Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/14435
Karar No: 2015/19547
Karar Tarihi: 03.11.2015

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2015/14435 Esas 2015/19547 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2015/14435 E.  ,  2015/19547 K.
"İçtihat Metni"



İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 13. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 17/10/2014
NUMARASI :
DAVACI : K.. B..
DAVALI : H.. K..
DAVA TÜRÜ : Şikayet

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire"ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:



KARAR

Şikayetçi borçlu Belediye vekili şikayetinde; belediyenin Halk Bankası Kartal Şubesi"nde bulunan ... nolu hesabına haciz konulduğunu, 5393 sayılı Belediye Gelirleri Kanun"un 15/son maddesi, 6487 sayılı Kanun"la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu"nun Geçici 6. maddesi ve İİK"nun 82. maddeleri gereğince idarenin mal, hak ve alacaklarının haczedilemeyeceğinden bahisle ... nolu hesaba konulan hacizle birlikte icra dosyasındaki tüm hacizlerin kaldırılmasını talep etmiştir.
Mahkemece bilirkişi raporu doğrultusunda şikayetin kabulüne ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi üzerine, hüküm alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
5393 sayılı Belediye Kanunu"nun 15/son maddesinde; "Belediyenin kamu hizmetinde fiilen kullanılan malları ile, belediye tarafından tahsil edilen vergi, resim, harç gelirleri haczedilemez" düzenlemesine yer verilmiştir. Bu maddeye göre Belediye"nin haczedilmezlik şikayetinin kabul edilebilmesi için mahcuzların kamu hizmetinde fiilen kullanılması zorunludur. Ayrıca, 5779 sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanun’un 7. maddesinde; bu Kanunda, belediyelere, genel bütçe vergi gelirleri tahsilâtından ayrılacak paylar ile diğer kanunlarda verilmesi öngörülen payların vergi hükmünde olduğu düzenlenmiştir.
İcra ve İflas Kanunu ve Takip Hukuku ilkelerine göre asıl olan alacaklının alacağına kavuşmasını sağlamak olduğundan, kural olarak borçluların tüm mallarının haczi mümkündür. Bir malın haczedilememesi için yasal düzenlemenin bulunması zorunludur. Haczedilmezlik istisnai bir durum olduğundan, bu yöndeki düzenlemelerin de dar yorumlanması gerekir.
Ayrıca, bir üst norm olan Türkiye Cumhuriyeti Anayasa"nın 90/4. maddesi ile de; usulüne uygun olarak yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklerin düzenlendiği milletlerarası antlaşmaların kanun hükmünde olduğu ve uyuşmazlıklarda gözetilmesi gerektiği kuralına yer verilmiştir.
-//-
Buna göre, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine Ek 1 Nolu Protokol’ün 1. maddesinde; “…Her gerçek ve tüzel kişi, maliki olduğu şeyleri barışçıl bir biçimde kullanma hakkına sahiptir. Kamu yararı gerektirmedikçe ve Uluslararası Hukukun genel ilkeleri ile hukukun aradığı koşullara uyulmadıkça, bir kimse mülkiyetinden yoksun bırakılamaz…” denilmektedir.
Ek protokol’ün mülkiyet hakkı ile ilgili 1. maddesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi"nce onanmış ve onaylayan yasada; “…Her hakiki veya hükmi şahıs malların masuniyetine (dokunulmazlığına) riayet edilmesi hakkına maliktir. Herhangi bir kimse ancak amme menfaati icabı olarak ve kanunun derpiş eylediği şartlar ve Devletler Hukuku"nun umumi prensipleri dahilinde mülkiyetinden mahrum edilebilir…” ilkelerine yer verilmiştir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 16 Ocak 2007 tarih 31277/03 sayılı, Kuzu - Türkiye Davası hakkındaki kararında davacının lehine alınan yargı kararının altı yıldır uygulanmamasını, bir diğer anlatımla ilama konu borcun borçlu belediyece ödenmemesi nedeniyle, AİHM’nin AİHS’nin 6 § 1. ve Ek 1 no’lu Protokol’ün 1. maddelerinin ihlal edildiği sonucuna vararak tazminata hükmetmiştir.Yine 17 Ocak 2006 tarih 13062/03 sayılı, Kranta-Türkiye Davası ve 18 Ekim 2005 tarih, 74405/01 sayılı Tütüncü ve diğerleri - Türkiye Davası hakkındaki kararında da aynı sonuca varmıştır.
Bütün bu açıklamalar ışığında, 5393 sayılı Belediye Kanunu"nun 15/son maddesinin dar yorumlanması gerektiği sonucuna varılmalıdır. Maddede açıkça haczedilmezlik için vergi, resim, harç geliri olma ya da "fiilen kamu hizmetinde kullanılma" koşullarının kabul edilmesi karşısında, belediyeye ait bir paranın haczedilmezliği ancak fiili durumunun tespiti ile belirlenmelidir. Bu konuda ispat yükü ise borçluya düşmektedir. Bir diğer anlatımla, haczedilen paraların vergi, resim, harç geliri olduğunu ya da fiilen kamu hizmetinde kullanıldığını borçlu belediye ispatlamalıdır. Aksi halde şikayetin reddi gerekecektir.
Haczedilmezlik şikayetine konu edilenin banka hesabı olması durumunda ise hesaptaki paraların niteliği belirlenmelidir. Tamamının haczi kabil olmayan paralardan oluşması halinde haczinin kabil olmayacağı tartışmasızdır. Ancak hesapta haczi kabil paraların da bulunması, bir diğer ifade ile haczi mümkün olmayan paralarla haczi kabil paraların aynı hesaba yatırılarak karıştırılması durumunda, havuz hesabı söz konusu olacaktır. Hesabın sürekli işlem görüyor olması ve sürekli yatan ve çekilen paraların bulunması karşısında kalan bakiyenin vergi, resim ve harç gelirinden mi yoksa haczi kabil paralardan mı oluştuğunun belirlenmesine imkan yoktur. Bu şekilde haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paraları karıştırmak suretiyle havuz hesabı oluşturan borçlu belediyenin iddiasını ispat imkanını kendisinin kaldırdığı sonucuna varılmalıdır. Borçlu belediyenin haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paralarını ayrı hesaplarda tutması yerine havuz hesabı oluşturmasının da iyi niyetle bağdaşmayacağı tartışmasızdır. Böyle bir davranış AİHM’nin AİHS’nin 6 § 1. ve Ek 1 no’lu Protokol’ün 1. maddelerinin ihlali sonucunu doğuracağı gibi hakkın kötüye kullanılması niteliğinde bulunmakla, hukukça korunamayacağı muhakkaktır. Buna göre borçlu belediyenin, hesaptaki paraların haczedilmezliğini ispatlayamadığının kabulü gerekecektir.
Öte yandan borçlu belediyece haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paraların aynı hesapta toplanması ve birbirine karıştırılması, haczedilmezlik hakkından feragat olarak kabul edilmelidir.
Somut olayda; borçlu belediyenin Vakıflar Bankası Kartal Şubesinde bulunan hesabına haciz konulduğu, mahkemece hesaba ilişkin hesap ekstreleri bankadan celp edilmeden, belediyenin bankaya bildirdiği hesabın vasıflarına ilişkin yazıları çerçevesinde bankanın sunduğu cevap kapsamında, denetime elverişli olmayan bilirkişi raporu ile sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.
-//-
Yukarıda açıklanan nedenlerle Mahkemece, gerekçede belirtildiğinin aksine şikayete konu hesabın Mezitli ... bankasına ait olmadığı, Vakıflar Bankası Kartal şubesindeki hesap olduğu da dikkate alınarak, bu hesaba ait açıklamalı hesap ekstreleri getirtilerek, hesaba yatan paraların nitelikleri, mahiyeti ve kaynağı araştırılarak yukarıda açıklanan Yasa maddeleri kapsamında kalıp kalmadığı belirlenmeli, gerektiğinde bilirkişiden ek rapor alınarak inceleme yaptırılarak yatan paraların mahiyetleri itibariyle havuz hesabı teşkil edip etmediği veya kamu hizmetinde fiilen kullanılıyor olmaları halinde (bu olgu belirlendiği taktirde) haczedilemeyeceği düşünülmeli ve diğer şikayet sebepleri de değerlendirilerek bu şekilde yapılacak inceleme neticesinde oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, hatalı bilirkişi raporu esas alınarak eksik inceleme ile sonuca gidilmesi isabetsizdir.
SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle, İİK"nun 366 ve 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK"nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 03.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi