21. Hukuk Dairesi 2016/6419 E. , 2017/9510 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, iş göremezlik aylığının 22/10/1994 tarihinden itibaren aylık miktarlarının yeniden yapılandırılmasıyla eksik ödenen aylıkların yasal faiziyle ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davacı vekilinin tüm, davalı Kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, davacının sürekli iş göremezlik gelirinin geç ödenmesi sebebiyle birikmiş faiz alacağı ile faizi aşan zararının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 46.597,13 TL asıl alacağın hak kazanılan tarihlerden ödeme tarihine kadar yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, istemle bağlı kalınarak 28.789,54 TL faiz alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 22/10/1994 tarihinde iş kazası geçirdiği, davalı Kurumun 10/11/1997 tarihli kararı işlemi davacının iş göremezlik oranının %10 "un altında olduğunun bildirildiği, ... 09/04/2012 tarihli 2009/821 E. 2012/345 K. Sayılı kararı ile davacının 22/10/1994 tarihinde geçirdiği iş kazası nedeniyle %30,2 oranında malul kaldığının ve iş kazası tarihinden itibaren sürekli iş göremezlik geliri bağlanması gerektiğinin tespitine karar verildiği, kararın Dairemizin 11/09/2012 tarihli kararı ile onandığı, davacı tarafından 03/10/2012 tarihli dilekçe ile kesinleşen mahkeme kararı ibraz edilip, 22/10/1994 tarihinden itibaren sürekli iş göremezlik geliri bağlanmasını ve bağlanacak aylıklara hak kazanma tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasının istenildiği, davalı Kurum 22/12/2013 tarihli aylık bağlama kararı ile iş göremezlik geliri bağlandığı ve toplam 93 543,19 TL lik ödemenin davacı tarafından 24/12/2013 tarihinde "yasal haklarım saklı kalmak kaydıyla" şeklindeki ihtirazi kayıtla alındığı anlaşılmaktadır.
Davada uyuşmazlık, sürekli iş göremezlik gelirinin geç bağlanması nedeniyle davacının uğradığı zararın kapsamının diğer bir anlatımla zarar miktarının saptanması yönteminin belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.
.../...
Zararın kapsamının saptanmasında Kurum işleminin niteliği ile davacının istek ve amacının gözönünde tutulması gerekir. Hal böyle olunca davacının mal varlığında husule gelen zarar, davacıya bağlanması gereken sürekli iş göremezlik geliridir. Ayrıca, “alacaklının nakdinden bir süre için yoksun kalması nedeni ile, nakdin kullanılması olanağını borçluya bırakması karşılığında, elde ettiği, miktarı kanun ya da hukuki işlem ile belirlenmiş, para borçları açısından özel olarak düzenlenen, tahsil için zararın ve kusurun varlığı şart olmayan bir tür tazminat, bir medeni semere” olarak tanımlanan faiz kavramı kapsamındaki “muhtemel zararların giderilmesi amacıyla doğrudan doğruya yasa koyucu tarafından öngörülmüş bir karşılık olup, talep edilebilmesi için gerçekten bir zarar görülmüş olmayan faiz” olarak belirlenen temerrüt faizi de zarar içinde mütalaa edilmelidir. Davacının asıl alacağı tahsili sırasında açıkça faiz hakkını saklı tutması(ihtirazı kayıt) karşısında davalı Kurumun yasal faizle sorumlu tutulacağı açıktır.
Ancak, davacı ayrıca BK. nun 105. maddesine dayalı olarak bir miktar para borcunun ödenmesindeki gecikme sebebiyle geçmiş günler faizi ile karşılanamayan zararın tahsilini istemiştir ki; Kanundaki ifadesi ile, istenen "munzam zarar"dır.
Kural olarak BK. 105 maddesi sözleşme dışı sorumluluk hallerinde de uygulanacağı kabul edilmektedir. Kuşkusuz alacaklı, para borcunun vaktinde ifa edilmemesi yüzünden uğradığı zarar, yasal temerrüt faizinden fazla ise, aradaki farkın ödenmesini de borçludan isteyebilir. Bu ek (munzam) zarar alacaklısı öncelikle temerrüde uğrayan asıl alacağın varlığını, bu alacağının geç ifa edilmesinden dolayı faizle karşılanamayan zararını ve miktarını zarar ile borçlu temerrüdü arasındaki uygun illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
Somut olayda, munzam zararın gerçekleşmiş, ölçülebilir ve somut(gerçek) bir zarar olması gerektiği, davacının munzam zararın varlığını kanıtlayamadığı göz önüne alınmadan munzam zarara ilişkin talebin reddi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde kabulü yönünde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Yapılacak iş, davacının faiz alacağına ilişkin talebi yönünden davalı Kurumca 22/12/2013 tarihli aylık bağlama kararı ile bağlanan sürekli iş göremezlik geliri ve 24/12/2013 tarihinde yapılan toplam ödemenin hangi aylara ilişkin olduğu davalı Kurumdan sorularak ve ay ay dökümü istenilerek, sadece davacıya yapılan ödemeye ilişkin hak ediş tarihlerinden ödeme tarihine kadar yasal faizini hesaplayan bilirkişi raporu aldırılarak sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden taraflardan davacıya yükletilmesine, 21/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.
...