
Esas No: 2017/16671
Karar No: 2018/5876
Karar Tarihi: 28.05.2018
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/16671 Esas 2018/5876 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı kurum tarafından 25.12.2008 - 15.01.2010 tarihleri arasında enerji tüketiminin 77.571, 20 kw olduğu kabul edilerek, 28.663TL borç tahakkuk ettirildiğini; oysa, 2007 ile 2008 yılları yıllık tüketim ortalamasının 13.000 kw olduğunu; tahakkuk ettirilen miktarı 9 taksitte davalı kuruma ödemek zorunda kaldığını belirterek; 31.05.2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile istirdadına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; tespit edilen tüketimin normal olduğunu, davacının taksitlendirme ile borcu kabul ettiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.Mahkemece; dava sebepsiz zenginleşmeye dayalı istirdat davası olarak nitelendirilmekle, olayda BK 66.maddesinde belirtilen 1 yıllık zamanaşımı hükümlerinin uygulanması gerektiği, son taksit tarihinden dava tarihine kadar bu sürenin geçtiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hükmün davacı tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 2014/18612 Esas- 2015/15822 Karar sayılı ve 14/10/2015 tarihli kararı ile; " ... Somut olayda; taraflar arasında abonelik sözleşmesi bulunduğunda uyuşmazlık yoktur. Dava konusu ihtilafta uygulanacak zamanaşımı süresi, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunması nedeniyle B.K. 125. ( yeni TBK 146. ) maddesi gereğince 10 yıl olup, dava tarihine kadar geçen sürede, zamanaşımı süresi dolmamıştır. Bu nedenle, davanın esasına girilip, taraf delilleri toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken; mahkemece, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir ...." gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozma kararına uyulmuş, elektrik mühendisi bilirkişiye rapor hazırlatılmıştır. Bilirkişi raporunda, tüketim analizi yapılarak aylık ortalama tüketim miktarından yararlanılarak 13,5 aylık tüketim hesaplanmış, fazla tahakkukun 18.584.00.TL olduğu belirtilmiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm bu kez davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Somut olayda, davacının bedeli 6111 Sayılı Yasaya göre 9 taksit ile ödediği, sayacın bozuk olduğuna dair dosya içerisinde herhangi rapor ve belge bulunmadığı dolayısı ile davacının iddiasını ispatlayamadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.