
Esas No: 2016/556
Karar No: 2018/7408
Karar Tarihi: 27.09.2018
Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/556 Esas 2018/7408 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanık ..."ın katılan şirket ile gerçekleşen ticari ilişkiden kaynaklanan borca ilişkin ödemeyi yetkilisi ve ortağı olduğu şirkete ait fakat kendisi tarafından keşide edilmeyen çek ile gerçekleştirmek suretiyle üzerine atılı resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği iddia ve kabul olunan davada, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.04.2014 tarihli, 2013/11-397 Esas ve 2014/202 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK"nin “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi belgede sahtecilik” suçlarında korunan hukuki yararın kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişi de haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulünün etkilenmeyeceği, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerekeceği ve 5237 sayılı TCK’nin 43. maddesi uyarınca, "bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla ya da aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi" durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının mümkün olduğu da gözetilerek; açıklanan ilkeler doğrultusunda, sanığın, adli sicilinde resmi belgede sahtecilik suçundan, temyiz konusu davadaki suç tarihine yakın tarihli eylemleri sebebi ile kesinleşmiş Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2012/171 Esas ve 2013/519 karar sayılı ilamı ile inegöl Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2013/2 Esas ve 2013/20 Karar sayılı ilamlarının bulunduğu anlaşılmakla, sanığın belirtilen mahkumiyetleri ile somut davadaki eylemlerinin, her biri yenilenen kararla işlenmiş ayrı suçları mı, yoksa bir suç işleme kararının icrası kapsamında işlenen zincirleme suçu mu oluşturduğunun tespiti bakımından, belirtilen dava dosyalarının getirtilerek incelenmesi, bu davayı ilgilendiren kısımlarının onaylı örneklerinin dosya içerisine konulup, zincirleme suç hükümlerinin uygulanma olanağının bulunup bulunmadığının tartışılması, dava konusu fiilin zincirleme suç kapsamında kaldığının anlaşılması halinde, zincirleme suç nedeniyle tayin olunacak cezadan kesinleşmiş önceki cezaların mahsup edilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.