16. Hukuk Dairesi 2015/21071 E. , 2018/2269 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "hükmüne uyulan bozma ilamı gereğinin yerine getirilmediği belirtilerek, mahkemece Hazine tapusunun oluştuğu 1991 yılından önceki tarihlere ait hava fotoğrafları temin edilerek dosya keşfe hazır getirildikten sonra, mahalli bilirkişiler, taraf tanıkları, tespit bilirkişileri, Hazine tapusunun dayanakları arasında bulunan 12.06.1991 tarihli tutanakta adı geçen kişilerden sağ olanlar, ziraatçi, fen ve jeodezi veya fotogrametri uzmanı harita mühendisinden oluşacak bilirkişiler aracılığıyla yeniden keşif yapılması, yapılacak keşifte fen bilirkişi aracılığıyla kadastro tespitinin mahalli bilirkişiler ve zilyetlik tanıklarından tapu kaydının oluştuğu tarihten geriye doğru öncesinin ne olduğunun, kim tarafından kullanılmaya başlandığının, zilyetliğin kimden kime ne şekilde geçtiğinin, çekişmeli taşınmazın herhangi bir kamu hizmetine tahsis edilip edilmediğinin, tek tek ve olaylara dayalı olarak sorulup saptanması, tapu kaydının kapsamında kalan bölümler yönünden Hazine tapusunun dayanakları arasında bulunan 12.06.1991 tarihli tutanakta adı geçen kişilerden sağ olanların dinlenip taşınmazın öncesi ve niteliği hakkında beyanlarına başvurulması, beyanlar arasında çelişki oluşması ya da tespit tutanağına aykırı bir sonuca ulaşılması halinde çelişkinin yüzleştirme yapmak veya tespit bilirkişileri dinlenilmek suretiyle yöntemince giderilmesi, tüm deliller birlikte değerlendirilerek davacı yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. maddesindeki koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği tereddütsüz olarak belirlenerek karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 189 ada 37 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi raporunda (B) harfi ile gösterilen 101,76 metrekare ve (C) harfi ile gösterilen 117,94 metrekarelik bölümün kadastro tespitinin iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; çekişmeli taşınmazın fen bilirkişi raporunda (B) ve (C) harfleri ile gösterilen bölümleri üzerinde davacı yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Mahkemece yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarında; dava konusu taşınmaz bölümlerinin Hazine tapusunun oluştuğu 1991 tarihinden geriye doğru 20 yıldan fazla süredir davacı ... ve öncesinde babası tarafından kullanıldığı ve zilyet oldukları belirtilmiş ise de; Harita mühendisinin 24.08.2015 havale tarihli raporunda, 1991 tarihli iki ayrı hava fotoğrafına göre dava konusu taşınmazda sözü edilen tarihte herhangi bir yapı bulunmadığı ve üzerininde ekili olmadığı bildirildiği gibi, Hazine tapusunun dayanakları arasında bulunan 12.06.1991 tarihli tutanakta da “taşınmazın etrafının taş duvarla bir ay önce çevrilmiş olduğu, kimsenin mülkiyet iddiasında bulunmadığı” belirtildiğine ve bu durumun aksi de iddia ve ispat edilemediğine göre Hazine"nin tapu kaydının oluşum tarihi olan 1991 tarihine kadar davacı yararına 3402 sayılı Yasa"nın 14. maddesinde yer alan zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği kanıtlamadığından, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 30.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.