Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2012/4-587
Karar No: 2012/1108
Karar Tarihi: 12.12.2012

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2012/4-587 Esas 2012/1108 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı, ceza davalarında hakimin keyfi tutum ve davranışlarla taraflılık yaptığını, hak ve çıkarlarını savunmasının engellendiğini, taleplerinin tutanaklara geçirilmediğini ve hakim talebinin işleme konulmadığını iddia ederek manevi tazminat talep etmiştir. Ancak, yapılan incelemede hakimlerin hukuki sorumluluğuna dayalı tazminat davalarının ancak Devlet aleyhine açılabileceği ve yargılama sonunda verilen kesin hükmün ardından açılabileceği belirtilmiştir. Bu nedenle, davacının talebinin kabul edilemez olduğuna karar verilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- Hakimler ve Savcılar Kanunu (2802) Madde 93/A
- Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) (6100) Madde 48
- Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) (6100) Madde 46
Hukuk Genel Kurulu         2012/4-587 E.  ,  2012/1108 K.
  • HAKİMİN HUKUKİ SORUMLULUĞUNA DAYALI MANEVİ TAZMİNAT İSTEMİ
  • HAKİMLER VE SAVCILAR KANUNU (2802) Madde 93/A
  • HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU (HMK) (6100) Madde 48
  • HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU (HMK) (6100) Madde 46

"İçtihat Metni"

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 4. Hukuk Dairesince;

 “DAVA: Dava dilekçesinde, ceza yargılaması sırasında davacının soru sormasının engellendiği, davalı hakim tarafından azarlandığı ve tehdit edildiği; taleplerin tutanaklara geçirilmediği; hak ve çıkarlarının savunulmasının engellendiği; reddi hakim talebinin işleme konulmadığı ve baskı ortamı yaratıldığı belirtilerek; 1,00-TL manevi tazminata hükmedilmesi talep ve dava olunmuştur.

CEVAP: Cevap dilekçesinde,   iddiaların gerçek olmadığı savunulmuştur.

GEREKÇE :Dava, hakimin hukuki sorumluluğuna dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir.

Yargılama aşamasında, "Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair" 6110 sayılı Yasa kabul edilmiş ve 14/02/2011 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanmak suretiyle yürürlüğe girmiştir. 6110 sayılı Yasa"nın 12. maddesi ile 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu"na 93/A maddesi eklenmiştir. Maddedeki düzenlemeye göre:

Hakim ve savcıların bir soruşturma, kovuşturma veya davayla ilgili olarak yaptıkları işlem, yürüttükleri faaliyet veya verdikleri her türlü kararlar nedeniyle:

a)Ancak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir.

b)Kişisel kusur, haksız fiil veya diğer sorumluluk sebeplerine dayanılarak da olsa hakim veya savcı aleyhine tazminat davası açılamaz.

Devlet aleyhine açılacak tazminat davası ancak dava konusu işlem, faaliyet veya kararın dayanağı olan;

a)Soruşturma sonucunda verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın veya kamu davası açılmış ise kovuşturma sonucunda verilen hükmün,

b)Dava sonunda verilen hükmün, kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde açılabilir. Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın veya hükmün kesinleşmesinden önce, hakim veya savcının söz konusu işlem, faaliyet veya kararıyla ilgili olarak görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle görevini kötüye kullanmaktan mahkumiyeti halinde ise tazminat davası bu hükmün kesinleşmesinden itibaren bir yıl içinde açılabilir.

Yine, 6110 sayılı Yasa"nın 14. maddesi ile HUMK"nun 573 maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi değiştirilmiş ve "Hakimlerin yargılama faaliyetlerinden dolayı aşağıdaki sebeplere dayanılarak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir." biçiminde düzenleme yapılmıştır.

Aynı şekilde, yargılama aşamasında ve 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 46. ve 48. maddelerinde de; sorumluluk davasının Devlet aleyhine açılabileceği ve ilgili hakime resen ihbar edileceği düzenlenmiştir.

6110 sayılı Yasa"nın Geçici 2. maddesinin 2. bendinde; söz konusu değişikliklerin görülmekte olan davalar, kesinleşmemiş hükümler; miktar veya değeri itibariyle temyiz veya karar düzeltme yoluna gidilemediği için kesinleşen hükümler bakımından da uygulanacağı ve davaya Devlet aleyhine devam olunacağı belirtilmiş; Yasa"nın Geçici 2. maddesinin 4. bendinde ise; Görevli mahkemede Devlet aleyhine devam olunacak davada, temyiz ve karar düzeltme incelemesinde ilk olarak Hakimler ve Savcılar Kanununun 93/A maddesinde öngörülen dava şartlarının mevcut olup olmadığına bakılacağı, düzenleme altına alınmıştır.

Açıklanan bu nedenlerle, dava dilekçesi 6110 sayılı Yasa uyarınca Hazine"ye tebliğ edilmiştir.

Hazine vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde; yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğu ve davanın reddedilmesi gerektiği savunuluştur.

Dava konusu, yargılama aşamasındaki eylem ve işlemlere ilişkindir. Ankara 11.Sulh Ceza Mahkemesi"nin 2006/219-2010/1262 sayılı dava dosyasının, temyiz incelemesinde olduğu ve halen derdest bulunduğu anlaşılmaktadır. Asıl ceza davasının yargılaması devam etmekte olup; 6110 sayılı Yasa ile değişik 2802 sayılı Yasa"nın 93/A maddesi uyarınca; ancak, asıl dava sonucunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tazminat davası açılabilir. Şu durumda, davacının istemi dinlenilebilir bulunmamaktadır. Diğer yandan, bu durum dava açıldıktan sonra yapılan Yasa değişikliğinden kaynaklanmış olup; dava açmasında, davacı kusurlu sayılamaz. Şu halde, kesin hüküm oluşturmaması bakımından dava dilekçesinin reddine karar verilmeli; aynı gerekçelerle, yargılama harç ve giderleri ile davacı sorumlu tutulmamalıdır.

Dava, ön koşul eksikliğinden reddedildiğinden; tarafların delilleri konusunda bir inceleme ve değerlendirme yapılmamış olup aşağıdaki şekilde karar verilmek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;

1-Dava dilekçesinin REDDİNE,

2-Davanın reddi nedeniyle alınması gereken 21,15-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 17,15-TL"den mahsubu ile bakiye 4,00-TL"nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,

3-Yargılama giderlerinin tarafların üzerinde bırakılmasına,”

Dair oybirliği ile verilen 14.02.2012 gün ve 2011/21-5 sayılı kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine kararın süresinde temyiz edildiğinin anlaşılmasından ve dosyadaki tüm kağıtların okunmasından sonra gereği düşünüldü: 

HUKUK GENEL KURULU KARARI 

Davacı F. dava dilekçesinde, ihbar edilen hakim tarafından usul ve yasaya aykırı ve keyfi tutum ve davranışlarla,taraflılık, husumet ve ihsası reyden ibaret baskı ortamı oluşturarak katılan sıfatıyla bulunduğu davalarda hak ve çıkarlarını savunmasının sanıkların lehine imkansız hale getirildiğini, soru sormasının engellendiğini, ihbar edilen hakim tarafından azarlandığını ve tehdit edildiğini, taleplerin tutanaklara geçirilmediğini, reddi hakim talebinin işleme konulmadığını ve zaman ekonomisinin aleyhine kötüleştirildiğini iddia ederek 1 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Maliye Hazinesi vekili cevap dilekçesinde; bahse konu ceza davalarının yargılama aşamalarında usul hukuku hükümlerine uygun olarak gerekli yargısal işlemlerin yapılıp karar verildiğini, eldeki mevcut davanın açılmasına neden olarak gösterilen yargılamanın aşamalarına bakıldığında ise, hakimin kasıtlı davranışı veya ağır bir ihmal içinde bulunduğuna dair en küçük bir emare dahi bulunmadığını, HMK"nun 46. maddesindeki koşullar oluşmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

Mahkemece yukarıda başlık bölümüne alınan gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.

Dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.

SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile 4. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilamı harcı peşin alındığından başka harç alınmasına mahal olmadığına, 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 12. Maddesi ile 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu’na eklenen 93/A-5 fıkrası ve 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 12.12.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi