17. Hukuk Dairesi 2018/5497 E. , 2019/11994 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; ... mahallesi ... adresinde bulunan bağımsız bölümün evim paket sigorta poliçesi ile müvekkili sigorta şirketi tarafından sigorta kapsamına alındığını, 04/12/2012 tarihinde meydana gelen aşırı yağış sebebiyle ana kanalizasyon şebekesinin tıkanarak geri tepmesi ve taşması neticesinde sigorta kapsamına alınan evin su basması neticesinde zarar gördüğünü, düzenlenen ekspertiz raporu doğrultusunda 02/01/2013 tarihinde 11.949,00 TL bedelin sigortalıya ödendiğini, hasarın doğmasına sebebiyet veren kanalın yapım, bakım ve onarımından davalı İdarenin sorumlu olduğunu, hizmet kusuru sebebiyle doğan zararın da davalıdan tazmininin gerektiğini ileri sürerek 11.949,00 TL"nin 02/01/2013 tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; açılan davayı kabul etmediklerini, meydana gelen olay ile müvekkili arasında illiyet bağının bulunmadığını, sigortalı konutun yol kotundan aşağıda bulunması sebebiyle bu tür bir zararın meydana gelmiş olabileceğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; Davanın kısmen kabulüne, 5.974,59 TL"nin ödeme tarihi olan 02/01/2013 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, konut sigorta sözleşmesine dayalı rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekilince, davalının sorumluluğunda olan rögarın tıkanması ile geri tepen suların sirayeti iddiası ile sigortalı konutta oluşan ve sigortalıya ödenen hasarın tahsili talep edilmiş, davalı taraf; olay tarihinde binada geri tepmeyi önleyici tedbirlerin bulunmadığını, sigortalı konutun yol kotundan aşağıda bulunması sebebiyle bu tür bir zararın meydana gelmiş olabileceğini belirterek davanın reddini savunmuş, mahkemece inşaat mühendisi ve hesap uzmanı bilirkişiden alınan raporda, yağan yağmur sonucu yüzeysel suların yoğunluğundan kaynaklı olarak cadde üzerindeki ASKİ kanalizasyon bacasına dolan suların bacanın pislik vb nedenlerle doluluk oranının yüksekliğinden kaynaklı olarak şebeke borusuna sığmayan suların geri teperek en yakındaki davacıya sigortalı dairenin bulunduğu apartmanın parsel bacasına yönelerek buradan da en düşük kotta yer alan sigortalı dairenin banyosundan çıkarak evi bastığı, Davalının sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, özellikle yağışlı mevsimlerde yapılacak kontrol ve bakımdan da davalının sorumlu olduğu, ancak; Deşarj Yönetmeliği 10/m maddesine göre geri tepmeyi engelleyici sistemi de mal sahibi müteahhit veya yöneticinin yaptırmak zorunda olup, davacının sigortalısının geri tepmeyi önleyici sistemi yaptırdığını ispatlayamadığını belirterek sigortalının ve davalı ... şirketinin %50 kusurlu oldukları belirtilmiş, mahkemece rapor hükme esas alınarak yazılı olduğu üzere karar verilmiştir.
Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Zararın, davalının sorumluluğunda bulunan rögar hattının yetersizliği sebebiyle meydana geldiği sabit olup, binanın geri tepmeyi engelleyici sisteminin bulunmaması tesis sahibi olan davalının BK 58. maddesi hükmüne göre zarardan sorumluluğuna ilişkin illiyet bağını ortadan kaldırmaz ise de; binada geri tepmeyi önleyici önlemlerin bulunmaması halinde sigortalının davranışları zararın artmasına etken olup 818 Sayılı BK 43 ve 44. maddeleri gereği davacının (sigortalının) müterafık kusuru dikkate alınarak tazminattan belirlenecek oranda indirim yapılması mümkün olabilir. Keza; mahkemece yapılan keşifte bilirkişilerce sigortalı konutta geri tepmeyi engelleyici sistemin olup olmadığı incelenmeksizin; davacının geri tepmeyi engelleyici sistemin bulunduğunu ispatlayamadığının belirtilmesiyle yetinilmiştir.
Buna göre; mahkemece yapılacak iş; sigortalı konutta davaya konu su basması olayı nedeniyle binada geri tepmeyi önleyici sistem bulunup bulunmadığının konusunda uzman bilirkişi tarafından yerinde keşif yapılmak suretiyle tespiti ile geri tepmeyi önleyici sistemin varlığının ya da yokluğunun, zararın oluşmasına ve artmasına etkisinin olup olmadığının, sigortalının müterafık kusurunun olup olmadığının değerlendirilerek, hasıl olacak sonuca göre karar vermek olup, hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Kabule göre de beşeri yönetmeliğine göre yaptırılması zorunlu olan geri tepmeyi önleyici sistemin bina sahibi yaptırma durumunda ise de bu sistemin olup olmadığını kontrol denetleme yapma, binanın sisteme bağlama ve kullanmaya izin verme görevi de davalı idareye ait olup bu nedenlerle sigortalıya %50 kusur verilmesi de doğru değildir. Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya geri verilmesine 16/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.