolayısı ile HMK 119/g fıkrasında belirtilen eksikliğin 119/2. maddesinde belirtilen giderilebilecek eksikliklerden sayılmadığı için doğrudan davanın açılmamış sayılması gerektiğini, huzurdaki davaya bakmakta Sayın Mahkemenin görevli olduğunun kabulü halinde ayıp ihbarına ilişkin yasal düzenlemeler kapsamında ayıp ihbarında bulunulması gerektiğini, Dava konusu cihazın ayıplı olduğuna dair bir tespit sunulmadığı gibi davacının ürünü muayene için müvekkiline göndermediğini, Müvekkilinin dava konusu cihazların ithalatını yaptığını, iç piyasaya pazarladığını, davaya konu ürünün istihbarat, terör, medya, eğlence vs alanlarda kullanılan son derece profesyonel (arge-üretim-montaj vs tüm aşamalarda bir çok testten geçtikten sonra piyasaya sürülen) bir ürün olup kullanıcının bariz hatası olmadıkça arıza vermeyecek derecede kalite standardına sahip olduğunu, müvekkile gönderilen/teslim edilen bir cihaz bulunmadığı gibi süresinde ayıp ihbarı da yapılmadığını, Davacının yasal süresi içinde usulüne uygun olarak mesafeli satış sözleşmesinden cayma hakkını kullanmadığını, davanın usulden reddine, Esasa geçilmesi halinde davacı ayıp ihbarında bulunmadığı ve davaya konu cihazın ayıplı olduğuna dair bir tespit ya da bilirkişi raporu sunmayıp tahlil için de müvekkile cihazı teslim etmediğinden huzurdaki davanın açılmasına müvekkil hiçbir şekilde sebebiyet vermediğini, belirtilen ve sair Yüksek Mahkemece değerlendirilecek sebeplerle davanın esastan reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya tahmil kılınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; satış sözleşmesinden dönme ve bedel iadesi istemine ilişkindir.
Davalı taraf her ne kadar davanın Tüketici Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini savunmuş ise de satışın taraflarının ticari şirketler olduğu, faturanın davacı şirket adına düzenlendiği, TTK'nun 4. maddesi gereği mahkememizin görevli olduğu anlaşılmakla davalının görev hususunda savunmasına itibar edilmemiş, yargılamanın esasının incelenmesine geçilmiştir.
Taraflarca ürüne konu satış sözlemesi örneği, fatura ve yazışmalar ile gönderi evrakları dosyaya ibraz edilmiştir.
Mahkememizce mahallinde Makine Mühendisi bilirkişi marifetiyle keşif yapılmış, makine mühendisi ... tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak; ... ürün ile ilgili olarak; üründe bağlantı hatalarının olduğu, ekranında DISCONNECT uyarısının olduğu, bağlantı sağlansa dahi kamera açmada sorunlar olduğu ve dronun kamerayı açmadığı, Bu arızanın tespitinin önceden mümkün olmadığı, cihazı kullanarak mümkün olabileceği, mevcut bilgi ve belgelerden mevcut ayıbın kullanıcı kaynaklı olmadığı görüş ve kanaatine varmıştır.
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki satış sözleşmesi uyarınca davacının satın aldığı üründe davacının iddia ettiği şekilde ayıpların mevcut olup olmadığının tespiti ile varsa bu ayıplar nedeniyle davacı lehine seçimlik haklarını kullanma şartlarının ve bu arada diğer zararları isteme şartlarının oluşup oluşmadığı, noktalarında toplanmaktadır.
Dosyanın incelemesinde; davacı ile davalı arasında 05-08-2020 tarihindeki siparişe istinaden, ... ürünün satışının yapıldığı, 14/08/2020 tarihinde davacıya teslim edildiği, 18-08-2020 tarihli faturanın davalı şirket tarafından düzenlendiği, ürünün ayıplı çıktığı gerekçesiyle 20/08/2020 tarihinde davalıya tamir için geri gönderildiği, 24/08/2020 tarihinde davalıya teslim edildiği, 28/08/2020 tarihinde ise servis kaydının oluşturulduğu ve sonrasında 08/09/2020 tarihinde davacıya tekrar geri gönderildiği anlaşılmıştır. Akabinde 09/09/2020 tarihinde ...< ...com> isimli kişi ile alıcı ...com arasında geçen mail yazışmalarında "servisimize göndermiş olduğunuz fimi x8 se üründe yazılım problemi tespit edilmiş olup, güncel yazılım ile düzeltilip tarafınıza iletilmiştir. Fakat aldığımız geri dönüş sonucu hatanın tekrarlandığını görmekteyiz Eğer ürünün tarafımıza gönderimini sağlarsanız ürünün değişimi tarafımızca gerçekleştirilecektir." şeklinde iletişimin bulunduğu görülmüştür. Davacının sözleşmeden dönerek bedel iadesi talep ettiği, davalının malların ayıplı olmadığını ve ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını belirterek davanın reddini istediği, mahkememizce 03/09/2021 tarihinde keşif yapıldığı, 13/09/2021 tarihli bilirkişi raporunda, malın ayıplı olduğu, ayıbın önceden tespitinin mümkün olmadığı kullanmakta ortaya çıkabilceği, kullanıcı hatasında kaynaklanmadığının belirtildiği anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK'nın 23-(1)-c) maddesi uyarınca; alıcı, malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise (2) gün içinde, açıkça belli değil ise malı teslim aldıktan sonra (8) gün içinde incelemek veya incelettirip mal ayıplı çıkar ise bu süre içinde ayıbı ihbar etmelidir. İhbar ise aynı kanunun 18-(3) maddesi uyarınca, noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemiyle yapılmalıdır.
Olağan muayene ile tespit edilemeyen gizli ayıp bulunduğu hallerde de, 6098 sayılı TBK'nın 223-(1) maddesine göre, alıcı devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkan bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. Taraflar tacir olduğuna göre bu bildirim yukarıda açıklandığı üzere, 6102 sayılı TTK'nın 18-(3) maddesindeki usul ile yapılmalıdır.
Satış sözleşmesinde ayıba ilişkin hükümler 6098 sayılı TBK'nın 219 vd. maddelerinde düzenlenmiştir.
6098 sayılı TBK'nın 219. maddesine göre; satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile, onlardan sorumludur. Aynı Kanun'un 222. maddesine göre; satıcı, satış sözleşmesinin kurulduğu sırada alıcı tarafından bilinen ayıplardan sorumlu olmayıp, alıcının satılanı yeterince gözden geçirmekle görebileceği ayıplardan da, ancak böyle bir ayıbın bulunmadığını ayrıca üstlenmişse sorumlu olacağı hüküm altına alınmıştır.
Ayıp halinde alıcının hakları 6098 sayılı TBK'nın 227-(1) maddesinde; "Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme, Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, İmkan varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme" olarak sayılmıştır. Alıcının genel hükümlere göre tazminat hakkının saklı olduğu da hüküm altına alınmıştır (m.227/1).
Tüm dosya kapsamının ve yukarıdaki yasa maddelerinin incelenmesi neticesinde; Ayıp ihbarının süresinin belirlenebilmesi için öncelikle ayıbın niteliğinin bilinmesi gerekmektedir. Mahkememizce alınan bilirkişi raporlarında ayıbın gizli ayıp olduğu belirtilmiştir. Davalı, malların ayıplı olmadığını ileri sürmüş ise de keşifte çekilen fotoğraflara ve yapılan incelemelere göre ürünün bilirkişi raporunda belirtilen şekilde, bağlantı hatası verdiği, bağlantı sağlansa da kamerasının çalışmadığı, gizli ayıplı olduğu kanaatine varılmıştır. Zira taraflarca geçen mail yazışmasında da ürünün tamir sırasında yazılım hatasının bulunduğu kabul edilmiştir. Nitekim belirtilen ayıplar satımdan sonra zaman içinde ortaya çıkabilecek nitelikte kusurlardan kaynaklanmamaktadır.
Gizli ayıp halinde, ayıp ihbarının ayıbın öğrenilmesi üzerine uygun bir süre içinde yapılması gerekir (TBK m.223). Davacının ürünü teslim aldıktan hemen sonra tamir için davalıya gönderdiği ve servis kaydının oluşturulduğu görülmekle ayıp ihbarının süresinde yapıldığının kabulü gerekmiştir.
Davacı, gizli ayıp nedeniyle süresinde ayıp ihbarı yaptığına göre; ayıp nedeniyle davacı/alıcının seçimlik haklarını kullanma koşullarının oluştuğu, davacının sözleşmeden dönme ve bedel iadesini talep ettiği görülmekle davanın kabulü ile bedel iadesine karar verilmesi gerekmiştir.
Davacı tarafın faiz talebi konusunda ise, cihaz halen davacıda bulunduğundan ve cihaz davalıya teslim edilmediği sürece davalının temerrütü oluşmayacağından faizin başlangıç tarihi olarak cihazın davalıya teslim tarihi kabul edilmiştir.(Yargıtay ... Hukuk Dairesinin ... Karar sayılı kararı da benzer mahiyettedir.)
Yukarıda açıklanan tüm gerekçelerle davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ ile; ... marka model drone davalıya iadesi ile satış bedeli olan 5.445,00 TL'nin cihazın davalıya teslim tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 371,95-TL Harçtan peşin alınan 92,99-TL'nin mahsubu ile eksik kalan 278,96-TL nin davalıdan alınarak, hazineye irad kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu ilk dava gideri 160,79-TL ile posta ve müzekkere ücreti ile bilirkişi ücreti, keşif harcı 1.140,60-TL olmak üzere toplam 1.301,39-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.320,00 TL'nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan bakiye kısmın HMK 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra masrafı kendisine ait olmak üzere tarafların göstereceği bir IBAN/hesap numarasına yatırılmasına ancak hesap numarası bildirilmemiş veya bildirilmez ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine veya taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... yüzüne karşı verilen karar KESİN olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı 29/03/2022
Katip ...
E imzalı
Hakim ...
E imzalı
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.