20. Hukuk Dairesi 2015/11178 E. , 2017/4101 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... mirasçılarından ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... ilçesi, Yassıkaya köyü 112 ada 103 parsel sayılı 10366282,78 m² yüzölçümündeki taşınmaz, orman niteliğiyle Hazine adına tesbit edilmiştir.
Davacı ..., parselin bir bölümünün orman olmadığı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğu iddiasıyla dava açmıştır.
Mahkemece 11/01/2010 gün ve 2008/21 E. - 2010/21 K. sayılı kararı ile davanın kabulüne ve tespitin iptaliyle çekişmeli taşınmazın fen bilirkişileri ..."in krokisinde (A) harfi ile işaretli 18588,99 m² yüzölçümlü bölümünün tarla niteliği ile davacı ... adına tapuya tesciline, diğer bölümün tesbit gibi 112 ada 103 sayılı parsel altında orman niteliği ile Hazine adına tapuya kaydına karar verilmiş, Orman Yönetimi ve Hazinenin temyizi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 27.12.2010 gün ve 2010/13814 E. - 16808 K. sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle: “...Yassı köyünde birçok kişi 103 sayılı orman parselinin bazı bölümlerinin zilyetliklerinde olduğu iddiasıyla ayrı ayrı birçok dava açmış, bu davalar usûl hükmü gereği kadastro mahkemesinin 1994/22 sayılı dosyasında 1995 yılında birleştirilmiş, ancak, 13.08.2008 tarihinde yapılan keşif sırasında her davacının dava ettiği yer ayrılarak ayrı bir dava dosyası oluşturulmuş ve o dosya üzerinden dava yürütülerek 103 sayılı parsel içerisindeki kişilerin dava ettikleri 3000 m²’den 25000 m²’ye kadar olan bölümler bu kişiler adına, kalan bölümün de orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmiştir. Dairemizde 112 ada 103 sayılı parselden ifrazen tescil edilen 18 dava dosyasının temyiz incelemesi daha önceden yapılmıştır. Bu dosyaların kapsamından aynı parsel hakkında açılan ve birleştirilen davalar birlikte yürütülmekte iken, daha sonra ayrılan başka dava dosyalarının da bulunduğu anlaşılmaktadır. Örneğin, temyize konu davalardan birinde dava edilen bölüm ifrazen zilyedi adına tescil edilmiş, parselin geriye kalan bölümü ile ilgili başka davalar bulunduğu halde, o dosyalarda dava konusu edilen yerler 103 sayılı parsel olarak orman olarak Hazine adına tescil edilmiş, böylece kararların infazı sırasında parselin daha önceki kararla orman olarak tesciline karar verilen bölümü; diğer dosyada yeniden ifrazen kişi adına tescil edilmesi gibi karmaşık, kararların infazları yapılamayacak şekilde hüküm kurulmuştur. Orman bilirkişi tarafından düzenlenen raporda 10.362.282 m² yüzölçümünde olan parselin bir kısmı gösterilmiş, fen bilirkişi tarafından düzenlenen raporda ise dava edilen küçük taşınmaz bölümünün krokisi çizilmiş bu yerin bütün orman parselinin hangi bölümünde olduğu gösterilmemiştir. Orman ve fen bilirkişinin düzenledikleri rapora göre dava konusu edilen taşınmazlar, dava edilen geniş orman parseli içerisinde öbek öbek bulunmaktadır. Orman bilirkişisinin uyguladığı memleket haritasında 103 sayılı parselin büyük bir bölümünün yeşil renkli orman alanı, bir kısım da açık alan olduğu bildirilmiş, ancak, haritanın incelenmesinde
açık alanların dahi iğne yapraklı orman ağacı rumuzuyla işaretlendiği görülmüş, orman bilirkişisi bu ağaçların arazide serpili halde, yaşlı ardıç ağaçları olduğunu bildirmiştir.
Taşınmazların bulunduğu yerin memleket haritasındaki yükselti eğrilerine göre yüksek eğimli ve engebeli bir arazi yapısında olduğu, dava konusu taşınmazlar içinde eski yolların geçtiği görülmektedir. Taşınmazlar üzerindeki münferit halde bulunan ardıç ağaçlarından bu yerlerin öncesinin orman olduğu, diğer orman ağaçlarının insan eliyle veya diğer nedenlerle yok edildiği ve her türlü tahribe rağmen varlığını sürdüren sadece ardıç ağaçlarının kaldığı anlaşılmaktadır. Diğer taraftan; dava konusu edilen ve zilyetliğe dayalı olarak kişiler adına tescil edilen bölümlerin 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi anlamında orman içi açıklık olduğu da görülmektedir. Çünkü; bu yerlerin etrafı dava konusu edilmeyen 103 sayılı orman parseli ile çevrilidir. Her ne kadar, aynı parsel hakkında açılan davaların birleştirilerek aynı dosya üzerinde yürütülmesi gerekirse de, mahkemece değinilen yönler gözetilerek daha önce temyiz incelemesi yapılan 18 adet davada dava konusu edilen taşınmaz bölümünün tümünün konumu ve üzerindeki bitki örtüsü aynı olduğundan, bu dava dosyaları birleştirilmeden davaların reddine ve dava dosyasının gerekli tescil işlemi yapılması için 112 ada 103 sayılı parselin tutanak aslının bulunduğu dava dosyasının içine konularak tapu müdürlüğüne gönderilmesine, mahkemede aynı parsel hakkında açılmış başka davalar varsa, o dosyaların 112 ada 103 sayılı parsel tutanağının aslının bulunduğu dosya ile birleştirilmesine karar verilmesi...” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine, dava konusu taşınmazın tespit gibi orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, karar kesinleştiğinde dosyanın, 112 ada 103 parsel sayılı taşınmaza ilişkin tutanak aslının bulunduğu dava dosyanın içine konularak işlem yapılmak üzere ... Tapu Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiş, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle hüküm, Yargıtay 20.Hukuk Dairesinin 16/05/2013 gün 2013/3251 E. - 5693 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; ""...Çekişmeli 112 ada 103 parsel sayılı taşınmaz, çok büyük bir orman parseli olup; gerçek kişiler tarafından bu parselin farklı farklı yerlerine kadastro mahkemesinin farklı farklı dava dosyaları ile dava açıldığı, iade sonrası fennî bilirkişi tarafından düzenlenen kadastro paftası ile irtibatlı krokili ek rapordan anlaşılmış olduğundan, mahkemece öncelikle, 112 ada 103 parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak kadastro mahkemesinde açılmış bulunan tüm davaların esas numaraları tesbit edilerek, çekişmeli taşınmaza yönelik olarak açılan tüm bu dosyalar birleştirilmeli, bundan sonra çekişmeli taşınmazlar bir bütün olarak değerlendirilerek 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi anlamında orman içi açıklık kapsamında kalıp kalmadığı araştırılmalı ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi..."" gereğine değinilmiştir. Hazine tarafından kararın düzeltilmesi istenmekle Dairenin 10/02/2014 gün ve 2013/8130 E. – 2014/1515 K. sayılı kararı ile karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, aynı parsele ilişkin ... tarafından açılan 2013/11 E. sayılı dava dosyası eldeki dosya ile birleştirildikten sonra, asıl ve birleştirilen dosya yönünden davanın reddine, dava konusu taşınmazın tesbit gibi orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, karar kesinleştiğinde dosyanın 112 ada 103 parsel sayılı taşınmaza ilişkin tutanak aslının bulunduğu dava dosyasının içine konularak işlem yapılmak üzere kül halinde ... Tapu Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiş, hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 20.Hukuk Dairesinin 04/11/2014 gün 2014/5502 E. - 9147 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “...mahkemece, sadece tutanak aslının bulunduğu 2013/11 E. sayılı dosya eldeki dava dosyası ile birleştirilip dava sonuçlandırılmıştır. Ancak, gerek Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi üzerinden yapılan araştırmada gerekse dosya içinde bulunan krokiden aynı parsele yönelik birden fazla dava dosyası bulunduğu anlaşıldığına göre, bütün dava dosyalarının birleştirilerek aynı parsele ilişkin davaların birlikte görülüp sonuçlandırılması...” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, aynı parsele ilişkin daha önce birleştirilmelerine karar verilen ...tarafından açılan, daire bozmasından geçtikten sonra 2015/2 E. sırasına kaydedilen dava dosyası eldeki dosya ile
birleştirildikten sonra, asıl ve birleşen dosyalar yönünden davanın reddine, dava konusu taşınmazın tesbit gibi orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm, davacı Şerafettin Aksel mirasçılarından ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, orman sınırlandırılmasına itiraza ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 4/3. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı içinde bırakılmış olup harita ve tutanakları arazi kadastro ekiplerine teslim edilmiş ve 1993 yılında dava konusu parselin orman tesbit tutanağı düzenlenmiştir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 08/05/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.