17. Hukuk Dairesi 2018/5407 E. , 2019/11989 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; Müvekkili şirkete sigortalı ... Halı ve Mobilya Ltd.Şti."nin Manisa"daki mağazasında 06/09/2012 tarihinde davalılardan ..."ın kiralayanı bulunduğu ve diğer davalı ..."ın kiracısı bulunduğu taşınmazda meydana gelen su sızıntısı sebebi ile hasar oluştuğunu, gece boyu suyun akmış bulunması sebebiyle iş yerindeki demirbaş ve emtiada hasar meydana geldiğini, hasara yol açan olayın davalılara ait taşınmazdaki banyo spiral borusunun su kaçırması sonucu oluştuğunun anlaşıldığını, yapılan inceleme sonunda hasar miktarının belirlenerek sigortalıya ödendiğini müvekkilinin sigortalısına yaptığı ödeme ile onun haklarının halefi olduğunu belirterek, 10.000,00.TL rücuan tazminat alacağının ödeme tarihi olan 06/09/2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili; müvekkilinin dairede kiracı olduğunu, mülkiyetin davalı ..."a ait olduğunu, müvekkilinin hiçbir kusuru bulunmadığından müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili; hasarın kaynağı olan sızıntının oluşmasında müvekkiline addedilebilecek herhangi bir kusur bulunmadığını,sızıntının oluşumunu diğer davalı olan kiracı ..."ın kiralanan taşınmazı kullanırken gereken özeni göstermemesinden ve hatalı kullanımdan kaynaklandığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre;Davanın kısmen kabulüne, 9.522,01 TL"nin 7.422,01 TL"sinin 13.11.2012 tarihinden, 2.100,00 TL"sinin 06/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacı yararına davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline,fazlaya ilişkin istemin reddine,karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava; işyeri sigorta sözleşmesi nedeniyle rücuen alacak istemine ilişkindir.
Davacı dava dilekçesinde; sigortalı ... Halı ve Mobilya Ltd.Şti."nin Manisa"daki mağazasında 06/09/2012 tarihinde davalılardan ..."ın kiralayanı bulunduğu ve diğer davalı ..."ın kiracısı bulunduğu taşınmazda meydana gelen su sızıntısı sebebi ile hasar oluştuğunu ve hasar bedelini sigortalısına ödediğini ileri sürerek zarar sorumlusundan rücuan alacak isteminde bulunmuştur.
Davacı ... şirketi, bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu"nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
Davacı taraf, kat irtifakı kurulmuş olan ana taşınmazda bulunan davalıların maliki ve kiracısı olduğu işyerinden sızan suların davacı şirkete sigortalı iş yerinin hasarlanmasına sebebiyet verdiği iddiasına dayanmaktadır. Mahkeme tarafından, davaya konu binaya ilişkin tapu kayıtları getirtilmiş, buna göre tapu kayıt örneğinden taşınmazda kat mülkiyetinin kurulmadığı ancak ana taşınmazda kat irtifakının kurulu olduğu anlaşılmıştır.
634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu"nun 19. maddesinde, her kat malikinin anagayrimenkule ve diğer bağımsız bölümlere, kusuru ile verdiği zarardan dolayı sorumlu olduğu hüküm altına alınmıştır. Aynı Kanun"un Ek 1. maddesinde, "kat mülkiyetinden kaynaklanan her türlü uyuşmazlığın değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesi"nde çözümleneceği" düzenlemesine ve 17/3. maddesinde ise "kat irtifakı kurulmuş gayrimenkullerde yapı fiilen tamamlanmış ve bağımsız bölümlerin üçte ikisi fiilen kullanılmaya başlanmışsa, kat mülkiyetine geçilmemiş olsa dahi anagayrimenkulün yönetiminde kat mülkiyeti hükümleri uygulanır" düzenlemesine yer verilmiştir.
Görev kuralları, kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece re"sen gözetilmesi gereken hususlardandır.
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında mahkemece; davalıya husumet yöneltilmesine neden olan bağımsız bölüm ile davacının yönetimindeki binada davaya konu hasar tarihi itibariyle kat mülkiyetine geçilmediği anlaşılmakla, KMK"nun 17/3. maddesi gereği, hasar tarihi itibariyle anataşınmazın üçte ikisinin fiilen kullanılıp kullanılmadığının araştırılması ve üçte ikilik kullanımın olması halinde, uyuşmazlığa yine kat mülkiyeti hükümlerinin uygulanacağının dikkate alınması gerekmesi nedeniyle uyuşmazlığın çözüm yerinin Sulh Hukuk Mahkemesi olabileceğinin mahkemenin davada görevli olup olmadığının hükümde tartışılması; mahkemenin görevli olduğu sonucuna varılması halinde işin esası hakkında hüküm tesisi; aksi halde ise, HMK"nun 114/1-c maddesine göre, görevsizlik nedeniyle HMK"nun 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre, davalı ... vekili ve davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün resen BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekili ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ... ve ..."a geri verilmesine, 16/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.