
Esas No: 2022/315
Karar No: 2022/1050
Karar Tarihi: 28.03.2022
BAM Hukuk Mahkemeleri Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/315 Esas 2022/1050 Karar Sayılı İlamı
T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/315 Esas - 2022/1050
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/315 Esas
KARAR NO : 2022/1050
HAKİM : ...
KATİP : ...
DAVACI :...
DAVALI : ...
DAVA : Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/03/2022
KARAR TARİHİ : 28/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle;... Ziraat Bankası...numaralı hesabından..... işlem tarihinde Akbank T.A.Ş bankasına ait ... isimli müşteriye ait ...banka hesabına 55.000,00 TL tutarında hatalı para transferi işlemi olduğunu, yapılan hatalı eft tipi para transferi farkedildiğinde 07/03/2022 tarihine Ziraat Bankası Sakarya Bosna Şubesine hatalı para transfer işlemi itirazı yapıldığını, bahse konu 55.000,00 TL paranın tarafına iade edilmediğini, itiraza konu olan işlemin sehven yapıldığını,... ile aralarındaki ticaretten dolayı alacaklarını tahsil edemediğini ve icra takipleri başlatıldığını, buna ilişkin taahhüt verildiğini ancak verilen taahhütleri de ödemeyerek kötü niyet sergilediğini, bundan kaynaklı İcra Ceza Mahkemesinde hukuki dava süreci başlatıldığını, sehven yapılan para transferindeki ...'a ait TR...banka hesap numarasına... numaralı Sakarya...İcra Dairesi tarafından 25/10/2021 tarihinde Akbank T.A.Ş'ne haciz ihbarnamesi gönderildiğini, izah edilen nedenlerle ....Ltd.ŞTi tarafından sehven yapılan para transfer işlemi neticesinde 55.000,00 TL tutarındaki paranın ...'a ödenmemesi ve paraya bloke konulmasını, sehven yapılan para transferinin iadesini talep ve dava etmiştir.
Olaya ilişkin yasal düzenlemeler ve yargı içtihatları değerlendirilecek olursa; 6102 sayılı TTK’nın “Dava şartı olarak arabuluculuk” başlıklı 5/A maddesine göre; “ Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmündedir.
Yine 6325 sayılı HUAK’ın “Dava şartı olarak arabuluculuk” başlıklı 18/A maddesine göre; “ İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmündedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 15.09.2020 tarih 2017/10-2695 esas, 2020/587 karar sayılı ilamında; “30... Aynı Kanunun 3. maddesinde düzenlenen arabuluculuk dava şartının tamamlanabilir nitelikte olmadığı konusunda soru işareti bulunmamaktadır. Çünkü kanun koyucu 3. maddede "Arabulucuya başvurmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir." şeklinde açık düzenleme yaparak bireysel iş uyuşmazlıklarında arabuluculuk dava şartının tamamlanabilir nitelikte olmadığı konusunda iradesini net olarak ortaya koymuştur.” şeklinde tespitte bulunmuştur.
6100 sayılı HMK’nın dava şartlarını düzenleyen 114/2.maddesinde, diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğunun düzenlendiği, aynı yasanın 115/2.maddesi 1.cümlesi düzenlemesine göre ise mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.
Somut olay yukarıdaki açıklamalar ile birlikte değerlendirildiğinde; eldeki davanın, 6102 sayılı yasanın 5/A maddesinin yürürlüğe girdiği 01.01.2019 tarihinden sonra, 09.03.2022 tarihinde açıldığı, konusunun bir miktar paranın ödenmesine yönelik olan eldeki dava yönünden dava tarihi itibariyle arabuluculuğun dava şartı olduğu, 6102 sayılı yasanın 5/A maddesinde dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının arandığı, Yine 6325 sayılı HUAK m.18/A’ya göre arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verileceğinin düzenlendiği, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 15.09.2020 tarih 2017/10-2695 esas, 2020/587 karar sayılı ilamında haklı olarak tespit edildiği üzere, 6325 sayılı HUAK m.18/A ile; “... Arabulucuya başvurmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir." şeklindeki düzenlemeyi içeren 7036 sayılı Kanun'un 3.maddesi için, kanun koyucunun arabuluculuk dava şartının tamamlanabilir nitelikte olmadığı konusunda iradesini net olarak ortaya koyduğunu belirttikleri, bu nedenle 7036 sayılı Kanun'un 3.maddesi ile aynı düzenlemeyi içeren HUAK m.18/A için de aynı hususun geçerli olduğu, dolayısıyla anılan dava şartı eksikliğinin sonradan giderilemeyeceği, yine özel kanun ile genel kanunun ayrı düzenlemeler içermesi halinde özel kanunun uygulanacağı ilkesine göre 6100 sayılı yasaya göre daha özel nitelikte olan 6325 sayılı HUAK’ın somut olayda uygulanmasının gerektiği, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2.maddesinin 2. cümlesinin somut olayda uygulanamayacağı anlaşılarak;
Eldeki olay bakımından dava tarihi olan 09.03.2022 tarihi itibariyle davacının arabuluculuğa başvurmadığı, 17.03.2022 tarihli muhtıraya rağmen arabuluculuk son tutanağının mahkememize ibraz edilmediği, bu nedenlerle ve yukarıda detaylandırıldığı üzere; 6102 sayılı yasanın 5/A, 6325 sayılı yasanın 18/A, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 15.09.2020 tarih 2017/10-2695 esas, 2020/587 karar sayılı ilamı da nazara alınarak, eldeki davanın 6100 sayılı yasanın 114/2 ve 115/2 maddeleri gereği usulden reddine dair, 6100 sayılı HMK’nın 320/1.maddesi uyarınca taraflar davet edilmeksizin dosya üzerinden karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6102 Sayılı yasanın 5/A, 6325 sayılı yasanın 18/A ve 6100 sayılı yasanın 114/2 ve 115/2 maddeleri gereği DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
2-Maktu 80,70-TL karar ve ilam harcının peşin olarak yatırılan 939,27 TL harçtan mahsubu ile bakiye 858,57-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair; tarafların yokluğunda dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda verilen kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(İki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere tensiben karar verildi. 28/03/2022
Katip ...
e-imzalı
Hakim...
e-imzalı
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.