Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/13808
Karar No: 2017/1649
Karar Tarihi: 20.03.2017

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/13808 Esas 2017/1649 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2015/13808 E.  ,  2017/1649 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada ... 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 17/06/2015 tarih ve 2013/840-2015/344 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davacının %95 hissesinin ...’nın ve %5 hissesinin ...’ün olduğunu, uyuşmazlık üzerine ..."un imza yetkisinin kaldırıldığını, önceki dönemde ... imzası ile davalı ..."e nakit karşılığı 500.000,00 TL senet verildiğini, şirketin elden nakit para alarak borçlandırılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacı ile davalı arasında ticari ilişki olmadığını, şirketi zarara uğratmak ve dolandırmak maksadı ile dava konusu bononun verildiğini, davalının bononun tahsili için takip başlattığını ileri sürerek takibe konu kambiyo senedi nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davalının ... Metal Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. ile ... Müh. Dan. Med. Mak. San. Tic. Ltd. Şti. firmalarının ortağı olduğunu, davacıya gerek şahsi gerek ortağı olduğu şirketlerin hesabından 500.000,00 TL gönderildiğini, gönderilen tutarların davalı şirket hesabına, davalı şirket hissedarı ... hesabına ya da davacı şirket hissedarı ..."ya elden verildiğini, ödemelerin ..."nin şirket ortağı olması için yapıldığını, davacının kuşkulu davranışları üzerine teminat olarak takibe konu 500.000,00 TL bedelli senedin davalı yetkilisi ... tarafından düzenlenerek kendilerine verildiğini, ..."nin şirket ortağı yapılmadığını ve ödenen paralar iade edilmediğinden takip başlatıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, takibe konu senedin teminat olarak 15/08/2013 tarihli hisse devir sözleşmesi kapsamında verildiği, şirketin sözleşme tarihinde yetkili temsilcisinin sadece %5 hisseye sahipken şirket hisseleri şirkete aitmiş gibi şirketi temsilen %33 hisseyi 3. kişiye devir taahhüdü içeren, bu taahhüt yönünden geçersiz bir sözleşme imzaladığı, davalı sözleşmeyi garanti eden olarak imzalamış ise de şirket hisselerini şirkete daha önce yapılmış 3. kişi ödemeleri ile bir başka 3. kişiye devretmeyi içeren sözleşmede taraf olduğu, davacı şirket aleyhine sebepsiz zenginleşmeye konu olacak bu ödeme maddesinin de geçersiz olduğu, teminata ilişkin düzenlemenin taraflar için hüküm doğuracağı, 3. kişi ödemelerinin teminat kapsamında ödeme sayılamayacağı, havalenin sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet verdiğinin kanıtlanması ve davalının alacağa ilişkin geçerli bir temlikname sunması gerektiği, dava dışı 3. kişilerin davacı şirkete yaptığı fatura karşılığı ödeme olmamakla birlikte davalının bu kişilerin havalelerinden ötürü alacaklı olduğunu kanıtlayamadığı, davacının ..."a yaptığı ödemede ... ile davacı şirket ile herhangi bir ticari ilişki tespit edilmediği, davacı ortağı olan ..."a 11/01/2013 tarihinde dava dışı ... Ltd. Şti. tarafından gönderilen 29.863,00 TL miktarlı havalenin davalı tarafından gönderilmediği, bu meblağdan davacı şirketin sorumlu olmadığı, davalının kendi namına şirkete 25.000,00 TL havale yaptığı, ayrıca davacı şirket adına dava dışı ..."a 28.112,00 TL havale gönderdiği, ..."a yapılan ödeme davalı şirket kayıtlarında yer almamakla birlikte davacı ile ... arasında geçerli bir sözleşme kurulduğu ve ifa edildiğinden ödemenin bu kapsamda yapıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 15/08/2013 tanzim, 12/11/2013 vade tarihli 500.000,00 TL bedelli kambiyo senedinden kaynaklı 446.888,00 TL asıl alacak ve ferileri nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, takibe konu olan bonodan dolayı davacının borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davacı şirketin sözleşmede taraf olan yetkilisinin % 5 hisseye sahipken %33 hisseyi devir taahhüdü içeren sözleşmeyi imzalamasının sözleşmeyi devir taahhüdü yönünden geçersiz kıldığı ve bu kapsamda davalının sadece kendi namına davacıya veya davacı hesabına yaptığı ödemeleri isteyebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Davacı Şirket"in imza tarihinde münferiden yetkili temsilcisi olan ... ile garanti eden sıfatıyla davalı arasında yapılan 15.08.2013 tarihli sözleşmede, dava dışı kişinin davacı şirkete ortak olmasının ve buna ilişkin 500.000,00 TL bedele davalı veya ortağı olduğu şirketler tarafından ödeme garantisi verilmesinin düzenlendiği, bu bedelin ödeme listesindeki bir kısmının peyderpey ödendiği, bakiye kısmın ödemesinin davalının ve ortağı olduğu şirket hesaplarından yapılmakta olduğu; teminat başlıklı sözleşmenin 4. maddesinde ise, hisse devrinin 01.11.2013 tarihine kadar yapılacağı, ortaklık pay defteri kayıtları ve tescil işleminin tamamlanacağı, aksi halde sözleşme ekinde yer alan davacı tarafından davalı adına düzenlenmiş olan bononun davalı tarafından başkaca ihtar ve ihbara gerek olmadan takibe konu edilebileceği anlaşılmaktadır. Somut uyuşmazlıkta, davacı şirketin yetkili temsilcisi tarafından yapılan hisse devir taahhütüne dair sözleşmenin geçerli olduğu ve hisse devrinin yapılmadığı, bu durumda belirtilen sözleşme hükümleri kapsamında devrin gerçekleşmemesi durumunda davacı şirketin davalının lehtarı olduğu bonoyu ödemeyi üstlenmiş olduğu hususları gözden kaçırılarak davanın tamamen reddine karar verilmesi gerekirken mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmeyip, davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın anılan taraf yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 20.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi