17. Hukuk Dairesi 2017/5148 E. , 2019/11811 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Bakırköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 10.12.2019 Salı günü davacı vekili Av. ... ile davalılar ..., ... vekili Av. ... geldiler. Diğer davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, Bakırköy 6. İcra Müdürlüğü’nün 2013/13130 sayılı dosya ile borçlu ... aleyhine icra takibi yapıldığını, davalı borçlu ...’ın adına kayıtlı 2497 ada, 31 parseldeki 4 nolu bağımsız bölümdeki hissesini düşük bedel ile yeğeni davalı ...’a, 31 parseldeki 5 nolu bağımsız bölümdeki hissesini yine akrabası olan davalı ... ’e, 31 parsel 7 nolu bağımsız bölümdeki hissesini abisi davalı ...’a, 2484 ada 19 parseldeki taşınmazdaki hissesini abisi davalı ...’a devrettiğini, davalılar arasındaki tasarrufların muvazaalı olduğunu beyan ederek tasarrufların iptaline cebri icra yolu ile alacağın tahsiline yetki verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... ve ... vekili, davalı ... vekili davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ...’e dava dilekçesi ve eklerinin tebliğ edildiği ancak davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre davanın kabulüne, dava konusu ... ilçesi ... köyü 2484 ada 19 parsel ile 2497 ada 31 parseldeki 58/382 arsa paylı 1. kat 7 nolu bağımsız bölümdeki davalı ... tarafından davalı ..."a yapılan, aynı yer 2497 ada 31 parseldeki 64/382 arsa paylı zemin kat 5 nolu bağımsız bölümdeki davalı ... tarafından davalı ..."e yapılan, aynı yer 2497 ada 31 parseldeki zemin kat 64/382 arsa paylı 4 nolu bağımsız bölümdeki davalı ... tarafından davalı ..."a yapılan satışlara ilişkin tasarrufların iptaline, alacak miktarı ve ferilerini geçmemek kaydı ile davacıya taşınmazlarda satış isteme yetkisi verilmesine, karar verilmiş hüküm davalı ...,... vekili ve davalı ... vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nce davalı ...,... vekili ve davalı ... vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına, davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bölge adliye mahkemesinceistinaf taleplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına davanın reddine karar verilmişse de varılan sonuç doğru kapsama uygun düşmemektedir.
Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun şptali istemine ilişkindir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için,davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
Davacı vekili, müvekkili ... ve dava dışı eşi ...’in Almanya’da çalışmakta iken Türkiye"de konut sahibi olmak istedikleri, tapu işlemleri için Türkiye’’e geliş-gidişin iş kaybına neden olacağından ... İlçesi, ... Köyü, 2481 ada, 22 parselde kayıtlı dubleks dairenin tapu kaydının yeğenleri ... adına yapıldığı, davacı ile dava dışı eşi ... in boşanma davasında tapuda yiğenleri adına kaydedilen gayrımenkulün satılarak bedelin müvekili ... e ödenmesi konusunda anlaşıldığı, davalı ...’ın evin satımı konusunda yardımcı olacağı, bu sebeple yeğenleri ... adına kayıtlı evin satışı için yiğenleri ...’dan davalı ... lehine Salihli 1. Noterliği 31. Ekim 2011 tarihli 14011 yevmiye ile vekaletname düzenlendiği, söz konusu gayrımenkulün ... adına kayıtlı iken vekaleten ... tarafından 03.11.2011 tarihinde ..."e satışının gerçekleştirildiği, fakat bedelin hak sahibi müvekkile ödenmediği gerekçesi ile iş bu davayı açmıştır.
Davalı borçlu ... vekili ise dava konusu tasarrufların 25.07.2012 tarihinde gerçekleştiği, davaya konu senedin tanzim tarhinin ise 08.09.2012 tarihi olduğu, borcun tasarruf tarihlerinden sonra doğduğu gerekçesi ile davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi dava şartlarını yerinde görerek davanın esasına girmiş, ve davanın kabulüne karar vermiştir. Bölge adliye mahkemesi ise dosyadaki resmi senetlere göre ilk derece mahkemesince iptaline karar verilen tasarrufların 25.07.2012 tarihinde gerçekleştiği, davacı alacaklının takibe dayanak senedin tanzim tarihinin ise 08.09.2012 tanzim tarihli olduğunun, borcun tasarruf tarihinden sonra doğduğunun anlaşılmasına göre istinaf taleplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı iddiasında kendisinin yurtdışında yaşadığını, esasen borçlu ile olan ilişkisinin daha öncesinde dava dışı gayrımenkulü yiğeni ... vasıtası ile satın aldığını onun adına tapuda tescil edildiğini, daha sonra taşınmazın ... vasıtası ile dava dışı 3. şahsa satıldığını, satım bedelinin kendisine verilmediğini, borçlu ile aralarında düzenlenen senedin de bu ilişkiye dayandığını ileri sürmüştür.
Davacının iddialarında bahsi geçen ... İlçesi, ... Köyü, 2481 ada, 22 parselde kayıtlı dubleks dairenin tapu kaydı dosya arasında olup, tapunun dava dışı yeğen ... adına kayıtlı iken 03.11.2011 de vekaleten ... tarafından dava dışı 3. şahsa satıldığının anlaşılmasına göre davacının iddiası doğru niteliktedir.
Davacı delil olarak davalı borçlu ile aralarında imzalanmış 08.09.2012 tarihli belgeye de dayanmıştır. 08.09.2012 tarihli belge içeriğine göre borçlu ... ‘ın bu tarihten önce davacı ... ile aralarındaki ilişki nedeni ile kendisini zarara uğrattığı için senet verdiğini beyan ettiği, tanıkların ve davalı borçlu ...’ın da bu belgeyi imzaladığı görülmüştür.
Bütün bu olgular göz önüne alındığında borcun doğum tarihinin tasarruf tarihinden önce olduğunun kabulü, dava şartları yerinde bulunduğundan davanın esasına girilerek hüküm kurulması gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır.
Kabule göre de bölge adliye mahkemesinde dava şartı yokluğundan davanın reddine dair yeni hüküm kurulmasına rağmen davalılar lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nispi vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK"nun 371/1-a maddesi gereğince, Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına; aynı Kanun"un 373/1 maddesi uyarınca, dosyanın ilk derece mahkemesine ve kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, 2.037,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 11/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.