10. Hukuk Dairesi 2016/15341 E. , 2019/8970 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, Kurum işleminin iptali ile Kuruma borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Davanın yasal dayanaklarından olan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu"nun; 2. maddesinde, bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanların bu Kanuna göre “sigortalı” sayılacağı belirtildikten sonra, 3. maddesinde, kimlerin bu Kanunun uygulanmasında sigortalı sayılmayacakları ve hangi kişiler hakkında da bazı sigorta kollarının uygulanmayacağı açıklanmış, 6. maddesinde, çalıştırılanların, işe alınmalarıyla kendiliğinden “sigortalı” olacakları, sigortalılar ile bunların işverenleri hakkında sigorta hak ve yükümlerinin, sigortalının işe alındığı tarihten başlayacağı, bu suretle sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamayacağı ve vazgeçilemeyeceği, sözleşmelere, sosyal sigorta yardım ve yükümlerini azaltmak veya başkasına devretmek yolunda hükümler konulamayacağı öngörülmüş, 79. maddesinin onuncu fıkrasında, yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca belirlenmeyen sigortalıların, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile kanıtlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayılarının dikkate alınacağı bildirilmiş, 108. maddesinde, malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında dikkate alınacak sigortalılık süresinin başlangıcının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı Kanun"lara veya bu Kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarih olduğu yönünde düzenleme yapılmıştır.
Sigortalı statüsünde olmayan, sigortalı niteliği taşımayan bir kimsenin sigortalılık süresinden söz etme olanağı bulunmamaktadır. Olağan olarak sigortalılık niteliği, taraflar arasında iş sözleşmesi ilişkisinin kurulması ve çalışmaya/çalıştırılmaya başlanması ile kazanılmakta olup, yazılı olarak düzenlenen veya sözlü olarak benimsenen sözleşme ile birlikte, sigortalılığın oluşumu yönünden eylemli (fiili = gerçek) çalışma olgusunun varlığının da kanıtlanması gerekmektedir. Kuruma verilen ve çalışmayı (hizmeti) ortaya koyabilecek belgeler; gerek 506 sayılı Kanun"da, gerek 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu"nda, gerekse anılan Kanunlara dayanılarak hazırlanan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği (SSİY)"nde açıklanmış olup, sigortalılıktan söz edilebilmesi için, eylemli çalışmanın varlığı, hizmet tespiti davaları yönünden kabul edilen yöntem ve ilkelere uygun biçimde saptanmalıdır. Bu tür sigortalı hizmetlerin belirlenmesine ilişkin davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunlu olup, mahkemece, tarafların gösterdiği/sunduğu deliller ile yetinilmemeli, 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun ilgili hükümleri esas alınarak kendiliğinden araştırma ilkesi benimsenmeli, sigortalılığın kabulü ve hüküm altına alınabilmesi için mutlak koşul niteliğindeki hizmet akdinin ve eylemli çalışmanın varlığı ortaya konulmalıdır.
Somut olayda; Kurumca, 17/09/2012 tarihli Kontrol Memurluğu Raporuna istinaden 08/06/2010-12/03/2011 döneminde bildirimi yapılan sigortalıların, fiili çalışmasının söz konusu olmadığı gerekçesiyle, bildirimlerinin iptal edildiği, 08/06/2010-12/03/2011 döneminde yapılan yersiz sağlık giderinden dolayı borç çıkartıldığı, istemin ise Kurum işleminin iptali istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece yapılacak iş;
1-Davacının sigorta bildiriminin yapıldığı ... Pırlanta Soğ. Sis. ve Zir. Ürn. San. Ltd. Şti.’nin ticaret sicil kayıtları, şirket mükellefiyet kayıtları gözetilip öncelikle iptale konu dönemde bildirim yapılan şirketin faal olup olmadığı, hukuki varlığını sürdürüp sürdürmediği, Kurum tespit ve bulgularının aksinin aynı derecede somut, inandırıcı, gerçeklere dayalı delillerle kanıtlanması gereğinden hareketle, dava konusu hizmetlere ilişkin olarak aylık prim ve hizmet belgelerinde kayıtlı olup sigortalılıkları kurumca geçersiz sayılmayan bordro tanıklarının bilgi ve görgülerine başvurulmalı, aynı çevrede faaliyet yürüten işverenler ve çalışanlar yöntemince belirlenerek dinlenilmeli, belirdiği takdirde tanık anlatımları arasındaki çelişkiler giderilmeli, işyerinin faaliyeti ve kapasitesi, çalışma şekli ve düzeni, davacının yaptığı işin ne olduğu, nasıl yerine getirildiği, günlük/haftalık çalışma saatleri saptanmalı, işyerinin fiilen faal olup olmadıkları belirlenmeli, işyerlerinin ticari faaliyetinin kapsamına, ticaret ve çalışma hayatının gerçeklerine göre, çekişme konusu dönemlerde Kuruma bildirildiği kadar sigortalının bu işyerlerinde çalışıp çalışamayacağı araştırılmalı, ... 2 Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/247 E sayılı dosyasından alınan şüpheli ve tanık anlatımları da değerlendirilmek suretiyle bir irdeleme yapılmalıdır.
2- Yukarıdaki sayıların hususlar araştırılarak dava dışı ... Pırlanta Soğ. Sis. ve Zir. Ürn. San. Ltd. Şti.’nin toplanan bilgi ve belgeler ile faal ve hukuki varlığını sürdürdüğünün belirlenmesi halinde ise; Davacının geçerli bir şirket hisse devir sözleşmesi ile ortak olup olmadığı ve şirket ortaklığı süresi net olarak belirlenmeli,
3- ilk iki bent te sayılan eksikliklerin yerine getirilmesinden sonra, Davacının, 5510 sayılı Yasa"nın 53. maddesi de irdelenmek suretiyle hangi kapsamda sigortalı olacağı belirlenmeli, bu kapsamda sigortalılığın belirlenmesi halinde de davacının talebi yönünden prim ödemeleri de gözetilerek talebi hakkında irdeleme yapılmalı ve sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 21/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.